ENFLASYON DÜŞECEK, FİYATLAR DEĞİL

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre TÜFE, aylık bazda %3,54 oranında artarken, ÜFE’deki aylık artış %7,83 düzeyinde gerçekleşti. Açıklanan aylık veriler ile TÜFE yıllık bazda %85,51 seviyesine, ÜFE’deki yıllık artış ise %157,69 seviyesine yükseldi. Açıklanan yıllık TÜFE son 24 yılın en yüksek seviyesi.

Dünyada da bir enflasyon problemi yaşandığı tartışmasız bir gerçek ancak Türkiye’de enflasyonun geldiği seviyelerin çok yüksek olduğunu ve bu yüksek enflasyonun önemli bir kısmına uyguladığımız ekonomi politikalarının neden olduğunu kabul etmeliyiz.

TÜFE, ana harcama gruplarına göre incelendiğinde de yıllık bazda en yüksek artışın %117,15 ile ulaştırma grubunda yaşandığı görülüyor. Sonrasında ise %99,05 ile gıda ve alkolsüz içecekler, %93,63 ile ev eşyası grubu geliyor. Bu üç gruptaki yıllık artış oranı açıklanan yıllık TÜFE’den de yüksek.

Gelecek döneme ilişkin ipucu veren çekirdek enflasyon da yükselişini sürdürüyor. Çekirdek enflasyon yıllık bazda %70,45’e yükseldi. Çekirdek enflasyonun gelmiş olduğu seviye enflasyonun katılığını ve çok zorlu bir sürecin bizi beklediğine işaret ediyor. Çekirdek enflasyonda aşağı yönlü bir trend oluşmadan enflasyon ile ilgili olumlu konuşmak mümkün değil.

Açıklanan bu veriler ile enflasyonda 2022 yılının zirvesini gördük diyebiliriz. Kasım ayı verisi ile birlikte yıllık bazda çok küçük bir artış daha yaşanabilir ancak aralık ve ocak aylarında baz etkisi ile enflasyonda ciddi bir gerileme göreceğiz. Geçtiğimiz yılın sonunda kurda yaşanan sert yükseliş sonrasında TÜFE, aralık ayında %13,58, ocak ayında ise %11,10 düzeyinde gerçekleşmişti. Hesaplamada kullanılan seriden bu iki yüksek veri çıkıp yerine daha düşük oranlı veriler girdiğinde enflasyonda rakamsal olarak bir gerileme göreceğiz. Kuvvetle muhtemelen 2022 yılını %70’ler etrafında gezinen bir enflasyon ile tamamlayacağız.

Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası tarafından açıklanan Enflasyon Raporu’nda 2023 yıl sonu enflasyon tahmini %22,30 olarak güncellendi. Üzülerek şimdiden belirtmek isterim ki; o tahminin bu politikalarla gerçekleşmesi mümkün değil. 2023 yıl sonu için beklentiler %45-50 seviyesinde konsolide olmuş durumda.

Genellikle yanlış bilinen bir kavramı da burada düzeltmek isterim. Önümüzdeki aylarda enflasyonda düşüş göreceğiz. Hatta bu düşüş eğilimi çok hızlı olmasa da 2023 yılında da devam edecek. Ancak enflasyonun düşmesi demek fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Fiyatlar artmaya devam edecek ancak artış hızı yavaşlayacak. Bunu bilmeli ve buna hazırlıklı olmalıyız.

Seçime giderken özellikle yılbaşından sonra para arzındaki artışın hızlanarak devam edeceği görülüyor. Kredi musluklarının açılacağı başta asgari ücret olmak üzere işçi, memur ve emekli maaşlarında yapılacak artışların enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir baskı yaratması kaçınılmaz olacaktır.

Esas dikkat edilmesi gereken husus ÜFE ile TÜFE arasındaki makasın açılmaya devam etmesi. İki endeks arasındaki fark 70 puanı aştı. Bunun anlamı şu; üreticinin şu anda fiyatlara yansıtamayarak sineye çektiği maliyet var. Talepte yaşanacak toparlanma tüketici fiyatlarına bir tur daha zam geleceğine işaret ediyor. Bu makas bir şekilde kapanacak. Burada ana senaryo bir kur atağı yaşanmaz ise ÜFE sakinleşir bir miktar aşağıya gelerek dengelenir ama üreticinin bugünlerde yapamadığı zamlar hayata geçtikçe tüketici fiyatları artar ve makas bu yolla kapanmaya başlar.

Bu köşede defalarca yazdım, bir kez daha yazayım.

Eylül 2021’de başlayan faiz indirim döngüsünün bu süreci doğuracağı gün gibi aşikardı. Türkiye gibi üretimde ithalata bağlı bir ekonomide faiz indirimleri sonucu döviz kurlarında yaşanacak artışın enflasyon yaratması kaçınılmazdı. 2021 Eylül’de faiz de enflasyon da %19 seviyesinde idi. Bugün ise faiz %10,50, enflasyon %85,50…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mert Yılmaz Arşivi