Memetcan Demiray

Memetcan Demiray

Dolar yarın ne olur? (Ytd!)

Tüm dünya Covid-19'u konuşurken biz Resmi Gazete'yle yatıyor, Merkez Bankası'yla kalkıyoruz. Tam benzin fiyatlarına isyan edeceğiz, şeker kıtlığı baş gösteriyor! Ve dört yılı aşan Osman Kavala davası bile sırf "dövizi etkileyebilir" diye bir süre (!) gündem olabiliyor. Sanki her an her şeyin değişebildiği bir simülasyonda yaşıyor, sabrımızla sınanıyoruz. 



Dış basını takip edenler bilir. O uzak diyarlarda gündem pek kolay değişmez. Sahiden eğer büyük bir terör saldırısı ya da ünlü bir popçunun vefat haberi yoksa okuyacağınız manşetler üç aşağı, beş yukarı bellidir. Bundan olsa gerek, her sayfada birbirinden derin (!) görüşlerini paylaşacak sonsuz sayıda köşe yazarına gerek duyulmaz. Zira "gelecek", uzmanların ön görmesini gerektirecek kadar pamuk ipliğine bağlı değildir.
İşte o sıkıcı Batı medyası, şimdilerde Covid-19'la yatıp aşılama oranlarıyla kalkmaya devam ediyor. Öyle ya, özellikle Avrupa'da vaka sayıları tekrar artarken hastaneler, hasta seçme (triyaj) gibi bir trajediyle yeniden karşı karşıya geliyor. Salgın çocuklar arasında da hızla yayılırken devletler yeni "kapanmalar" konusunda isteksiz... Bu durumda ilk yasaklanan Noel pazarları oluyor. Peki "aşısız akrabalar"ı yılbaşı yemeğine davet edebilir miyiz? Yeni seyahat yasakları kimi nasıl etkileyecek? Seçim haberleri, mülteci sorunu, yaklaşan kış ve iklim krizi derken... Ortalama bir Alman gazetesinin kapağı, geçen yılkinin kopyasını andırıyor! Neyse ki bu sırada Güney Afrika'da yeni bir "virüs varyantı" ortaya çıkıyor da Hans'ın, Helga'nın gündemi "omicron"la renkleniyor!



MOTORİNİN AKIŞINA ÖLÜRÜM TÜRKİYE'M!

Oysa bizde öyle mi?.. Bir sabah telefon çalıyor ve arayan annem... "Gördün mü doların durumunu?" diye panik halinde soruyor! Meğer 7 saatlik uyku esnasında yüzde 14 devalüasyon yaşanmış! Gece 11'lik kurla yatan, hiç 12'yi görmeden ertesi gün zahmetsizce 13'e uyanmış!
E şimdi "iğneden ipliğe" zam gelir. Ufak bir alışveriş yapmalı. Ama o da ne?! Türk kahvesi ve toz şeker kotayla satılıyor! Ya bana 10 paket lazımsa? Sosyal medyada sorun çözülmüş: Onun için markete ayrı ayrı beş kez girmek ve her seferinde iki adet almak yetiyor! Deha böyle bir şey işte... Her naylon poşet taşıyanın "Alışverişe gidiyorum!" diye sokağa çıkma yasağını deldiği bir topluma elbette kota - mota işlemiyor!
Fakat araç sahipleri maalesef o kadar şanslı değil... Çünkü istasyona 15 kez de girsen otomobilin maksimum bir depo benzin kabul ediyor! Olsun, hiç yoktan iyidir. Aynı akşam benzincilerin önü kuyruk... Zam ya da "fiyat güncellemesi" haberini alanlar milli birlik ve beraberlik havası içinde sıra kavgasına tutuşuyor! Tuğralı Doblo'larla BMW jipler adeta bir bütün olmuş, "Motorinin akışına, ölürüm Türkiye'm!" şarkısını söylüyor.



BİZE HER GÜN 'KARA CUMA'...

Böyle coşkulu bir ortamda bazı ihtiyaç kalemlerinin karaborsaya düşmesi de kaçınılmaz tabii... Talep patlayınca Apple'ın satışları durduğu haberi herkesi sarsıyor. iPhone 13'ün değeri dakikalar içinde yüzde 50 artarken AirPods kapanın elinde kalıyor! Neticede teknoloji önemli... Bir Instagram "story"si öyle kolay çekilmiyor!
Postmodern "bolluk kuyruğu" böyleymiş demek... Hem sanal alışveriş firmaları da yaklaşan "Efsane Cuma" öncesi SMS üstüne SMS gönderiyor! Son fırsat, en büyük kampanya, mega indirim derken ABD'de bir gün süren "Kara Cuma" bizde tüm aya yayılıyor. Irish Examiner'ın haberine göre "Kara Cuma"da satılan ürünlerin yüzde 95'i, sonraki 6 ayda da yakın bir fiyata bulunabiliyor. Yani "alışveriş çılgınlığı"na kapılmadan önce ince eleyip sık dokumakta fayda var. Ama ne olur ne olmaz; Türkiye burası... 100 liradan 500'e çıkan ayakkabıyı 400'e kapatmaya "Bereketli Cuma" deniyor! Hem elin İrlandalısı ticareti Hepsiburada ve Idefix'ten daha mı iyi biliyor?!



'DARBECİ' EMİR 'HAİN KUR'A KARŞI!.. 

Bu sırada beklediğimiz güzel haber BAE'den geliyor. Hayır, BAE "Bilim, Araştırma, Eğitim" gibi bir şey değil; Birleşik Arap Emirlikleri'nin kısaltması... Daha önce "darbe sponsoru" denilen emirin ülkemize 100 milyar dolar sokacağı söyleniyor. Neden? Öyle çünkü... Daha sonra bu rakamın aslında 10 milyar olduğu ortaya çıkıyor. Allah bereket versin. Bakın "hain kur" şimdi nasıl da yerle bir oluyor?!
Sahiden de bu dedikoduyla dolar 11,55'lere geriliyor. 45 kuruşluk bir şahlanış ki insanın "Uyanış: Büyük Selçuklu" izleyesi geliyor! Tüm bu bahar havasına bir de Osman Kavala davası eklenmesin mi? Ya cuma günü serbest bırakılırsa... Dolar 11'in altına iner mi? Hapiste sessiz sedasız dört yılı dolduran Kavala, ufukta banknot yeşili görününce bir anda "popüler"leşiyor, 2-3 saat de olsa ülke gündemini meşgul ediyor. Tabii gelenek bozulmuyor, "Kavala'nın tutukluluk halinin devamına..." haberi ekranda geçerken... Sahi, özgür bir gün kaç dolar ediyor? 



VE GELELİM DOLARDAKİ SON DURUMA!..

Paha biçilemez tabii... Ama kimilerimiz bedenen hapis yatarken birçoğumuzun da aklı ve hayalleri ülkenin tuhaf gündemine esir düşüyor. Üç gün önce Fenerbahçe'ye yenilen Galatasaray "çöp" iken... Üç gün sonra Marsilya'ya dört gol atınca "Avrupa şampiyonu" ilan edilebiliyor. Ve bankadaki dolar hesabı en çok artan iller "milliyetçi - muhafazakâr" Aksaray, Kırşehir ve Osmaniye (!) olurken hayat pahalılığını tencere - tavalarla protesto etmek Kadıköy ve Çankaya "elit"lerine düşüyor! Hemen ardından "Aman iktidara koz vermeyelim. Sokağa çıkmak AKP'ye yarar" deniyor, 12 liralık kura da çabucak alışılıyor!
Berlin Özgür Üniversite'den felsefeci Dr. Fabian Bernhardt, son yazısında "Öleceğimiz tarihi bilmek ister miydik?" diye soruyor ve "Muhtemelen hayır. Çünkü o zaman hayatın tadı da sürprizi de kaçardı" cevabını veriyor. Hakikaten, o kadar belirlenmişlik de fazla sanki... Ama şu bizim "dalgalı" ruh hali yok mu... Tıpkı "oynak kur" gibi, asıl o bizi mahvediyor.
İşte Youtube'un yeni yıldızı, ekonomistler... Israrla "Yatırım tavsiyesi değildir!" (ytd) diyor ama her gün kuruşu kuruşuna döviz tahmini veriyorlar! Onlar da ne yapsın? Her şey o kadar belirsiz ki... Artık gazeteciler bitti, halk astrologlardan "dolar kehaneti" talep ediyor! 
O halde dönelim başlıktaki soruya... Dolar yarın ne olur? Maalesef 1 dolar, pazartesi de 1 dolar olmaya devam edecek efendim... Çünkü bizde TÜİK'e bağlı olsa da dünyayı hâlâ matematik döndürüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Memetcan Demiray Arşivi