Erdoğan Kazanır mı?

Erdoğan’ın ‘kendi oyuyla’ yeniden cumhurbaşkanı seçilmesi zor. Ama dünya bu. Kılıçdaroğlu ve muhalefet mecliste çoğunluğu sağlayabilecek bir işbirliği geliştiremez ve Erdoğan’a oy vermeyecekleri sandığa götüremezse neden olmasın?

Kısa cevap: Çok zor. Ama imkânsız da değil.
Uzun cevaba gelince… Niye çok zorla başlayayım. Güvenilir bulduğum kamuoyu yoklamalarının gösterdiği şu: Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki desteği bir süredir 42-43 puana demirlemiş durumda ve ne aşağı ne yukarı hareket ediyor. Bu hareket etmeme hali şuna işaret ediyor: Seçimlere kadar çok büyük bir alt üst oluş olmazsa, Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 23-24 milyon kadar oy alacak. Seçmen sayısı aşağı yukarı 65 milyon, seçime katılım da, çoğu zaman olduğu gibi, yüzde 80’in üzerinde olacak göründüğünden, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda kullanılması beklenen 55 milyon kadar geçerli oydan 23-24 milyonunu Erdoğan’ın alacağı anlaşılıyor. Bu da, olur da Kılıçdaroğlu ilk turda yüzde 50+1’i bulursa Erdoğan’ın kaybetmesi demek. Özetle, seçime katılma oranlarında radikal bir düşüş olmadığı takdirde, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda kazanması imkânsız, kaybetmesiyse muhtemel. Oylarının 23-24 milyona takılmış, yukarı çıkmıyor oluşu, Erdoğan’ın seçimleri ilk turda kazanmasını imkânsız kılıyor. Manzara bu.

Ancak manzara bundan ibaret değil ve manzaranın kalan kısmı Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinin tümden imkânsız olmadığını gösteriyor. Manzaranın kalan kısmında biri esas, ikisi tali üç ihtimal, bir de vaka var. Esas ihtimal malum: Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda yüzde 50+1’i bulamayabilir. Tali ihtimallerin ilki: Meclis seçimlerinde Cumhur İttifakı 301 milletvekilini bulabilir. İkincisi: Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda katılım oranları düşebilir. Vaka da şu: Erdoğan’ın seçmen desteği 23-24 milyonun üstüne çıkmadığı gibi, altına inecek de görünmüyor. Bu son vakanın işaret ettiği durum enteresan: Cumhurbaşkanlığı seçimleri seçmenin hepsi için olmasa da önemlice bir kısmı için bir Erdoğan referandumuna dönmüş görünüyor. Belli ki cumhurbaşkanlığı seçimleri seçmenin bir kısmı için Erdoğan’a evet mi hayır mı değil de, her durumda evet denilecek bir referandum olmuş durumda.

Bu üç ihtimal ve bir vakanın işaret ettiğine ya da manzaranın tamamında ne göründüğüne gelince… Görünen şu: Erdoğan 23-24 milyon oyla yeniden cumhurbaşkanı seçilebilir. İnce ya da Oğan gibi muhtemel adaylar 7-8 puan kadar bir destek alır da cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalırsa ve hele de bu olup, bir de Cumhur İttifakı mecliste çoğunluğu sağlarsa, bir kısım seçmen cumhurbaşkanlığı seçimleri ilk turda kazanılamadığı, başka bir grup seçmen meclis seçimleri kaybedildiği, başka bir grup da ne Erdoğan ne Kılıçdaroğlu ruh halinde olabileceği için seçimlerin ikinci turuna katılmak hevesinde olmayabilir. Bu durumda Erdoğan’ın 23-24 milyon oyla yeniden seçilmesinin önü de açılmış olur. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk ya da ikinci turunda katılım oranı yüzde 75 civarına çekildiği takdirde, seçimleri bir Erdoğan referandumu olarak gördüğü anlaşılan 23-24 milyon seçmenin oyu Erdoğan’ı yeniden seçtirmeye yetebilir. Manzaranın tamamında görünen bu. Erdoğan’ın seçilmesi çok zor ama imkânsız da değil.

Kılıçdaroğlu Nasıl Kazanır?

Peki manzaranın Kılıçdaroğlu tarafında görünen ne? Kılıçdaroğlu kazanır mı, kazanırsa nasıl? Kolay cevap belli: Evet, 27-28 milyon oy alarak. Cevap kolay olmakla beraber Kılıçdaroğlu’nun 27-28 milyon oy alması kolay görünmüyor. En azından bugünkü manzara itibarıyla. Seçimlere daha 50 gün var, dolayısıyla atmosfer de, manzara da değişebilir. Ancak bugün itibarıyla görünen, seçimlerin ikinci tura kalmasına yetecek, diğer bir deyişle, Kılıçdaroğlu’nu 27-28 milyon oyun altında bırakabilecek kadar seçmen, seçimlerin Erdoğan’la Kılıçdaroğlu arasında geçecek olmasından memnun değil. Görünen şu: Bugün itibarıyla ne Erdoğan ne Kılıçdaroğlu diyen seçmenler seçim gününe kadar tutumlarını değiştirmezlerse ve İnce ve/ya Oğan 100.000 imzayı bulup aday olurlarsa Kılıçdaroğlu ilk turda 27-28 milyon oyu bulamayabilir.

Kılıçdaroğlu açısından bakıldığında, bu ihtimal cumhurbaşkanlığı seçimlerini ilk turda kazanmanın yolunun siyasetten, siyaset yapmaktan, en azından şimdiye kadar yapılandan farklı bir şeyler yapmaktan geçtiğini gösteriyor. Araştırmalar, Kılıçdaroğlu’nu ilk turda 27-28 milyon oya ulaştırabilecek ya da bu kadar oya ulaşmasını engelleyecek türden bir hareketliliğe sahip birkaç seçmen öbeği olduğuna işaret ediyor: CHP’li ve bilhassa da İYİ Partili Kılıçdaroğlu-septikler, Erdoğan’ı desteklemekten vazgeçmiş, ancak muhalefete mesafeli dindarlar, Kürtler ve ilk kez oy kullanacaklar. Önümüzdeki 50 gün içerisinde yapılacak etkili bir kampanya ve saha çalışması bu grupların Kılıçdaroğlu’na olan mesafesini azaltmak ve bu gruplara seçimlerin ikinci tura kalmasının ya da yeni bir Erdoğan döneminin maliyetini anlatmak için yeterli olabilir.

Ancak, olur da önümüzdeki 50 gün söz konusu grupların Kılıçdaroğlu’na olan mesafesini gidermeye yetmez de cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalırsa yapılabilecekler epey farklılaşacak. Kılıçdaroğlu’nun seçimleri ilk turda kazanması için de işe yarayabilir ve ikinci turdan önce yapılması gerekir; ancak muhtemel bir ikinci turda en çok işe yarayacak enstrüman, Millet İttifakı’nın meclis seçimlerine Cumhur İttifakı’nın 301 vekile ulaşmasını engelleyecek bir listeyle girmesi ve HDP’yle birlikte mecliste çoğunluğu ele geçirmesi olur. Ancak bundan da önemlisi, seçimlerin ikinci turunda katılma oranlarının düşmesini engellemeye çalışmak olacak. Erdoğan’ın oylarının 23-24 milyona çakılıp kalmış oluşu, ikinci turda seçimlerin kaybedilmesine yol açabilecek en temel unsurun katılım oranlarındaki düşüş olabileceğini gösteriyor. Muhtemel bir ikinci turda katılımın azalmasına yol açarak Kılıçdaroğlu’nu 27-28 milyon oya ulaşmaktan mahrum edebilecek gruplar yukarıdakilerle aynı olduğundan, bu dört grubun bir tür markaja alınması gerekiyor.

Manzara bu: Erdoğan’ın ‘kendi oyuyla’ yeniden cumhurbaşkanı seçilmesi zor. Ama dünya bu. Kılıçdaroğlu ve muhalefet mecliste çoğunluğu sağlayabilecek bir işbirliği geliştiremez ve Erdoğan’a oy vermeyecekleri sandığa götüremezse neden olmasın?

Mesut Yeğen

1964’te Siverek’te doğdu. Ankara Atatürk Lisesi’nden mezun oldu. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden lisans (1986) ve yüksek lisans (1989), Essex Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden doktora (1994) derecesini aldı. Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyeliği yaptı. Halen İstanbul Şehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesidir. Türk milliyetçiliği, Kürt sorunu ve Türkiye’de yurttaşlık meseleleri üzerine çalışmaktadır. Yayımlanmış kitapları şunlardır: Devlet Söyleminde Kürt Sorunu (İletişim, 1999), Müstakbel Türk’ten Sözde Vatandaşa: Cumhuriyet ve Kürtler (İletişim, 2006), Son Kürt İsyanı (İletişim, 2011), İngiliz Belgelerinde Kürdistan (Dipnot, 2012).

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top