Aytuna Tosunoglu

Aytuna Tosunoglu

DÜZEN DEĞİŞİKLİĞİ

İsim sayısı arttıkça pis olayların kabarttığı bir kütle karşısında ne yapacağını şaşırmış ve bezgin hissediyorsanız size bir haberim var: Farklı isimler aynı olay türünün tekrarından başka bir şey değildir. Sezgin Baran Korkmaz’ın temsil ettiği bütün, kapitalist sistemde bile suç olarak tarif edebildiğimiz bir ilişki ağıdır. Yoksa dar çerçevede, SBK’nın yontulmuş ilkellikle kendi cebini dolduran, şirketlere el koyup siyasi bağlantılar üzerinden kara para aklayan biri olduğu düşüncesiyle sınırlı kalırız. SBK, uluslararası siyasi ilişkiler ağının da bir parçasıdır. Bütünün küçükten de küçük bir parçasıdır, gördüğümüz.

Bize gerekli olan şey bir düzen değişikliğidir.
Sermayenin kendi arasındaki bu kavga hukuk içinde kalanla, hukuk dışında kalanın kavgasıdır, aslına bakarsanız. Biri diğerinin malına “çöker”, diğeri uygun anı kollar ve birinin malına “çöker”. Sonra öbürü gelir, diğerine… Sürer gider. Buradaki hukuk bir kılıf olur, sadece. Kim giyerse, üzerine uydurur. Bizler sömürülmüş emeğimizle bu oyunun bir parçası olup olmadığımızı anlamadan devrimizi tamamlarız. Oysa ki sermayenin cebine doldurduğu paralar, zenginlikler hepimizindir.

İnci gibi koylar, ormanlık alanlar, limanlar patır patır özelleştiriliyor. Özellikle bir ekonomik geliri olan limanları satmakla güvenliğimizi de satmış olmuyorlar mı? Ucundan azıcık gelir kaybına uğrama ihtimali belirdiğinde bu sistem, “istikrar” adına, “demokrasiyi korumak” adına, “atalarımızın kanıyla sulanmış bu toprak” adına asker olup ölmemizi ya da sakat kalarak dönmemizi istiyor. Kapitalist sistemin kendisi istikrardan nefret eder, hala anlamadık mı? İktidar akrabalarının kendi ceplerini doldurmak için silah üretmesi, satması iktidarın hiçbir zaman barıştan yana olmadığını, olmayacağını göstermiyor mu? Eğitim, sağlık, enerji, maden, liman işletmesi, ulaşım, iletişim gibi sektörler bu patron düzeninin elinde olduğu sürece emek sömürülmeye devam edecek. Suç işleyen iktidarların, SBK gibilerinin, medya elemanlarının yansıttığı hayatlara “Bu kadarı olmaz”, diyerek bakacağız, öyle mi? Pek öyle değil, artık.
İzleyerek şahit olduğumuz pislikleri kapatmak için bir ya da iki kurban vermeye hazırdır, sermaye. Biz bu filmi görmüştük. Piramidin en tepe noktası açığa çıkmadığı sürece aşağıda dolaşan, azgınlaşan, şuursuz ve doyumsuzlardan kurban seçerler.

Bu düzenin içinde kalan muhalefet mevcut sistem üzerinden bir çözüm bulmak durumundadır ve işi kolaydır çünkü sermayenin sermayeyle kavgasında kendine yakın duran sermayeyle iş birliği yapmak üzerinden kodlanmıştır. O yakın duran sermaye de temiz değil, fikrimce. Zaten temiz sermaye diye bir şey yoktur.
Bize gerekli olan, düzen değişikliğidir. Anti-emperyalist, laik ve sermaye karşıtı bir düzen…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aytuna Tosunoglu Arşivi