Faturalar bel büküyor

Son Güncellenme Tarihi: Şubat 11, 2022 / 14:54

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), geçtiğimiz hafta ocak ayı enflasyon verilerini açıkladı. Yıllık enflasyon TÜFE’de %50’ye, ÜFE ise %100’e yaklaştı. Dünyada enflasyon baskısının kendisini hissettirdiği doğru da bizdeki bu oranlar kabul edilebilir oranlar değil ve pek çok kısmı tamamen bizim yaptığımız hatalardan ya da aldığımız kararlardan kaynaklanıyor. İşin daha da üzücü yanı bu seviyeler tepe değil. Önümüzdeki aylarda daha yüksek seviyeleri de ne yazık ki göreceğiz. Geçtiğimiz günlerde enflasyonun ocak ayında tepe yapıp sonra belli bir bantta dalgalanacağını ifade eden Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de söylemini değiştirdi ve tepe noktasının nisan-mayıs aylarında görüleceğini söyledi. Yıl sonu için TCMB enflasyon tahminini %23,2’ye yükseltse de bu tahmin piyasaya göre oldukça iyimser.

2021 Aralık ve 2022 Ocak aylarında açıklanan çift haneli aylık veriler seriden çıkıp da yeni veriler seriye girdiğinde (2022 yıl sonu ve 2023 yıl başında) baz etkisi ile enflasyonda hatırı sayılır bir düşüş göreceğiz. Ancak biz özellikle enflasyon konusunda sürekli bir baz etkisi ile analiz etme ısrarından vazgeçmeliyiz. Şimdilik vazgeçmemiz gereken bir konu da %5 enflasyon hedefi. Elbette hepimiz istiyoruz enflasyonun tek haneye hatta %5 seviyesine gerilemesini. Ancak bu işler söyleyerek olmuyor. Keşke olsa. O hedefe ulaşmamız için kullanmamız gereken araçlar belli ama biz o araçları da kullanmamakta ısrar ediyoruz. Peki %5 enflasyon hedefini nasıl gerçekleştireceğiz? Bakan Nebati de ısrarla Türkiye’nin 2023 yılında yapılacak seçimlere tek haneli enflasyon ile gideceğini söylüyor. Ama ne yapılacak da tek haneli enflasyona bu kadar kısa sürede ulaşılacak orası belli değil. Madem bu kadar kolaydı niye bugüne kadar başaramadık? Türkiye ekonomisinin temel sorunu enflasyondur. Bu sorun çözülmeden de hiçbir sorunu kalıcı ve sağlıklı bir biçimde çözemeyiz.

Biraz da sokağa inelim. Kiminle konuşursan konuş konu anında geçim sıkıntısına geliyor. Özellikle elektrik faturaları bel bükmüş durumda. İnsanlar faturalarını sosyal medyada paylaşmaya ya da işletmelerinin camına asmaya başladılar. Sosyal hayatta çok ciddi bir yavaşlama var. İnsanlar bu fiyatlarla sokağa çıkamıyor, eğlenemiyor. Kenarda birikimi olan, iyi geliri olan insanlar bile vites küçültmeye başladı. Tanıdığım mekan sahipleri, konuştuğum insanlar yılbaşından bu güne işlerinin %40-70 arasında değişen oranlarda düştüğünü söylüyorlar. Hizmet sektöründe yaşanacak bir sıkıntı -ki maalesef kaçınılmaz görünüyor- restoranları, kafeleri hatta otelleri kapanma noktasına getirebilir ki bu bile başlı başına işsizlik için ciddi bir risk.

Neredeyse her gün benzine, motorine zam geliyor. Gelen zamlar da öyle 3-5 kuruş değil. Bir seferde litreye neredeyse 1 TL’ye yaklaşan artışlar. Vatandaşa “Araba kullanma, toplu taşıma kullan” diyenler çıkacaktır da Anadolu’dan büyükşehirlere gelen tarım ürünleri de katıra mı yüklenerek gönderilecek? Ulaştırma maliyeti ister istemez raftaki fiyata yansıyor oradan da vatandaşın tenceresine.

Geçtiğimiz hafta sonu Alanya’da idim. Fiyatlama tamamen Euro bazında. Turist için bozuk para diyeceğin fiyatlar ülkenin vatandaşı için ciddi yüksek seviyelerde. İnsanlar ailelerini alıp hafta sonu sokağa çıkmaya, eğlenmeye gitmeye korkar hale geldiler.

Asgari ücret 2.826 TL’den 4.253 TL’ye yükseltilince insanlara iyi bir moral olmuştu ve neyse enflasyonun altında ezilmedik denmişti. Ama görülen o ki; verilen zam neredeyse elektrik ve doğalgaz faturalarına gelen zamlarla gitti. Gıda, benzin, motorin gibi zamları ise yazmıyorum bile.

Doğal gaz ve elektrik faturalarının bir kısmının devlet tarafından sübvanse edildiği doğru. Hatta pek çok ülkeye göre ucuz olduğu da. Ama bu olaya nereden baktığınız ile değişir. Devlet sübvanse ediyor ama gelen fatura neredeyse ikiye katlanmış ise geliri aynı oranda artmayan insanlara bunu anlatamazsınız. Diğer konu ucuz peki; ama o ülkelerdeki insanların geliri ile Türkiye’deki ortalama gelir aynı mı? Bir Alman aylık gelirinin ne kadarını elektrik parası olarak ödüyor? Ya da bir Yunan asgari ücret ile kaç litre benzin alabiliyor? Karşılaştırma böyle yapılır. Kelime oyunları ile değil.

Diğer taraftan evlere uygulanan elektrik tarifesinde bir iyileştirme yapılsa da çalışmalar bunun vatandaşın cebine anlamlı bir katkısının olmayacağını ortaya koyuyor.

Sade bir vatandaş olarak gözlemimi paylaşayım. Seçime yaklaşırken elektrik ve doğalgaz faturaları hükümeti sandıkta çok zorlayacak.

Mert Yılmaz

1973 yılında İstanbul’da doğan ve 1995 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi İstatistik Bölümü’nden mezun olduktan sonra sermaye piyasalarında çalışmaya başlayan Mert Yılmaz, çeşitli aracı kurumlarda farklı görevlerde bulunmuştur. Kariyerinin yaklaşık yarısını araştırma bölümlerinde, geri kalan yarısını ise pazarlama-satış alanında geçirmiştir. 2016 Ocak ayından beri NoorCM Menkul Değerler A.Ş.’de Yurt İçi Piyasalar Satış Müdürü olarak görev yapmaktadır. Görsel ve yazılı medyada piyasalar üzerine düzenli yorumlar yapan Mert Yılmaz, aynı zamanda şirketlere danışmanlık hizmeti de vermektedir. 2016-2017 eğitim yılında Nişantaşı Üniversitesi’nde İktisadi İdari Bilimler Fakültesi bünyesindeki Ekonomi ve Finans bölümünde öğretim görevlisi olarak da görev yapmuıştır. Şu an İnfo Yatırım Genel Müdürü olarak çalışmaktadır.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top