Emekten, emekçiden, işçi sınıfından yana olmak, raslantısal bir şey değildir.
İnsanın bilinçli tercihidir, aklıyla, vicdanıyla yaptığı seçimidir…
Ancak, yaşam boyunca emekten yana olma tercihi, kolaylıkla herkesin üstesinden gelebileceği, basit bir iş değildir.
Gerektiğinde her türlü bedeli ödeyebilmeyi göze almaktır.
Ülkemiz tarihi, bu bedeli ödeyenlerin öyküleriyle dolu…
Kimileri bu bedeli idam sehpalarında, cezaevi hücrelerinde ödedi…
Kimileri işinden, aşından oldu.
Bazıları direndi…
Her şeye rağmen, paraya, pula, şöhrete ya da tehditlere, baskılara rağmen, işçi sınıfından yana olmayı kararlılıkla sürdürdü.
Bazıları kendilerine dayatılanlara teslim oldu, saf değiştirdi…
80’lerde dilimize yerleşen deyimle “köşeyi döndü…”
Geçtiğimiz günlerde, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Seyhan Erdoğdu için bir armağan kitap yayımlandı.
Yazının başlığını, bu kitabın sunuşundan aldım.
“Emek mücadelesinde bir ömür…”
Erdoğdu’nun yaşamını bir cümleyle özetleyin deseler, ancak böyle bir cümle kurulabilirdi.
Seyhan Hoca, ilk gençlik yıllarından bugüne kadar verdiği mücadeleyle, anıt bir isimdir.
Kalemini satmayan, hakkın ve haklının davasını koruyan, kollayan bir bilim insanıdır.
Hiçbir zaman yılmayanlardandır.
Yaşamının önemli bir kısmını sendikalara, emeğe ve emekçilere adamış gerçek bir aydındır.
Bunu başarabilmek sanıldığı kadar kolay değil.
Ülkemizde, emeğin haklarının ve özgürlüklerinin alabildiğine yok sayıldığı…
Emeğin, emekçinin, hak kavgasının neredeyse suç olduğu koşullarda, akademik çalışmalarıyla, söz, yazı ve eylemleriyle işçi sınıfının yanında durmak, yürek ister.
Ülkemizin nitelikli akademisyenlerinin makalelerinden oluşan bu kitap, Mülkiyeliler Birliği Vakfı tarafından yayımlandı.
Armağanı Hasan Tahsin Benli, Denizcan Kutlu, Elif Hacısalihoğlu ve Güven Savul hazırladı.
Bugünlerde internet üzerinden satışına başlanacak.
Emek mücadelesinin böylesine önemli bir ismine armağan edilen bu kitabın, ülkemiz demokrasi mücadelesinin yüz akı kurumlarından biri tarafından basılması da çok anlamlı oldu.
İşçi sınıfının böylesi aydınlara, akademisyenlere gönül borcu var.
Emeğin hak ve özgürlükleri için verilen mücadelede, alın teri için yürütülen kavgada emekçilerle birlikte olan, yanlarında duran isimlere şükran borcu var…
