İki kardeşin annesi ve üvey babası tarafından cinsel istismara maruz kalmasına ilişkin Antalya'nın Elmalı ilçesinde görülen davada sanıkların tutuksuz yargılanmasının yarattığı tepki çocuk odaklı bir habercilikten ne kadar uzak olduğumuzu bir kez daha gösterdi. Haberlerde çocukların kimliklerinin anlaşılmasına sebep olabilecek anne ve üvey babalarının fotoğrafları kullanıldı, dava dosyasında yer alan çocukların cinsel istismarı anlattığı çizimler kullanıldı, mahremiyetleri ihlal edildi, travmaları istismar edildi. Kimi haberlerde, buraya yazarak tekrar etmek istemeyeceğim, çocuk haklarını merkeze almak yerine çaresizlik yaratan, çocukları istismara açık eden başlıklar atıldı.Çocuk odaklı habercilik nedir?Haberler çocuk odaklı bir anlayışla yazılsaydı tüm bunlar olmazdı. Çünkü çocuk odaklı habercilik, çocuğu hak ve özgürlük sahibi bir birey olarak görür, çocukların yaşadıklarına devletlerin çocuk hakları yükümlülükleri temelinde bakar, çocukların hakları ve özgürlükleri konusunda farkındalık yaratacak haberler yapar. Ayrıca hak ihlallerini takip eder, görünür kılar, bu ihlallerin önüne geçilmesi ve politika üretilmesi konusunda pro-aktif davranır, çocuk hak ihlaline uğrayıp haber olduğunda, onu daha da mağdur etmeyecek şekilde haberi yazar, her türlü haberi yaparken, çocuğun nasıl etkileneceğini sorgular. Sadece Elmalı Davası’nda değil, çocukların yer aldığı pek çok haber, hak ihlallerine sebep olan bir anlatıya dönüşüyor. Çocuk medyada nasıl yer alıyor, yaşanan ihlaller neler ve nasıl çocuk odaklı bir habercilik yapılabilir, bunlar üzerine daha çok konuşulacak ve tartışılacak şey var. Konuyla ilgili kaynaklardan birini sizlerle paylaşıp https://bianet.org/files/static/bia_kitaplar/Cocuk_Odakli_Habercilik_Elkitabi.pdf Elmalı Davası’na dönmek istiyorum.Sadece haberlerde değil, sosyal medyada da, yaşananlara tepki gösterirken çocukların hakları ihlal edildi, çocuğu “eksik yurttaş”, “çaresiz” gören toplumsal algı yine normalleştirildi. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nin daha önce de sık sık vurguladığı gibi “istismar sonrası hızla parlayan ve kısa sürede sönen toplumsal tepki; iyi niyetli olsa da yeterince iyi değil.” İstismar, düzenli olarak konuşmayı, talep etmeyi ve çocuk haklarını merkeze alarak düşünmeyi gerektiren bir sorun. Herkesin dikkat etmesi gereken, derneğin vurguladığı noktalar çok ama çok önemli:“ ‘Alçakça, korkunç, iğrenç’ gibi ifadeleri kullanmayı bırakın. Failin cezalandırılmasından bahsettiğiniz her yorumda mağdur olanın desteklenmesi ve haklarında da bahsedin. Hayatta kalanların, suçlayıcılık, damgalama, zorla evlendirme, genelleme ve utandırmayla mücadele ettiklerini, bu yüzden destek isteme, adalet arama, eğitimini sürdürme gibi haklarını kullanamadıklarını görmeye çalışın. ‘Sapık, canavar, pedofili, cani’ gibi kelimeler kullanarak faili uçlaştırmayın. Bu ifadeleri kullanmak öfkenizi yatıştırabilir. Ancak cinsel istismarla ilgili yanlış inanışları besler. Unutmayın cinsel istismarın faili her yaştan, her sosyo-ekonomik düzeyden, her politik görüşten, her cinsiyetten, her ülkeden olabilir. Çaresizlik yaratan yorumlar yapmayın. Cinsel istismar önlenebilir. Sosyal medya paylaşımlarıyla sınırlı kalmayın bulunduğunuz ilçenin kent konsey toplantılarına katılın ve cinsel istismarı önleyici etkinlikler talep edin. Çocukların bulunduğu görseller, tetikleyici ve travma yaratabilecek detaylar içeren haberleri paylaşmayın. Her koşulda kendinize sorduğunuz soru ‘Bu yorumum kişisel ihtiyacım mı, yoksa çocukların üstün yararına mı hizmet ediyor?’ olsun.”