Aytuna Tosunoglu

Aytuna Tosunoglu

Döngüyü kıralım artık

Gerçek bir gün ortaya çıkar. Öyledir.
Vergi kaçırmak için çevrilen dolaplar, haksız kazanç elde etmek için vergi sistemine takla attırmalar… İçimize işlemiş.
Bir grup araştırmacı gazetecinin sayesinde, büyük, etli, yağlı, leziz iş insanlarının ve daha birçoklarının Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vergi ödememek için, yani halka hizmet olarak geri dönmesi gereken parayı ödememek için off shore hesaplara aktardığını “hack”leme marifetiyle elde edilen isim listeleri sayesinde öğrendik. Konu yabancımız değildi ama isim isim bilmiyorduk. Dünkü (9 Ekim 2021 tarihli) Gazete Pencere’de detaylı bir dosya vardı, okumanızı tavsiye ederim.

Ensesi kalın bir grup, bu ülkede kazandığı paralarını yurtdışında vergi cenneti olarak isimlendirilen ülkelerdeki bankalara tek tuşla aktarıveriyor. Sonra o paralarla bu defa başka başka ülkelerde, tercihen demokrasisi, ekonomisi, yargı sistemi oturmuş ülkelerde emlak alıyorlar. Acıklı olan, aldıkları bina, arazi, villa vesaire için o ülkeye vergi ödeme konusunda kendi ülkelerine attıkları kazığı akıllarından bile geçirmemeleri. Haksızlığın ateşi sizin benim içimizi yaksın, dursun. Paranın miktarı o kadar fazla ki, mesela tek kalemde bir kişi 150 milyon Amerikan Doları’nı (aşağı yukarı 1 Milyar TL) Türkiye’ye vergi olarak ödemek İSTEMEDİĞİ için başka ülkede vergisini vererek mülkler alıyor. Kim bunlar? Hep aynı yapıda insanlar, aslına bakarsanız. İçleri kötü. Onlara soracak olsanız, bu yaptıkları bir suç değil. İşi kağıtlar üzerinde doğru göstermek için, kanuna uygun kılmak için, ilgili maddeyi öyle değil böyle yorumlama imkânı veren devlet yöneticilerini de arkalarına alınca, hepsi suçsuz. Cümleyi en başa döndürecek olsak, elimizde tek bir şey var. İçinize yedirerek okumaya çalışın lütfen: Bu insanlar kendi ülkelerinde vergi ödemeyi İSTEMEDİKLERİ için böyle yapıyor. Bu insanlar Türkiye’yi, halkları umursamadıkları için böyle yapıyor.

Aslına bakarsanız bizi yöneten şahsiyet, off shore’lara para gönderirseniz vergisini bu ülkede vermek zorundasınız mealinde bir tutum izlemişti. Hatta konuyla ilgili bir yasa bile hazırlandı. Ancak bu yasa bir türlü yürürlüğe giremedi. Nedenini sarayın sayısı bini geçen odalarında biriken kâğıt kümelerinin arasında aramak lazım, diye düşünüyorum. Çünkü o “A dört” kâğıdı bulsalar bizi yöneten şahsiyete imza atması için verecekler. Üstelik yasa geçtiğimiz on yıldır hazır. İmzası yok. Yürürlüğe giremiyor. Yoksa siz, zat-ı şahanelerinin masasında on yıldır beklemektedir mi dersiniz…
Hazır ama imzalanmadığı için yürürlüğe giremeyen yasa sayesinde, geçtiğimiz on yıldır halka geri dönmesi gereken milyarlarca lira birilerinin daha da zenginleşmesine neden oldu. Birileri bağış adı altında paraya başka taklalar attırdı, bu defa başka zümrelerin haksız kazanç elde etmesine yaradı. Ortaya çıkan belgelerden birinde, bir ensesi kalının, Türkiye’den kaçırdığı 104 milyon Amerikan Doları’nı bağış adı altında birine ya da birilerine göndermiş olduğu bilgisi var. Bağış miktarı 1 Milyar TL olunca ana kazanç ne kadar…? Verilen bağışı fitre hesabı gibi mi düşünmek lazım? Tüm bunların hepsi bu ayrıcalıklıların bu ülkede vergi ödemeyi istememelerindendir. Bu ayrıcalıklılar başka ülkelerin halklarına geri dönsün diye oralarda vergi vermekteler. Sorgulamadan, hinlik düşünmeden, rüşvet zarfı hazırlamadan vergi vermekteler. Toptan gitseler, oralarda mı yaşasalar acaba? Çok kötülük ettiler, bu topraklara…

İnsan yapımı bir dünyada (öyle ya, off shore vergi cennetleri, imzalanmayan “A dört” vesaire hep bizim yapım) aşırı büyüme, aşırı çürümeyi yanında getirir. Bitimsiz bir tekrara düşmekten yorulduk. Döngüyü kırmak zorunluluktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aytuna Tosunoglu Arşivi