ESAS OYUN ÖNCESİ SON ÇIRPINIŞLAR

Son Güncellenme Tarihi: Eylül 29, 2022 / 07:37

“Şunu da artık bilmek zorundayım, siz gerçekten benimle birlikte misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor, bazılarınızın da isteyerek veya istemeyerek zarar verdiğini de görüyorum. Artık karar verin. Bu halk düşmanlarını beraber yenecek miyiz, yenmeyecek miyiz? Benimleyseniz, benimle olduğunuzu artık hissetmek istiyorum. Sırtımı size yaslayacağımı bilmek istiyorum.”

Bay Kemal’in İzmir’de partisinin vekillerine bu hitabının çok ses getireceği, ilk sesi yükseltenlerin de reis-i cumhur adayı olarak adı geçen Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş olacağı belliydi.

Kaynakçılar hariç hemen herkes İmamoğlu ve Yavaş’ın Kemal Kılıçdaroğlu’na rağmen aday olmayacağını, olamayacağını biliyordu zira.

Meseleyi ittifaklar yarışı üzerinden okumak gerek. Mahalli seçimlerde beklediğinin de üzerinde ders alan Cumhur İttifakı, cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken Millet İttifakı’na ilişkin hesabı baştan kurdu.

İstanbul başta olmak üzere (Her ne kadar Saadet Partisi İstanbul’da aday çıkarsa da…) 11 büyükşehir belediyesini kazandıran irade Millet İttifakı’nı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dokunuşuyla kurmuştu bile.

Bu birbirine benzemez ama çok güçlü model karşısında önce zorlanacağını, vakit ilerledikçe de kaybedebileceğini okuyabilenler hesap pusulalarına yeni cümleler yazdılar.

Ana kentler, HDP seçmeninin de reyiyle kazanılmıştı Millet İttifakı adına. Cumhur İttifakı için ise HDP seçmenine rağmen Öcalan mektubu, Öcalan’ın kardeşinin TRT yayını ile yitirilmişti bu kentler.

Cumhur İttifakı’nda MHP, Millet İttifakı’nda da İYİ ve Demokrat Parti özel hassasiyetini bilen siyaset mühendisleri, yol haritalarını, pergeli HDP’nin üzerine saplayarak kurdular doğal olarak.

Cumhur İttifakı’nın özellikle medyayı murakabe eden ekibi, yerel seçimlerden bu yana HDP’yi Millet İttifakı’nın bileşeni, CHP’nin de gizli ortağı olarak anlatıp durdu.
Amaç İYİ ve Demokrat Parti’yi Millet İttifakı’ndan koparmak idi. Günlerce bu senaryoyu konuşmaktan usanmadılar.

Ne ‘Açılım Günleri’ni hatırladılar ne ‘Sayın Öcalan’la başlayan övgü yarışmalarını.

İYİ ve Demokrat Parti büyük bir sabırla bu süreci geçirdi.

HDP’nin İttifak Masası’nda olmadığı gibi sol bileşenlerle Üçüncü İttifakı kurması da kesmedi bu arkadaşları.

Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere üç adayın da CHP rozeti taşıyor olmasına çare bulamayan kaynakçı-operasyoncu takımı, ki bunlara başka isimler de takılır da neyse, Abdullah Gül, İlhan Kesici, Haşim Kılıç gibi olmayacakları ortaya atarak kafaları karıştırma yoluna gittiler.

Operasyoncular, buradan da eli boş döndü. Kemal Kılıçdaroğlu’nun, sakin gücüyle bu operasyonları savuşturduğu gibi iktidarın gündemini de belirlemeye başlaması tüm hesapları değiştirdi. Bay Kemal’in, Adalet Yürüyüşü’nün ardından partisinin gitmediği yerlere gitmesi, yıllardır mesafeli durulan tarafların, kanaat önderlerinin kapısını çalması ve “Helalleşme” diyerek cesur meydan okuması dengeleri altüst etti.

Operasyon takımı, yeniden Millet İttifakı’nın ikinci partisi İYİ Parti’nin kapısını çaldı.

Bir dernek, belki de bir vakıf olacakken siyasette görülmemiş bir maharetle İYİ Parti’yi parlamentoya azımsanamayacak sayıda sandalyeyle sokan ismin Kemal Kılıçdaroğlu olduğu unutulacak sanıldı.

Bu arada, İYİ Parti’nin bu başarısında, merkez sağda kısa sürede iddialı bir siyasi hareket haline gelmesinde Meral Akşener’in mücadelesini görmemek için ‘Âma’ olmak gerek. Hakkını vermek şart.

İYİ Parti lideri Meral Akşener’i Kemal Kılıçdaroğlu konusunda yeterince rahatsız edemeyen operasyon timinin hedefinde bu kez daha çok da ülkücü kökenli parti kadroları vardı.

Kazanacak aday gün gibi ortada iken, meydana “kazanabilecek bir aday” kavramını attılar.

Gelelim kitabın ortasına…

Şu ana kadar kaynakçı-operasyoncu takımı, hiç başaramadıkları mühendisliklerinde parti yönetimleri konusunda az da olsa etkili olmuş görünüyor.

Son çırpınışları bunların.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in HaberTürk Televizyonu’nda Fatih Altaylı ile yaptığı söyleşide dile getirdiklerini görüp hop hop hoplayanları uyarayım. Akşener de partisine ve teşkilatına hitap etti. Biraz sakin olun.

İktidarı, hele 20 yıllık bir iktidarı bırakmak hem onu meydana getirenler hem de oradan doğan, beslenen, büyük servetler kazanan, servetlerine servet katanlar için hiç kolay değil.

Bu zorluk, her türlü oyunu zaruri kılıyor bu kadrolar için.

Evet henüz son oyun oynanmadı ama çırpınışın sonuna gelindi.

Millet İttifakı’nın adayı bellidir. Öteki başka pazarlıklar adına bu yapıyı bozanı millet affetmez, pazarlıkçılarını da unutmaz.

Milletin derdiyle sahiden dertlendiğini söyleyenlerin bunu akıllarından hiç çıkarmaması gerekir.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top