DEPREM ALTINDAN NOTLAR

“Biz afet bölgesindeyiz, bunu kabul edeceğiz. Yani selle karşılaşırız, depremle karşılaşırız. Bir saat sonra bir büyük depremin olmayacağını hiç kimse taahhüt edemez. Hangi fayda hangi kırılmanın olmayacağını hiç kimse taahhüt edemez. Onun için biz risklerimizi belirleyeceğiz, risk planlarımızı hazırlayacağız, ona göre tedbirler alacağız."

İçişleri Bakanı Soylu, bu sözleri geçen yıl Büyük Akdeniz depreminin yanında devede kulak kalan Düzce-Gölyaka depremi sonrasında söylemiş.

Peki; riskin büyük olduğu Maraş-Hatay hattındaki yüksek deprem geriliminin farkında değiller miydi?

Riskin alası burada vardı. Çünkü bilim insanlarının olası İstanbul depreminden sonra en dikkat çektikleri bölge burasıydı.

Ne deprem öncesinde, ne de sonrasında afete hazır değildi Türkiye, bu bir kez daha açığa çıktı.

Şimdi bunu itiraf edemiyorlar.

YARIN DEĞİL HEMEN ŞİMDİ!

Afete hazırlık ulusal bir plan, taşları doğru yere koyma meselesidir. Afet bölgesinde ilk anda çıkan kargaşada kimse kimsenin yardımına koşamaz. Ancak bir planla, başka il ve ilçelerdeki ekipler daha önceden belirlenmiş bölgelere sevk edilirler. Bu planda hız için ulaşım düzenlemesi dikkate alınır. Aslında seferberlikte böyledir. Bir kurmay heyet bu planı çok basit bir şekilde yapar. Mesela Samsun’daki bir ekip gideceği Maraş ve Malatya’yı önceden bilir ve ona göre hareket eder.

Türkiye’yi 20 yıldan beri yöneten AKP’nin bir sloganı var “Yarın değil hemen şimdi” diyorlar ama beton rantı için afete hazırlık sıfırlanmış görünüyor.

Mesela Atatürk Havalimanı’nın alanı çok geniş. Uzmanlara göre burası vakit geçirmeden afet toplanma yeri olarak düzenlenmeli. Olası İstanbul depreminde bu alan Avrupa yakasının tüm ihtiyacını tek başına sağlayabilir.

KİMLER SUÇLU?

Suçlu ararsanız; pek çok. Liste kabarık… En başa oy uğruna halkın da kolayına gelen vaatleri veren siyasetçileri koyabiliriz, sonra elbette kurallara uymayan inşaat yapıcılar geliyor.

2018 yılında çıkarılan İmar Affıyla deprem Bölgesinde 294 bin kaçak yapı affedilmiş, bunların çoğu yıkıldı veya ağır hasarlı.

Depremde can kaybının olmadığı, 2-3 binanın hafif hasarlı olduğu bir yer var. Burası tam depremin orta yerinde Hatay’ın Erzin ilçesi…

Burada hiçbir kaçak yapıya izin verilmemiş. Depremden önce belediye başkanına “Sen salak mısın?” falan bile demişler.

CHP’li Erzin Belediye Başkanı Ökkeş Elmasoğlu, “Erzin’imizde depremin kendisinden kaynaklanan bir can kaybımız olmadı, yaralımız da olmadı, bir enkazımız da olmadı” diyordu televizyon ekranlarında. Gerçi televizyonlar o konuşurken, yan karede yıkılmış Maraş’ı Adıyaman’ı gösteriyordu. Erzin’in hasarsız halinin bir drone ile kaydı kimsenin aklına gelmemişti. Daha neler akıllara gelmedi ki, deyip bir not daha aktarayım.

“Deprem yanardağ oluşturdu” balonu uçuruldu, yanardağ yalandı ama depremin dağ gibi sorunlar ortaya çıkardığı bir gerçekti. Hem de bazıları yıllarca sürecek sorunlar…

Bu yazının başlığını “Deprem Altından notlar” koydum. Dostoyevski’nin “Yeraltından notlar” eserine bir gönderme yaptım. Hayatın taş gibi ağırlaştığı, depremlerle sarsıldığı zamanlarda güzel bir dünya düşlersen ‘yalan rüzgarlarından değil, edebiyattan medet ummak lazım’ diyerek bitireyim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi