ENSEYİ KARARTMAYALIM

ENSEYİ KARARTMAYALIM
Toplamda 7 maç oynadığımız Letonya bir kabus gibi bizim için. Almanya’dan, Brezilya’dan beter yahu. Tarihimizde bir kere yendik onları, bir kez de yenildik bu tatlı belaya. Gerisi beraberlik.Gruplar, fikstürler belli olduğunda...

Toplamda 7 maç oynadığımız Letonya bir kabus gibi bizim için. Almanya’dan, Brezilya’dan beter yahu. Tarihimizde bir kere yendik onları, bir kez de yenildik bu tatlı belaya. Gerisi beraberlik.
Gruplar, fikstürler belli olduğunda cepte görülen Letonya hiç bu davete icap etmemiş anlayacağınız. Bizim dışımızda, Faroe Adaları’nı yeniyor Letonya bir de San Marino’yu, gerisi hep kayıp.
Grupta biz ikide iki gibi grubun üst düzeylerini yere sererken, Letonya evinde Karadağ’a deplasmanda da Hollanda’ya mağlup oldu. Rakiplerinin ağlarını o da Karadağ maçında sadece bir kez sarsabilmişlerdi.
Dünya Kupası elemelerinin Avrupa ayağına, ilk iki maçı alarak en iyi başlayan üçüncü ülkesiyiz. Burada da matematiğin bir haksızlığı var. İlk sırada Danimarka var, kiminle karşılaşmış? İsrail’e 2, Moldova’ya 8 atmışlar.
İkinci sırada İngiltere var, onlar da San Marino’ya 5, Arnavutluk’a 2 atıp gol yememişler.
Covid çok etkiledi takımı. İki haftada neredeyse 8 kayıp verdi milliler. Ama kimse tüm dünyayı etkileyen bu hastalığın arkasına sığınamaz.
“Maç saatinde durumu belli olacak” denilen kaptan Burak sahadaydı. Umut Meraş’ın yerine Caner, Kaan’ın yerine de Ozan Kabak 11’deydi. Birbirlerini tanıyan, birbirlerine iyi gelen çocuklar.
Letonya kapanacak, bize Ersun Yanal, Aykut Kocaman futbolundan resitaller sunacak tartışmaları Kenan’ın sol ayağından çıkan nefis şutla sona erdiğinde dakikalar henüz 2’ydi.
Maça 1-0 önde başlayan milliler, top oynamanın da heyecanına kavuştu. Letonya blok blok geride duramıyor, ister istemez bize pas ve koşu alanları yaratmak zorunda kalıyordu.
Kanatlarda Mert Müldür ve Caner Erkin’in hızlı çıkışları, Burak’ın topla buluşmasını ve bu bunu Yusuf ile paylaşmasını kolaylaştırdı. Letonya Milli Takım Hocası Dainis Kazakevics, önlem olarak gözüne Hakan Çalhanoğlu’nu kestirmiş belli. Saha bir tek ona dar edildi.
Ama misal dakika 21’de sola kaçarken bulduğu topu Kenan’ın önüne öyle güzel uzattı ki. Kenan ilk goldeki gibi vurabilse Kazakevics planlarını bir kez daha gözden geçirecekti.
Ya 32’de Caner’in direkte patlayan topuna ne demeli? “Üzülme” diyor hayat. Aynı dakikada korneri kullanıyor Caner, havadaki topu kafayla ceza sahası dışına çıkarıyor Letonya defansı. Hakan Çalhanoğlu gelişine vuruyor. Şahane vuruş, şahane gol. Bu O’nun bir klasiği artık. Turnuvadaki üçüncü maçı, ikinci golü. Bravo.
Bu gol tabelaya yazıldığında istatistikçiler de 9 isabetli şutun 8’ini gole çeviren Türkleri notları arasına kaydediyordu.
Dönüp dönüp Çalhanoğlu’nun golünün tekrarına izin vermiyor, futbolu hatırlayan ve hızlı çıkan Letonya’nın millileri. Başlama vuruşunun hemen sonrasında Jurkovskis’in arka direğimize uzattığı topu Savalnieks ağlarla buluşturuyor.
Golü attıktan sonra rakip defans ile oyalanma görevini seçen Kenan kayboldu. Bu Mert Müldür’ü kanadında yalnız bırakırken, Hakan’ın topla daha çok buluşmasını sağladı.
Gecenin kahramanlarından Sassuolo’da top koşturan Mert Müldür, adeta inadıyla yarattığı penaltıyı Burak Yılmaz net bir vuruşla gole çevirince ikinci yarı da istediğimiz gibi başladı.
Letonya yılmadı. Norveç’in kendi evinde yapamadığını onlar deplasmanda yapıyordu. Uldrikis, golden beş dakika sonra Marcis Oss’un indirdiği toplu filelere göndererek skoru 3-2’ye getirmeyi başardı.
70’ler, dünyada olduğu gibi bizim futbolumuzda da değişim zamanları. Hakan Çalhanoğlu, Yusuf Yazıcı ve Kenan Karaman kenara geldi, Umut Meraş, Taylan ve Enes Ünal sahaya çıktı.
Bizim memlekette kolayı zorlaştırmak adettendir ya. Yine bir yüksek topu ceza sahamızda bu kez Davis İkaunieks’un vuruşu ofsayt mı tartışmalarının içinde tabelaya gol olarak yazıldı ve son 10 dakikaya beraberlikle girildi.
Zor maçlarını çok kolay geçen milliler, belki biraz daha kondisyonlu, biraz daha dikkatli olsalar, farka gidecekleri maçı hayal edilmeyen bir skorla tamamladılar. Eylül maçlarına iş çıkardılar.
Bu maçtan elbette çıkarılacak dersler var. Rüya gibi bir başlangıcın rüya gibi gitmesi için aynı disipline, aynı inanca ihtiyaç var.
Dün gece çok kolay başlayan gece, daha büyük bir kabusla bitebilirdi. Ancak eylüle lider olarak gidiyoruz. Hala her şey bizim elimizde.
Galibiyetlerde soyunma odasına telefonla bağlanan Cumhurbaşkanı’nın gittiği ilk maçın beraberlikle bitmesinin ardından soyunma odasına uğramaması, kendisini bekleyen habercilere “İyi akşamlar” diyerek stattan ayrılmasını da not düşelim.
Herkesin morali bozuk. Ama karatmamak lazım enseyi. Türkiye Dünya Kupası’na gidecektir.