ESTETİK, PATLAMA ÇAĞINI YAŞIYOR!

ESTETİK, PATLAMA ÇAĞINI YAŞIYOR!
Karantina dönemi bitti ve hepimiz yavaş yavaş yeni normale geçmeye başladık. Hayat kaldığı yerden nasıl devam edecek ve bazı alışkanlıklarımız değişecek mi bu durumu da zaman gösterecek. Ama bazı adresler var ki onlara gitme...

Karantina dönemi bitti ve hepimiz yavaş yavaş yeni normale geçmeye başladık. Hayat kaldığı yerden nasıl devam edecek ve bazı alışkanlıklarımız değişecek mi bu durumu da zaman gösterecek. Ama bazı adresler var ki onlara gitme alışkanlıkları hiç bitmeyecek ve değişmeyecek. Çünkü yüz yıllardır süren insanın güzel olma isteği yaşadığı müddetçe devam edecek. Özellikle geldiğimiz çağda önce iç güzelliğine bakarım diyenlerin sayısının fazla olduğunu pek sanmıyorum. Gönül ister ki içimizde güzel olsun, dışımızda. Yasakların kalktığı ve yeni normalleşmenin başladığı ilk dakikalarda gidilen iki adres vardı; kuaför salonları ve estetik merkezleri. Estetik dokunuşlar kişide mucizeler yaratabiliyor ve plastik cerrahide gelinen noktada herkes istediği şekle girebiliyor. Güzellik algısını, insanlarda yarattığı duyguyu, estetikteki gelişmeleri konusunda deneyimli ve özel isim Estetik Cerrah Serdar Bora Bayraktaroğlu’na sordum.  

Normalleşmeye geçerken güzelliğimiz için yaptırdığımız uygulamalar gündeme gelmeye başlıyor. Bu noktada siz estetik cerrahlar da ilk gidilecek adreslerdensiniz. Nasıl bir normalleşmeye giriyoruz ve estetik müdahaleler başlıyor mu?

Sağlık Bakanlığı’nın normalleşme adımlarına uygun olarak sosyal izolasyon kuralları çerçevesinde hizmet vermeye başladık. Artık ameliyatlara da başladık. Zamanı geçmiş ve ertelenmiş dolgu ve botoks gibi işlemlerle ilgili isteğiniz dahilinde işlem yaptırabilirsiniz. Ameliyat planınızı da gerçekleştirebilirsiniz.

Son günlerde tek tip güzellik algısından söz ediliyor. Sizce durum nasıl?

Güzel kadın tanımı içinde yüksek kaş kavsı, yanaklarının ve elmacık kemiklerinin hafif dolgun ve belirgin, göz kapağının yukarıya doğru çekik, dudaklarının etli ve dolgun, çene hattının ince ve sivri olması gibi özellikler var. İster ameliyatsız yöntemler olsun, ister ameliyatlı olsun hepsinin ulaşmak istediği nihai durum biraz önce tanımladığım güzellik algısına yaklaşmak. Bu uygulamalar yapıldıkça tek tip bir güzellik algısında insan tipi sınıflandırılması yapılıyor. Oysa tüm bu işlemler yaşlanmak sürecindeki yıpranmış kadının ya da erkeğin gençleşmesine yönelik. Estetik uygulama yapılan kişi daha dinlenmiş görünüyor, bu da toplumda o insanın diğer insanlar içerisinde algılanmasını kolaylaştırıyor. Ayrıca çok güzel örnekler var.

Biz kusursuzluk denen şeyi çok aramıyoruz

Kişinin fark edilmesini sağlıyor aslında. Peki bu çizdiğiniz kusursuz olmak durumuna ne kadar sahibiz, insanda doğuştan var mı bu güzellik ölçüleri?

Aslında yüz oranlarımızın kusursuzluğu diye bir şey yok hatta iki yüz yarım bile birbirinden farklı. Biz kusursuzluk denen şeyi çok aramıyoruz. Yapmaya çalıştığımız şey, dengeli ve ahenkli bir yüz ve beden yapmak. Küçük farklılıklar, kişiselliklerimiz aslında bizi biz yapan gizli özellikler bence.

Erkeklerde güzellik algısı ölçütü ne peki?

Aksi söylenmediği müddetçe erkeksiliği ön planda tutan ya da yapacağım işlem ile hastanın erkeksi durumunu azaltmayan işlemleri öneriyorum ve yapıyorum. Güzellik algısı kadınlar için genel geçer kural olmakla birlikte erkeklerde bu biraz daha ayrışıyor. Hastanın şikayeti ya da ihtiyacına göre bir şey belirlemek, onun yüz anatomisine uygun ve asla o erkeksiliği bozmayacak işlemler yapma taraftarıyım. Erkeklerde de talep gerçekten çok arttı.

Bu aşamaya nasıl gelinde ve bu oran arttı?

Çünkü kadınlar nasıl bedenleriyle, yüzleriyle sosyal ve toplumsal hayatta kendilerini daha özgüvenleri yerinde hissediyorsa artık erkekler için de bu geçerli. Erkekler gür saçlı olmak istiyor, kilolu olmak yerine daha kaslı maskülen gözükmek istiyor. Yüzlerinde lekeler, izler, hacim kayıpları olmasını istemiyor. Daha dinamik ve genç görünmek istiyorlar. Kendine bakan, sosyal hayatta var olan erkekler de bedenleriyle ilgili inisiyatif karar almaya başladılar.

Şöyle de denebilir mi kadınlar son yıllarda kendilerine baktıkça, güzelleştikçe ve ön plana çıkmaya başladıkça erkeklerde bir uyanış olmuş olabilir mi?

İnsanlar şunu fark etti ve araştırmalarda ortaya çıktı ki bedeni ve fiziksel özellikleri daha erkeksi duranların toplumda algıları, özgüvenleri ve sosyal hayatları iyi. İş başvurularında fiziksel özellikler önemli. Bu tip bir dönüşüm var ve bu dönüşümü doğru tuttuğumuz müddetçe ben de destekliyorum. Bir erkek plastik cerrah olarak da bende kendime estetik müdahalelerde bulunuyorum ve bunu da saklamıyorum. Çünkü var olduğum, sahip olduğum yüz ve beden projeksiyonumu biraz daha uzun süre kullanmak istiyorum. Bu günümüz tıp ve plastik cerrahisi ile mümkün, başarılabilir.

Güzellik her dönem için insanlar tarafından arzu edilen bir durum oldu

Eğer bir güzellik dayatması ve algı varsa bunun nedeni ne ya da kimler?

Hikaye yalnızca bu dönemi özgü bir durum değil, güzellik her dönem için insanlar tarafından arzu edilen bir durum oldu. Ama tabi ki dünyada plastik cerrahi artık o kadar iyi bir noktaya geldi ve taban yayıldı ki artık kraliçeden toplumun en alt grubuna herkes ulaşabiliyor. Onun için biz buna bir dayatma demiyoruz. Eskiden bazı insanların ulaşabildiği lüksün artık herkes tarafından uygulanmasından dolayı estetik patlama çağını yaşıyor. Bence söylenmesi gereken bu yoksa bundan iki bin yıl önce de kadınlar çok güzel olmak istiyorlardı.

Estetik daha ulaşılabilir olduğu için yaygınlaştı

Patlama dönemi yaşamamızın en önemli sebebi de geldiğimiz yüz yılda insanların daha mutsuz ve yalnız oldukları için kendilerini iyi hissetmek adına estetiğe başvurmaları olabilir mi?

Şimdi bu kavramın duygusal tarafı tartışılabilir. Son yüz yılın insanları sosyal olarak daha yalnız daha depresif diye adlandırabilirsiniz ama tam tersini de söylemek mümkün belki de estetik artık daha ulaşılabilir olduğu için de yaygınlaştı. Kişisel olarak ben şunu öneriyorum estetik cerrahi uygulamalar depresyona çözüm uygulamaları değildir ama insanda oluşturulan fiziksel iyilik halinin ruhsal bir yansıması da olur. Araştırmalar da bunu söylüyor.

Yüz nakli, kafa nakli derken olay çok fütüristik bir yere gidiyor. Yakında yaşlanma ortadan kalkacak mı?

Yaşsız olmamak, yaşlanmamak ya da yıllanmamak, hep genç kalmak durumunun önümüzdeki yüz yıl içerisinde mümkün olacağını düşünmüyorum. Ama böyle bir şeyin var olabileceğine inanıyorum. Çünkü doğada bazı canlılar var ki çok geç yaşlanıyorlar örneğin kaplumbağalar 300 yıl yaşayabiliyorlar, bazı balık türleri tamamen uykuda bir süreci yaşayıp tekrar kışın buzların içinden doğabiliyorlar. Doğada örnekleri olduğu için aslında insan evriminde de bu örnekleri nihai olarak bizim de önümüze gelebileceğini düşünüyorum. Ama bunun erken evrede, bu yüz yıl içerisinde olabileceğine ihtimal vermiyorum.

İnsan ömrü ne olacak peki?

İnsan ömrü uzayacak kesin ve insan ömrü uzadığında yaşların algısı değişecek. Örneğin eskiden 60’lı yaşlardaki teyzeler artık orta yaş sınıfı oldu bile. Ömür 120-130’lara uzayacak. Yıllanma ve yaşlanma süreçlerini yavaşlatabiliyoruz, estetikte gelinen aşama çok iyi boyutlarda.

Memeleri sarkmış bir kadının meme ameliyatı sonucunda psikolojisi hatta ilişkisi kurtuluyor. Plastik cerrahi böyle başka nelere neden oluyor?

Konuştuğumuz ve dillendirmediğimiz bir tarafta işin seksüel tarafı. İçi boşalmış ve sarkmış bir memeye sahip bir kadının cinsel hayatı, dolgun ve diri bir memeye sahip kadının cinsel hayatına göre bazı handikaplar içerebilir. Bu eşiyle, sevgilisiyle, partneriyle bazı sorunlar oluşturabilir. O ortamda da kendisini özgün ve rahat hissedebilen bir kadının özel hayatı da bu anlamda çok daha iyi bir noktaya gidebilir. Yanlış anlaşılmaması gereken durum şu; bu işlemler bir duygu durumu bozukluğu ya da vücut algı bozukluğu gibi problemlere çözüm değil yani bir insanın mutluluk kaynağı değil, bu tip bir işlem doğru planlandığında gerçekten size olumlu bir katkı yapacaktır.

Plastik cerrahide yaratıcılık ve içgüdü önemli 

Siz bu alanı neden tercih ettiniz?

Plastik cerrahi çok ilginç ve fazla seçeneği olan bir alan. Ve bu kadar seçeneğin biraz da yaratıcılık ve içgüdüyle birleşebildiği belki de tıbbın tek alanı, onun için bu alan beni çok iyi ifade ediyor. Tekrar dünyaya gelseydim yine bu mesleği seçerdim. Mesleğim benim için bir tutku onun için mesleğimi seviyorum ve gurur duyuyorum.