Derin Yoksulluk Ağı’nın gösterdikleri verilerin ardındaki derin yoksulluk

Türkiye’de en yüksek gelir dilimindeki yüzde 20’lik kesim ülke gelirinden yüzde 46.3’lük dilim alabilirken, en alt yüzde 20’lik gelir grubundaki kesim ancak yüzde 6.2’lik pay elde edebiliyor. Bu veri size gelir adaletine dair bir fikir verebilir.
2018 yılında 17 milyon civarında kişi, yıllık 10 bin 670 TL ile 2019 yılında ise 17 milyondan fazla kişi yıllık 12 bin 950 TL ile yaşam mücadelesini sürdürdü. Bu veri de yoksulluğa dair bir fikir verebilir.
Bu istatistikler, Derin Yoksulluk Ağı’nın, geçtiğimiz günlerde yayımladığı çok önemli iki rapordan; “Pandemi Döneminde Derin Yoksulluk ve Haklara Erişim Araştırması” ve “Pandemide Derin Yoksullukla Mücadele”. Derin Yoksulluk Ağı, kent yoksulluğu alanında yoksul mahallelerde hak temelli çalışmalar yapan bir dayanışma ağı.
Bu iki rapor, yazının girişindeki verileri hatırlatarak ülkedeki yoksulluğa dair genel bir çerçeve çizerken, verilerin ötesine de geçerek, o istatistiklere dahil olan kişilerin hatta daha derin yoksulluk yaşayan kişilerin yaşamını gösteriyor bize. Derin yoksulluğun gündelik hayattaki boyutunu gözler önüne seriyor. Pandemiyle birlikte ailelerin daha da artan sosyoekonomik travmasını ortaya koyuyor. Ataşehir, Beyoğlu, Çekmeköy, Fatih, Şişli ve Ümraniye ilçeleri odakta olmak üzere Avcılar, Esenyurt, Üsküdar, Sancaktepe, Sultangazi ve Sultanbeyli ilçelerinden de toplam 103 haneyle yapılan araştırmanın sonuçlarından bazıları şöyle:
Görüşülen kişilerin yüzde 64’ü günlük işlerde çalışıyor, çoğunlukla kağıt-hurda toplayıcılığı,seyyar satıcılık,tekstil ve temizlik işi, çiçekçilik ve müzisyenlik yapıyorlar. Görüşme yapılan kişilerden yüzde 84’ü yeterli miktarda besine ulaşamadığını söylüyor. Görüşme yapılan kişilerin yüzde 53’ü pandemi döneminde daha fazla öğün atladığını, yüzde 49’u bazı besin gruplarına hiç ulaşamadığını, yüzde 14’ü hiç gıdaya erişemediğini belirtiyor.
MAMA ALAMAYANLAR ŞEKERLİ SU KULLANIYOR
103 haneden 49’u bebek bezi ya da maması kullanıyor. Bu ailelerin ise yüzde 74’ü bez ve mama almakta zorlandığını, yüzde 21’i hiç alamadığını söylüyor. Mama alamayan ailelerin çocuklarını şekerli su ve çay ile besledikleri tespit edildi. Önlem anlınmazsa sağlıksız beslenmenin gizli açlık, fiziksel ve zihinsel gelişimi yavaşlattığı durumlarla karşılaşmak bu aileler için kısa ve orta vadede gerçekleşmesi olası bir durum. Hanelerin yüzde 38’i pandemi döneminde evsiz kalma riski yaşadı. Yüzde 10’u zaten çadır ya da barakada yaşıyordu.
Ve bu yoksulluk döngüsünü kıracak tek şey eğitime erişim de pandemiyle birlikte daha da zorlaştı. 103 haneden 73’ünde okula giden toplamda 141 çocuk bulunuyor. Yüzde 57’si uzaktan eğitimi takip edemediğini söylüyor. Görüşme yapılan çocukların yüzde 11’i okula devam etmeyeceğini söylüyor. Yani okul terk oranlarının artması söz konusu olabilir. Yerel yönetimlere de kriz dönemi sosyal destek programları için öneriler sunulduğu raporların tamamına

Önceki ve Sonraki Yazılar
Umay Aktaş Arşivi