Devletin ödeyeceği faiz borçtan daha fazla

Son Güncellenme Tarihi: Ağustos 25, 2022 / 11:42

CHP Tekirdağ Milletvekili ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak başkanlığındaki Ekonomi Masası, bir dizi ziyaret ve toplantı için dün İzmir’deydi. Öztrak, ilk olarak İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği ile bir araya geldi.

Türkiye’de ekonominin durumu üzerine konuşma yapan Öztrak, CHP’nin iktidar olduğu takdirde ekonomideki sorunlara çözüm önerilerini anlattı. Öztrak’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:


“EKONOMİYİ ŞİŞİRME MODELİ”
“Türkiye’nin çok ciddi sorunları var. Bugün buraya nasıl geldiğimizi özetlemeye çalışırsak aynı anda iki krizi ya da iki büyük sıkıntıyı birlikte yaşıyoruz. Bunlardan bir tanesi… Türkiye’nin 2000’li yılların başındaki krizden sonra izlemeye başladığı program, artık bugün bu ülkenin ihtiyaçlarına ve dünya konjonktüründeki değişikliğe cevap vermiyor. Yani sıcak para ile ekonomiyi şişirme modeli artık yürümüyor. Sıcak para kısmı gelmiyor ama şu anda mevcut hükümet ısrarla şişirme kısmını, kredi ile borç ile ekonomiyi büyütmeye çalışıyor. Ancak sıcak para gelmeyince bunu yapmaya çalışırken de tüm iktisadi hayatın çeşitli alanlarını ciddi şekilde tahrip ediyor.

“ÜLKEDE KURAL YERİNE KRAL VAR ARTIK”
Dış dengemiz bozuluyor. Cari açığımız rekordan rekora koşuyor. Döviz rezervlerimiz bitmiş vaziyette. Enflasyon aldı başını gitti. Ucube bir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye bir sistem geldi. Aslında tam bir tek adam rejimi. Bugün artık ülkede kural yerine kral var. Bunu bana Polatlı’da bir çiftçi söylemişti. Biz kral değil kural istiyoruz demişti ama bugün ülkede kural yok, kral var. Gece yatıyorsunuz, sabah uyanıyorsunuz, bütün oyunun kuralları değişebiliyor. Uluslararası ilişkilerinde Türkiye’nin güvenilir ortak olma algısı giderek zayıflıyor.

“TÜRKİYE’NİN DURUMU İÇLER ACISI”
Milletin zenginleşmesi kral yerine kural olmasına bağlıdır. Mesele katılımcılık ve hesap verebilirlik. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı üyeleri arasında en altta Türkiye var. Türkiye’nin gerçekten katılımcılık ve hesap verebilirlik bakımından durumu içler acısı. Peki bu neye yarıyor? Hep söylüyoruz Türkiye’de hukuk sisteminin olmayışı, hesap verebilir bir yönetimin olmayışı cebimizi boşaltıyor. Onun için biz diyoruz ki Türkiye’nin artık yeni kurallara, yeni kurumlara, yeni kadrolara ihtiyacı var.

“EKONOMİ BİR SAFSATAYA KURBAN EDİLDİ”
Bugün Türkiye’de kurumsal altyapının tamamen çöktüğünü görüyoruz. Ekonomide de çok ciddi sıkıntılar var. 2018 Temmuz ayından bu yana Merkez Bankası’nın döviz kasası hızla boşaldı. 128 milyar dolar buharlaştırıldı. Daha hala da 60, 70 milyar dolar bu senin başından beri buharlaşmaya devam ediyor. 3 Hazine ve Maliye Bakanı, 4 Merkez Bankası Başkanı, 5 TÜİK Başkanı gördük. En sonunda da ekonomi tek kişinin ağzından çıkan, kerameti kendinden menkul dünyada hiçbir iktisatçının kabul etmediği bir safsataya kurban edildi. ‘Faiz sebep, enflasyon netice.’

Enflasyon tek haneli rakamlara düşmüştü. Fakat Merkez Bankası başkanları, ekonomi ve maliye bakanları değişti, faizler düşürülmeye başlandı ve ondan sonra da enflasyon yüzde 80’leri buldu. Ekonomide belirsizlik arttı.

“KURDAKİ BELİRSİZLİK ÇOK CİDDİ SORUNLARA YOL AÇIYOR”
Yıl sonu için en yüksek kur beklentisine baktığınız zaman 25 TL. En düşük 20 TL’nin altında bir rakam. Türkiye’de hiçbir zaman bu marj bu kadar açık olmadı. Kurdaki belirsizlik çok ciddi sıkıntılara yol açıyor. Güven kalmıyor. Evet, dışarıda da enflasyon var. Doğru. Hatta burnumuzun dibinde bir de savaş var. Ukrayna’yı işgal eden Rusya’da enflasyon yüzde 15, işgal altında olan Ukrayna’da yüzde 22. Peki Türkiye’de enflasyon ne kadar? Yüzde 79,6. Yüzde 80. Demek ki bu iş dışarıdan değil. Bu iş basbayağı bizden. Bizim de üyesi olduğumuz, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nda ortalama enflasyon yüzde 10.3. Dünyada ne kadar enflasyon varsa bizde misliyle var.

“CARİ AÇIK REKORLAR KIRIYOR”
Cari açık her ay rekor üstüne rekor kırıyor. Demek ki bu model çalışmıyor. Bir yıl içinde ödenmesi gereken borçlar da rekor üstüne rekor kırıyor. Türkiye’nin önümüzdeki bir yılda ödemesi gereken borç miktarı 182 milyar dolar. Bunu ödeyeceğiz, yerine 180 milyar dolar daha bulacağız. Çünkü öbür tarafta cari açığımız var. Onu da finanse etmemiz gerekiyor. En yüksek borç ödemesi de reel sektör dediğimiz özel kesim. Bu arada Merkez Bankası’nın net rezervleri de eksi 52,7 milyar dolar. Kasa boş, bitmiş, tüketilmiş. Bugün devletin ödeyeceği faizler, devletin ödeyeceği borçtan daha fazla. Yani faiz borcu geçmiş. Önümüzde çok büyük imkanlar var. Genç bir nüfusumuz var. Demografik fırsat penceremiz halen açık. Ama zamanımız da daralıyor. Bu fırsatları değerlendirmek için de yeni bir ekonomik modeli hayata geçirmek lazım. Bunu yapabilmek için ne lazım? Üç yeni lazım. Yeni kurumlar, yeni kurallar, yeni kadrolar. Yeni kurumlar dediğimiz zaman da; bugün milletimizin cebini boşaltan bu ucube Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bir an önce bırakılıp yeniden bu millet iradesinin tecelligahı olan parlamenter sisteminin hakim olduğu yönetim biçimine hızla geçmemiz lazım.

“İNSANLARIN REFAHTAN PAY ALMALARI LAZIM”
Büyümenin kapsayıcı olması lazım. Refahtan herkes adil bir pay almıyorsa o zaman o büyüme sürdürebilir olmuyor. Yani şunu söyleyeyim. Bir ekonomide sürekli birileri kazanıyor, sürekli birileri kaybediyorsa o ekonomi yürümüyor, bitiyor. İnsanların refahtan paylarını almaları lazım. Mali ve para politikası sürdürelebilir olmalı. Yani ülkeyi borca batırmamalıyız maliye politikası ile. Para politikası ile de enflasyonu azdırmamalıyız. Bu çerçevede Merkez Bankası’nın araç bağımsızlığına da saygı göstermemiz lazım.” (ANKA)

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top