Eski İstihbarat Daire Başkanı Pekin, Levent Göktaş’ı anlattı: Özel kuvvetlere de ‘kir’ bulaşmış

Son Güncellenme Tarihi: Ağustos 1, 2022 / 14:17

Genelkurmay’ın eski İstihbarat ve Personel Daire Başkanlıkları görevinde bulunan emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, görevde olduğu sırada dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın “Levent Göktaş’ı pasif görev aldırdığını” açıkladı. Pekin, “Epey kirlenmiş bir durum var, bunun açığa çıkması gerekiyor; Levent Göktaş “Konuşursam tuğla çekilir” demiş. Yani bir tuğla çekildiği zaman açığa çıkar, çekilmesi lazım” dedi.

Pekin, Genelkurmay Başkanlığı’nın, Levent Göktaş’ın takip edilmesi için MİT’e gönderdiği resmi yazıyı ve MİT’in de buna karşılık Kazakistan ve Türkmenistan’daki faaliyetlerini izleyerek verdiği raporu 2006 yılında gördüğünü de ifade etti. Pekin, Necip Hablemitoğlu suikastine de adı karışan ve halen kaçak durumda olan emekli albay ve avukat Levent Göktaş’ı nasıl tanıdığını ve bu konudaki son gelişmeleri KRT TV’de Semra Topçu’nun “Haftanın Panoraması” programında şöyle değerlendirdi:

“Öncelikle şunu söyleyeyim Levent Göktaş, yetenekli birisi, faaliyetlerine görevlerine baktığımız zaman önemli başarılara imza atmış birisi ama övülmekten hoşlanan aynı zamanda, etrafında efsanevi hikayelerin yaratıldığı onun da hoşuna gittiğini gördüğümüz bir isim.

Genelkurmay Personel Dairesi Başkanıyken 2003 yılında, Özel Kuvvetler Genelkurmay İkinci Başkanına bağlıdır, o zaman da Yaşar Büyükanıt İkinci Başkandı. Bana “Levent Göktaş’ı Özel Kuvvetler’den alın ve başka pasif bir birliğe verin” dedi. Biz de başka birime verdik. Büyükanıt o sene Birinci Ordu komutanı oldu. Askeri şûradan sonra o gidince Genelkurmay İkinci Başkanlığına İlker Başbuğ geldi ve Kara Kuvvetleri Komutanlığına da Aytaç Yalman geldi. Birgün Levent’i Aytaç Yalman’ın yanına girerken gördük. Beni çağırdı ve “Levent’i tekrar Özel Kuvvetler’e tayin edin”, dedi. O zaman “İkinci Başkan istemişti”, dedim. O da “Özel Kuvvetler’de aktif bir yere değil de daha pasif bir yere tayin edin”, dedi. Öğretim görevliliğine aktardık.

İnan Kıraç’ın Korkmaz’dan aktardığı 55-60 milyar bir para var, Levent’in hesabına geçen hisseler var. Burada da Levent’in iki tane ofisi var. Avukatlık yaparken çok farklı şeylerle irtibatlı, avukatlık yaparken bir takım iş bitirici faaliyetlerde bulunmuş, arabuluculuk faaliyetleri, belki alacak verecek arasında birtakım faaliyetlere bulaştığını görüyoruz.

Özel Kuvvetler içinde belli bir seviyeye ulaştığınızda, birtakım insanlar özel kuvvetlerdeki yetenekli insanlardan faydalanmak isteyebilir. Maalesef, bazı Özel Kuvvetler çalışanlarının petrol işiyle, silah işiyle uğraşan kişilerle Kuzey Irak’ta; Suriye’de Kazakistan’da, diğer yerlerde iş birliği içinde oldukları açık. Bunları Milli İstihbarat Teşkilatı biliyor. Levent konusunda da bu ve buna benzer bir şeyler olabilir, diye düşünüyorum. Bizzat gözümle görmedim ama cezaevinden çıkıyor ofisler açıyorsun, saraya yakınlığından-birilerini tanıdığından bahsediyorsun gelene gidene… Bunlar hep duyduğumuz şeyler. Levent’in bu işi tek başına yapacağını sanmıyorum, başka birileri de var.

Bana göre bu durum niye çıktı, son dakikaya kadar neden beklendi? Zaman aşımına 3 ay kalmış, zamanlama açısından, hedef Özel Kuvvetler diye düşünüyorum. Suriye’de ve Irak’ta başarılı olan Özel Kuvvetler’in karalanmak istendiğini, tasfiyesinin istendiğini düşünüyorum.

Özel Kuvvetler’in özel önlemlere ihtiyacı var. Kirli bir yapı ortaya çıkıyor, kirli yapıyı önlemek için oraya çok etkili insanları tayin etmeniz lazım, 2002’den itibaren bakıyoruz atamalar uygun değil. Bir terslik var, orayı bilmeyen birileri atanmış. Onlar vasıtasıyla Özel Kuvvetler şucu-bucu diye ikiye ayrılmış. Kontrol elden kaçmış. Önemli yerlerde görev yaparken, oraya ticaret yapan kişilerle tanışmışlar, beraber olmuşlar, devletin verdiği görevleri yaparken bir miktar kendilerine de çalışmışlar. Dolayısıyla kanunsuz işlere girişmişler, bir kısmı. Özel Kuvvetler’in yüzde 95’ini tenzih ederek söylüyorum. Ama bir kısmı böyle. Saddam konusu çıkmış, paletlerle paraların Adana-Mersin’e aktarıldığı, dedikodular oluşmuş, bütün bunlara bakmak lazım, incelemesi gerekiyor.

Epey kirlenmiş bir durum var, bunun açığa çıkması gerekiyor; Levent Göktaş “Konuşursam tuğla çekilir” demiş. Yani bir tuğla çekildiği zaman açığa çıkar, çekilmesi lazım.” oluşturduğu Altılı Masa’nın “Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?” sorusu seçim takvimi ilan edilmeden yanıt bulmayacak gibi. Son dönem aday olarak ibre CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na dönerken adaylık kararının nasıl alınacağı da merak konusu.

Açıklamalara bakılırsa “Altılı Masa” bileşenlerinden Kılıçdaroğlu ismine şerh yok, ama “Kazanabilir mi?” endişesi devam ediyor. Bu endişeyi CHP içinde de taşıyanlar az değil.

CHP kulislerine göre geçtiğimiz yıl anketlere dahi giremeyen Kılıçdaroğlu geçen bir yılda sürekli yükselen bir trend içinde. Son dönem bazı anketlerde de Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ı geçtiğine işaret ediliyor. Bu anketler cumhurbaşkanı adayına karar verecek Altılı Masa için önemli. Ancak aday gündemi ile toplanacak Altılı Masa öncesi Kılıçdaroğlu’nun ayrıca özel bir anket yaptıracağı konuşuluyor.

Buna göre CHP lideri, ekim-kasım aylarında en az iki şirketle anlaşarak ülke genelinde 81 ili kapsayan, en küçük ilde dahi 1500 örneklem olmak üzere toplamda 200 bin örneklemi içeren kapsamlı bir anket yaptıracak.

CHP’li kurmaylar, “Kılıçdaroğlu kapsamlı büyük anketler yaptırıp kazanacağına önce kendisi ikna olacaktır. Kazanacağına ikna olduğunda adaylığı ile ilgili partide en ufak sıkıntı yaşanmaz. Altılı Masa da son kararı verecektir” değerlendirmesi yapıyor.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top