Enerji verimliliği üzerine

Son Güncellenme Tarihi: Ağustos 29, 2022 / 06:48

Perşembe günü enerji verimliliği üzerine bir toplantı için Erzurum’daydım. Vali Okay Memiş, Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ve Verimder’in ev sahipliğindeki toplantıda Dünya Gazetesi’nin önemli ismi Vahap Munyar da söz aldı.

Türkiye’nin giderek artan enerji faturası verimlilik ve tasarruf konusunda atmamız gereken oldukça fazla adım olduğunu gösteriyor. Binaların %70’inin enerji verimliliğine uygun olmayan hali de göz önüne alındığında daha az tüketerek aynı randımanı elde etmenin yollarını bulmak gerekiyor. Bunlardan en önemlisi yeni binalarda enerji verimliliğine dikkat edilmesi.

Özelikle iklimin sert olduğu bölgelerde yani yazın çok sıcak, kışın ise soğuk geçen bölgelerde buna dikkat edilmesi gerekiyor.

Binaları soğutmak için harcadığımız enerji ısıtmak için harcadığımızın iki katı.

Uluslararası Enerji Ajansı soğutma veya ısıtmada klimaların sadece 1 derece indirilmesiyle kişi başına %7’lik bir enerji tasarrufu olacağını söylüyor. Bunu dikkatlice not etmeliyiz.

Eylül ayında Urfa’da gerçekleştireceğimiz toplantı bu çerçevede büyük önem arz ediyor. Dün ziyaret ettiğimiz Erzurum ise kışı oldukça soğuk geçiren bir ilimiz. Türkiye’nin ısınma ve enerji için yoğun şekilde kullandığı doğalgazın fiyatı son bir yılda birkaç katına çıktığı için, faturanın bir kısmı devlet, bir kısmı vatandaşlar ve firmalar tarafından karşılanıyor. Ancak bu haliyle bile sanayicinin, ticaret erbabının ve hane halkının hayatını zorlar bir seviyeye çıktı.

Firmaların son bir yıl içinde enerji faturaları en az %250 artmış durumda. Bundan da kötüsü ay sonunda nasıl bir fatura ödeyeceğini bilmeden üretime devam ediyorlar. Bir başka gerçek de şu:

Türkiye’de binalarda tüketilen enerji, sanayide tüketilen enerjiyi geçmiş durumda. Verimsiz enerji kullanan binalar gerçeğinde, bir zamanlar 55 milyar dolar civarında olan enerji faturamızın bu fiyatlarla 120 milyar dolara doğru koşması şaşırtıcı değil.

VERİMLİLİK BİLİNCİ OLUŞUYOR
Hükümetin son zamanlarda enerji verimliliği üzerine verdiği teşvikler bu konuda bilincin oluştuğunu gösteriyor.
Diğer taraftan faturasına katlanmaya razı olduğumuz enerjiyi bile tedarik edememe riski bulunuyor.

Bu sebeple tüm dünyada kayıp kaçak oranlarını azaltmak ve kendi kendine yeterlilik için uzaklardan enerji nakli yapmak yerine, enerjiyi yerelde üretip fazlasını çevreye dağıtmak prensibine ağırlık veriliyor.

Yukarıda bahsettiğim gelişmeler elbette doğalgaz satışı yapan ülke ve firmalar kadar enerji üretim-iletim-dağıtımı konusunda ciddi yatırım yapmış olan şirketlerin aleyhine seyrediyor. Dolayısıyla var güçleriyle esmekte olan rüzgarın karşısında durmaya çalışıyorlar.

Enerji verimliliği uçtan uca ele alınması gereken bir mesele olduğu için sadece binaların doğru tasarlanmasıyla hal yoluna girmesi mümkün değil.

Ticaretin şekil değiştirmesi hem zorunluluklar hem de teknolojiyle gerçekleştiği için birçok enerji firması, sanayi tesisleri ve mega yapıların sahiplerine “Biz kuralım ve sizin adınıza işletelim” diyerek enerjide kendi kendine yeterlilik arayanlara teklif sunmaya başladı.

Özetle, bina ya da tesislerine kendi enerjisini üretmek isteyenlere verimlilik konusunda yardım ederken, fazlasını etrafına satabilecekleri imkanlar yaratıyorlar.

Tüm bu gelişmeler enerji yatırımı yapanların, sektörün hangi megatrendlerin hakim olacağı konusunda bilgi vermeli. Elektrik enerjisi tüketilen toplam enerjinin yarısına kadar yükselecek, karbon ayak izi ve verimlilik en çok dikkat edilen konular olacak.

Türkiye’nin doğru adım adımları atması halinde her yıl cari dengeye 5 ile 7 milyar dolar arasında olumlu katkı yapması imkanı var. Bu katkı elbette teknolojik gelişmeler doğrultusunda daha da artabilir.

Türkiye’de de 2018 yılında uygulanmaya başlanan Enerji Verimliliği Eylem Planı, hem kamuda hem de özel sektörde farklı çalışmalarla yürütülüyor. Plan kapsamındaki çalışmalar sayesinde 2021 yılında 12 bin kişi için yeni istihdam imkanı yaratıldı ve toplam 372 milyon dolar tutarında enerji tasarrufu sağlandı. Enerji verimliliği alanındaki yatırımların 2021 yılındaki toplam tutarı ise 1 milyar 325 bin dolara ulaştı.

Ülkemizdeki bilincin uyandığını anlatmak için sizlere bilgi vermek istedim.

Emre Alkin

Prof. Dr. Emre Alkin; Saint Michel Fransız Lisesi’ni 1987 ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni de 1991’de bitirdikten sonra, 1993 yılında İstanbul Üniversitesi’nde lisansüstü eğitimini tamamladı. 1996 yılında Doktorasını yine aynı Üniversite’de tamamlayarak ve 1997’de “doçent”; 2002 yılında ise “profesör” unvanını aldı.

1999-2003 yılları arasında İMKB Başkan Danışmanlığı, 2000 yılında TİM Genel Sekreterliği, Vergi Konseyi Üyeliği görevini yürüten Prof. Dr. Emre Alkin; Çukurova Holding, Doğan Holding, Anadolu Holding ve Altınbaş Holding’de görev yaptı. Çeşitli gazetelerde ekonomi köşe yazarlığı, TV8, SKYTÜRK, A HABER, CNNTURK, TRTHABER gibi televizyon kanallarında ekonomi yorumculuğu yapan Prof. Dr. Emre Alkin, Dünya Gazetesi’nde “Paylaşmasak Olmazdı” isimli sayfasıyla içimizdeki kahramanlara yer vermektedir.

Şu an Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı olan Alkin, İzmir’in spor kulüplerinden Göztepe Sportif A.Ş.’de Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Futbol Federasyonu Genel Sekreterliği de yapmıştır. Temmuz 2017’den beri de Galatasaray Sportif A.Ş. Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktadır. Alkin, “Uzlaşmazlık Çözümü” konusunda şirketler ve kamu arasında ulusal ve uluslararası çalışmalara katılmaktadır. Ödeme Sistemleri, Mobil Teknolojiler, Finans ve Mali Konular ile ilgili uluslararası şirketlerde görev yapmaktadır.

Prof. Dr. Emre Alkin’in; “Risk Management”,“Finansal Aracılığın Evrimi”, “Bankalarda Risk Yönetimine Giriş”, Yalın Alpay’la birlikte kaleme aldığı “Dünden Bugüne Gaziantep”, “Her Şey Ekonomi Değil” , “Paylaşmasak Olmazdı”, “Fikret Mualla’nın Sanatı” ve 2017 yılının en iyi iş kitabı seçilen “Olaylarla Türkiye Ekonomisi” isimli, biri İngilizce olmak üzere sekiz kitabı bulunmaktadır. Ayrıca insan ilişkilerinin dünden bugüne evrimi üzerine yazdığı “Seve Seve Aldattım” isimli kitabı da bu yıl çok satan kitaplar arasında yer almıştır.

Prof. Dr. Emre Alkin, iki çocuk babası olup, Türkçe, İngilizce ve Fransızca konferanslar vermektedir.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top