Dergiyi elektronik okumak

Lisedeyken magazinlere çok düşkündüm. Neredeyse her konuda aldığım aylık magazinler vardı. Büyük merakım bilgisayar için “Bilgisayar Pazarı”, müzik için “Blue Jean” daha sonraları uygulamalara ulaşmak için “CDROM Data“ ile başlamıştım. Üniversitede hemen her konuda dergi okumayı seviyordum. Mizah dergileri “GırGır”, “Fırt” ile artık her hafta dergi okumaya başlamıştım. 90’lı yılların sonunda Birnumara/Hearst yayıncılığın webmasterı olarak Harpars Bazaar ve 13 derginin ilk web sitelerini yapmıştım. FHM Türkiye pazarına girdiğinde, heyecanlanıp derginin web sitesini yapmıştık. Sonra öğrendik ki; haklarımız bunu kapsamıyormuş, web sitesini kapatmak zorunda kaldık ? .

Sonra dergicilik yapmaya başladığım dönemler geldi. “AD.Net” sanıyorum Türkiye’nin ilk internet dergisiydi. Yıllarca yazdım. T3 dergisinin genel yayın yönetmenliği ise dergilerin oluşumunda en yoğun olduğum dönemlerdi. Gazetelerde yazsam, radyo programları yapsam da dergiler benim hayatımda her zaman önemli oldu. Şimdi ise Bloomberg Businessweek’de yazıyorum ve dergilerde yazmayı çok seviyorum.

Ancak okumayı da hala çok seviyorum. Bloomberg Businessweek ve Harvard Business Review’i kendi uygulamalarından okumak ve araştırmak çok keyifli olsa da, neredeyse aklınıza gelen her Türkçe derginin bulunduğu Turkcell Dergilik’i de unutmamak gerekiyor. Yıllardır her gün gazeteleri (son dönemde Gazete Pencere’yi de), her ay dergilerin çoğunu bu kaynaktan okuyorum.

Dergilik hakkında daha önce de yazmıştım. Kurumsal kimlik ve kod açısından çok da başarılı bulmuyorum, eksikleri çok. Başında olsaydım logodan başlayarak yazılımı da yeniden düzenlerdim. Ancak son dönemde, bazı gazetelerin yayına geç verilme anlamsız isteğini kırmış gibi görünüyorlar. Bu nedenle onları kutlamak gerektiğini düşünüyorum.

Vodafone’un da dergiler için bir uygulaması var. dMags… Kurumsal kimlik, kullanıcı arayüzü, kullanıcı deneyimi açısından daha iyi bir uygulama. Ancak içerik açısından eksikleri çok. Turkcell kadar fazla dergiye ulaşamamışlar. Uygulamanın özellikleri çok da farklı değil ama içerik konusunda çalışmaları gerekiyor.

Yazıyı yazmadan önce son anda Türk Telekom’un da böyle bir uygulaması var mı diye merak ettim. İletişim departmanı hızlıca bir bilgi notu döndü. Uygulamanın ismi e-dergi. Kayıt oluyorsunuz ancak abone olmadan yayın okumak mümkün olmuyor. İletişim departmanı ile de bunu bir kere daha teyit ettirdim. Okumak mümkün görünmüyor.

Her ne kadar dergicilik öldü deseler, kuşe kağıdın kokusunu unutsakta, hala renkli ve resimli içeriklere ulaşmanın keyfi bence başka. O yüzden bu uygulamaların hepsini çok seviyorum. hala ay başlarında aylık dergileri bu uygulamalar sayesinde nerede olursam olayım okuyabiliyorum.

Sinyalsiz televizyon olur mu?

Beko harika bir televizyon yapmış. Beko Android Tv…

Arkada uygulama açısından zengin bir işletim sistemi olunca televizyon deneyimi de inanaılmaz bir noktaya taşınıyor. Öncelikle şunu söylemeliyim ki; test ettiğim televizyona ne kablolu ne STB ne de CAT 5 internet kablosu takılı. Sadece evin wifi ağına bağlı.

Öncelikle kullandığım bütün televizyon uygulamalarını yükledim.

  • Netflix
  • Amazon Prime Video
  • Turkcell TV+
  • Youtube
  • Apple TV

Apple TV haricindeki bütün uygulamaların kısa yolu zaten kumandanın üzerinde de var.

İşin güzel tarafı harika bir Android ana sayfası var. Bütün uygulamalardan seyrettiklerimi seçki halinde önüme getiriyor.

Bu arada bu uygulamaların, Android TV arayüzleri de harikaymış. Özellikle Netflix’i iPhone, iPad, bilgisayar da dahil her cihazda deneyimledim. Ama bu bambaşka bir arayüz olmuş.

Bu arada ekran kapalıyken bir saat uygulaması indirip onun çalışmasını sağladım. Gerçi bir süre sonra kapatıyor, keşke hiç kapatmasa.

Beko Android TV, oyun tutkunlarının da oldukça ilgisini çekiyormuş. Favori oyunlarını geniş ekranda ve yüksek görüntü kalitesiyle oynamalarına imkan tanıyor, bu anları daha eğlenceli ve kaliteli hale dönüştürüyor.

Yeni nesil, dört çekirdekli özel işlemcisiyle, tüm sahneleri çok hızlı analiz ederek, en iyi görüntüyü, en canlı renkleri ve detayları sunan Beko Android TV çerçevesiz şık tasarımıyla da göz dolduruyor. Özel tasarımlı, dahili hoparlörleri ve DTS VIRTUAL –X ve Dolby Digital gibi teknolojileri kaliteli, zengin ve çok boyutlu bir ses deneyimi yaşatırken, FHD TV’den 4 kat daha fazla piksele sahip olan, yüksek çözünürlüklü, kusursuz ve gerçek bir görüntü deneyimi sunan 4K UHD TV, her sahnedeki en küçük ayrıntıları gözler önüne seriyor. Görüntüdeki ışık seviyesini analiz ederek en parlak ve en karanlık kısımlarını olduğundan daha koyu ya da olduğundan daha parlak görünmesine imkan tanıyan Beko Android TV, Dolby vision teknolojisi ile görüntüdeki her kareyi ayarlayarak daha doğru renklerle daha fazla detay öne çıkarıyor.

Şunu söylemeliyim ki; ben Beko Android TV’yi beğendim. Özellikle yazılım tarafındaki imkanlar çok kullanışlı görünüyor. Anten ve HDMI girişine hiçbir bağlantı takmadan ancak bu kadar iyi bir deneyim yaşanırdı. Artık televizyon anlayışımız değişiyor.

Volkswagen T-Roc’un araç içi teknolojisi çok iyi

Geçen haftalarda, ailemle gerçekleştirdiğim Isparta seyahatimi Volkswagen T-Roc ile yaptım. Detayları ile uzun bir yazı konusu olacak ama çok beğendiğim bir iki konuyu burada yazmak istedim. Zira özellikle eğlence merkezi ve kontrol ekranı gerçekten çok güzel. Öncelikle çok büyük olduğunu söylemek lazım. Aynı zamanda hem Android hem de Apple’a telefonlarınızı bağlayıp uygulamaları otomobilin sisteminde görmek mümkün oluyor. Bu da ekranda inanılmaz imkanlar sunuyor.

Tabii biz önde USB-C üzerinden telefonlarımızı sisteme bağlarken, arkada da çocuklarımız tabletlerini şarj edebiliyorlardı. Yani ön ve arkada toplam 4 USB-C şarjı demek oluyor.

Herkesin bir otomobile bakışı farklı oluyor. Eşimin en çok dikkatini çeken geri görüş kamerasının detayları oldu. Hem ekranın büyüklüğü hem de kameranın kalitesi geri giderken inanılmaz detaylar veriyor.

Yolculuk çocukların molaları ile birlikte yedi saat kadar sürdü. Ama çocuklar hiç sıkılmadılar. Hatta bir ara ses sisteminin görsel kontrol sistemi ile çok eğlendiler. Bu kontrol sistemi sesi sadece sağa ve sola değil aynı anda öne ve arkaya almanızı sağlıyor. Genelde bir üst sınıfa alışık olmalarına rağmen ailem bu kompakt crossover’da da 7 saat boyunca sıkılmadan, yorulmadan seyahat edebildiler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Atıf Ünaldı Arşivi