FENERİN FARK YARATANLARI

Tamam Fenerin kadro derinliği var ama kardeşim dipsiz kuyu da değil bu. Sen Hatay deplasmanına gel, Pelkas sakat olsun, Sosa hastalansın, maç içinde de Gustavo sakatlansın. E zor olur tabi maç. İşte bu maç o literatüre geçen meşhur “kötü oynasan da üç puan alman gereken” maçtı. Fenerbahçe “fark yaratan oyuncuları” sayesinde aldı.
Herhalde maç öncesi sokaktaki 10 Fenerli’ye sorsalar, ancak yarısı “rahat olun, biz bu maçı kolay alırız” diyebilirdi. Ben de başlarda endişeli olsam da, Fenerbahçe takımının Hatay’da karşılanışını gördükten sonra havaya girerek, ekran başına çok rahat oturdum.
Çokluk içinde yokluk. Çok sayıda sakatlık Erol Bulut’un elini zorlaştırsa da kadro derinliği imdada yetişiyor. İlk 11’e hiç itirazım yoktu. Herkesin gözü Mesut’taydı ama benim favorim Samuel- Osayi’ydi. O kadar iddialıydım ki, maç öncesi herkese “rahat olun bu maçı Osayi alır” diyordum; “maçın diğer kahramanı da Altay olur. İki ya da üç gol kurtarır”. Ama açıkçası bu kadarını kastetmemiştim.
İlk düdükten itibaren gördük ki sıkı maç olacak. Hatay sağlam top oynuyordu ama Fenerbahçe de uzun süredir beklediğimiz gibi ilerde basıyordu. Gustavo Fenerbahçe’nin oyununun kilidiydi. Bolca top çalarak hem Hatay’ın pozisyon yaratmasına engel oldu hem de oyunu Fenerbahçe lehine ileri doğru taşıdı.
Orta sahadaki her topta “ah Pelkas, vah Pelkas” demenin çok anlamı yoktu ama dedik. Yerinde oynayan Mert Hakan çok çalıştı, hakkını yemeyelim ancak çalışmak yetmiyor. Ne ofansif ne defansif yeterli olmuyor. Bu kadar hatayla ve top kaybıyla bu takımda yer bulamaz.
İlk yarıda çıkarken yapılan top kayıplarında Hataylı Boupendza ve Diouf yıldırım hızıyla yüklendiler ama Fenerbahçe defansı Boupendza’ya istediği fırsatı vermedi.
Fenerbahçe’de devreye Osayi girdi. 25. Dakikada sağ kanattan ceza sahasına girerken attığı çalımlar da nefisti yaptığı orta da… Thiam da fırsatı kaçırmadı ilk deplasman golünü atarak Fenerbahçeyi öne geçirdi.
Nazar değdi. İlk yarının son dakikalarında maçın harika adamı Gustavo sakatlanarak çıktı. Erol Bulut, biraz da elinde çok fazla alternatif olmaması nedeniyle olsa gerek cesur bir hamle yaptı, Samatta’yı oyuna aldı. Mert Hakan’ı ortaya çekip Samatta’yı forvet hattına koydu. Daha önce orta saha oynayan Lemos’u tercih edebilir miydi, tartışılır.
Ancak Gustavo’nun yokluğu Hatay’a yaradı. İkinci yarıda orta saha ve oyunun hakimiyetini ele geçirdiler.
Ama Altay devreye girdi ve mahcup etmedi. İlk yarıda Popov’un şutunu 90’dan çıkarırken, 52 dakikada karşı karşıya pozisyonda Boupendza’ya gol şansı vermedi. 75 dakikada yaptığı hatayı ise Ozan topu çizgiden çıkararak geçiştirdi.
Altay 77. Dakikada Boupenza’nın uzaktan şutunu nefis kurtardı. 79 dakikada ise Diouf’un kafa vuruşunda çizgiden çıkardığı toptaki refleksi muhteşemdi.
Takım fazla geri çekilince Erol Hoca, Ferdi ve Cisse’yi oyuna aldı. Sakatlıktan dönen Ferdi sağ kanada hareket getirdi ancak Nazım kendisini yeteri kadar destekleyemedi. Nazım Sangare son birkaç haftadır formsuzluğuyla dikkat çekiyor.
Bu değişiklikler takımı ileri çıkarmaya yetmeyince Erol Hoca bir süre sonra Mesut Özil’i de oyuna sürdü.
Ama beklenen katkı şans meleklerinden geldi. Fenerbahçe’nin iyice bunaldığı dakikalarda Ferdi’nin sağdan yaptığı ortada Hatay’lı Billong ters bir vuruşla topu kendi kalesine göndererek farkı ikiye çıkardı.
Maçın son dakikalarında Boupendza’nın attığı golde ise ne Fener stoperlerine ne de Altay’a söylenecek çok fazla bir şey yok. Sadece Boupendza’yı alkışlamak lazım.
Şurası net, iyi futbol yetenekli futbolcularla oynanıyor. Artık saha da yetenekli oyuncuları vasatlardan fazla olduğu için her maç Fenerbahçe’nin oyunu gelişiyor. Bu maç en yetenekli iki orta saha oyuncusu Pelkas ve ikinci yarıda da Gustavo olmayınca işler zorlaştı. Bütün yük Ozan’a ve Caner’e kaldı. İrfan Can Kahveci ve Mesut Özil’in transferlerinin gerekliliği de bu maçta ortaya çıktı.
Hafta sonu oynanacak Galatasaray derbisi öncesi Fenerbahçe bu sezonun en kıymetli galibiyetlerinden birini aldı. Şimdi sıra ezeli rakibi de yenerek bu süreci taçlandırmaya geldi. Bunca eksikle bu galibiyeti almak daha da zevkli olur herhalde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ümit Sezgin Arşivi