‘FETÖ’nün darbe yapacağını herkes biliyordu’

Son Güncellenme Tarihi: Temmuz 15, 2020 / 06:30

Deva Partisi Genel Başkan yardımcısı Selçuk Özdağ, 15 Temmuz’la ilgili Meclis Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun 4 yıldır açıklanmayan raporunu anlattı. Komisyonun başkan yardımcılığını yapan Özdağ, raporun neden açıklanmadığı sorusunu, “Bunu dönemin Meclis Başkanı İsmail Kahraman’a sormak lazım. Kahraman kendisine teslim ettiğimiz rapor için, önce ‘Rapor yok’ deyip, sonra ‘var ama kadük kalmıştır’ açıklaması yaptı. Raporun yayınlanmasına da izin vermedi” ifadeleriyle yanıtladı.
Raporla ilgili en önemli tespitini “Fetö’nün 15 Temmuz’da darbe yapacağını herkes biliyordu” diye anlatan Selçuk Özdağ, “Emniyeti, yargıyı, medyayı, askeri ele geçirmişler, hükümetle çatışmaya başlayınca da, egemen güçleri arkalarına alıp darbeye karar vermişler. Bütün bunlar hepimizin gözü önünde yaşandı. Sosyal medyada, her yerde darbe konuşuluyordu zaten” dedi.
Raporda aydınlatılamayan en önemli bilginin, 15 Temmuz’da öğlen saatlerinde MİT’e giderek darbeyi ihbar eden binbaşı O.K’nın ifadeleri olduğunu anlatan Selçuk Özdağ, “Onun ifadesine herkes bakması lazım. MİT’e ne söyledi, savcıya ne söyledi, bakılması lazım. Onun ihbarı üzerine MİT ve Genelkurmay ne gibi diplomatik görüşmeler yaptılar, bunlara bakmak lazım” ifadelerini kullandı.
İhbarcı binbaşıyla ilgili olarak komisyondaki muhalif üyelerin de çok fazla soru sormadığını belirten Özdağ, “Bir de raporda yer alan Muhsin Yazıcıoğlu’yla ilgili bölüm var. Yazıcıoğlu’nun helikopterini düşürenlerle, Erdoğan’ın otelini basmaya giden askerler aynı isimler. Bu tespitlerimizi rapordan çıkardılar, yine basın açıklamasıyla, bunlar rapora alındı” dedi.
Erdoğan devreye girinceye kadar, darbe gecesini 10 kişilik küçük bir grupla Çankaya Köşkünden idare ettiklerini anlatan Selçuk Özdağ, “Binali Yıldırım’ı arayıp konuştuktan sonra herkesi sokağa çağırdım. Devlet Bahçeli’ye, Kılıçdaroğlu’na ulaştım. Her ikisi de “seçilmiş hükümetin arkasındayız’ dediler. Daha sonra Kılıçdaroğlu için ‘kaçtı’ dediler, Fetö’ye destekle suçladılar. Bunlar doğru değil. Eğer ona kaçtı denilirse Hayati Yazıcı’ya da Binali Yıldırım’a da ‘kaçtı’ denir, bunlar doğru değil” dedi.
Darbeyi Fetö’nün yaptığını CHP’yle birlikte batıya anlatmayı önerdiğini de anlatan Özdağ, “Fetö’yü bir sopa olarak kullanmak için bunu yapmadılar. İktidar bugün Fetö sopasını insanları konuşturmamak için kullanıyor. ‘Yaptıklarımızı eleştirmeyin, size fetö damgasını vururuz, karalarız’ diyor, bunun yeterince örneği var” dedi.

‘FETÖ yargılamalarında’ 4 bin 130 kişiye ceza

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde “Milli iradeyi savunmak, geleceği inşa etmek” konulu 4’ncü 15 Temmuz Sempozyumu’nda “FETÖ yargılamaları” ile ilgili açıklamalarda bulundu. Gül, 289 “darbe girişimi” davasından 275’inin ilk derece yargılanmalarının sonuçlandığını belirtti. Gül, “Bugüne kadar 2 bin 332’si müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet olmak üzere 4 bin 130 sanığa hak ettikleri cezaları vermiştir” dedi. Girişimin planlayıcı ve icracısı oldukları öne sürülen “Yurtta Sulh Konseyi”nin üyesi olduğu iddia edilen kişilerin sanıklar arasında yer alması nedeniyle, 15 Temmuz’la ilgili en önemli iki davadan biri olduğu düşünülen Genelkurmay çatı davası, sonuçlanan davalar arasında yer alıyor.
İstanbul’daki önemli davalardan İstanbul ana darbe davası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni işgali davası, İstanbul’da en çok can kaybının yaşandığı olayları içeren 15 Temmuz Şehitler Köprüsü Davası ve Atatürk Havalimanı Davası da sonuçlandı. Darbe girişimi sırasında, Marmaris’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik suikast girişimi ve iki polisin öldürülmesine ilişkin Muğla’da yürütülen davada da karar çıktı. Darbe girişimiyle ilgili, Genelkurmay Çatı Davası dışındaki en önemli davanın Akıncı Üssü Davası olduğu düşünülüyor. Bu dava, hem darbe girişiminin komuta merkezi olduğu iddiası, hem rehin alınan generallerin buraya getirilmesi, hem de darbe girişimi organizasyonunda yer aldığı öne sürülen bazı sivillerin burayı kullanmış olduğu iddiası nedeniyle önemli görülüyor.

10 milyon lira ile aranıyor: Suikast timinin ‘tek firarisi’ kayıp

FETÖ’nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast düzenlemek için Marmaris’te konakladığı otele gelen 37 kişilik timde bulunan eski yüzbaşı Burkay Karatepe, 4 yıldır hâlâ firarda. Karatepe’nin yakalanamaması, şu an firarda olan Adil Öksüz gibi sırrını koruyor.

15 Temmuz sonrası OHAL hukukunun karnesi

Darbe sonrasında 2 yıl sürdürülen OHAL döneminde, 37 Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarıldı. 125 bini aşkın kamu görevlisi ihraç edildi,( bunlardan sadece 3.981’i görevine iade edildi.) 2761 kurum ve kuruluş ile 179 medya kuruluşu da kapatıldı. OHAL sürecinde hak arama yolu olarak oluşturulan Komisyona toplamda 126 bin 200 başvuru yapıldı. Karar verilen 77. 900 başvurunun 6 bini kabul, 71.900’ü ise reddedildi. Bu süreçte 500 bini aşkın kişi gözaltına alındı, 30.821 kişi ise tutuklandı.
Bu kararlar ile OHAL / KHK’lıların aileleri ve yakın akrabalarıyla birlikte 1,5 milyon civarı kişinin dolaylı olarak süreçten olumsuz etkilendiği, değerlendiriliyor. Bu kişilerin, özel sektörde de iş bulmakta zorlandığı ve geçimlerini sağlamakta büyük sıkıntılar yaşadığı sık sık dile getiriliyor.
Bizzat darbeye karışan ve yargılanan kolluk mensupları ile azmettiren FETÖ/ PDY mensupları, ancak binlerle ifade edilebilecek iken KHK’lardan etkilenenlerin sayısının 1.5 milyon civarında olması eleştirileri beraberinde getiriyor.

İçimizden 20 bin terörist temizlendi

Milli Savunma Bakanı Akar, haftalık video konferans toplantısında “FETÖ ile mücadele kapsamında bugüne kadar 20 bin 77 terörist içimizden temizlendi, 1243 kişinin rütbesi geri alındı. TSK’nın şanlı üniformasını hiçbir hainin taşımasına müsaade etmeyeceğiz, bu konuda kararlıyız” dedi. Akar, haklarında idari işlemler devam edenlerle birlikte toplam 24 bin 060 kişi hakkında işlem yapıldığını söyledi.

Mehmet Dişli: Darbeci general ve 2015 MİT raporu

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde etkin rol alan Mehmet Dişli’nin 2015’teki Yüksek Askeri Şura’da (YAŞ), hakkındaki MİT raporu doğrultusunda emekliliğine karar verildiği, ancak son anda bunun uygulanmadığı yönündeki iddiası dile getirmişti.

İktidar kanadından bu konuda bir açıklama gelmezken ana muhalefet partisi CHP, söz konusu YAŞ’ta, 38 darbeci askerin “terfi ettirildiği” iddiası TBMM gündemine taşındı. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, YAŞ’a sunulan MİT raporunun kamuoyuna açıklanmasını istedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Bahçeli’nin “FETÖ projesi” suçlamalarına, Akit TV’de katıldığı televizyon programında, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde etkin rol alan ve bu nedenle müebbet hapse mahkum edilen Mehmet Dişli’yle ilgili önemli bir iddiayı gündeme getirerek yanıt verdi.
Davutoğlu, halen Lahey Büyükelçisi olan ve uzun yıllar AKP milletvekilliği ve genel başkan yardımcılığı yapan Şaban Dişli’nin kardeşi Mehmet Dişli’nin, 2015 Yüksek Askeri Şurası’nda MİT raporu doğrultusunda emekli edilmesinin kararlaştırıldığını, ancak son anda kararın uygulanmadığını açıkladı. Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ve başbakan olarak kendisinin talebine rağmen Dişli’nin nasıl görevde kaldığını şöyle anlattı:
“2015 YAŞ’ına giderken MİT Müsteşarı, titiz bir çalışma ile liste sundu. Bunların tasfiyesini iki kademeli olarak yapalım dedik. O dönem Sayın Hulusi Akar ve Sayın Cumhurbaşkanımızla bir araya gelerek bunların iki kademeli tasfiyesini öne aldık. Bir grubu şimdi, diğer grubu sonra… Mesela Mehmet Dişli’nin kesinlikle emekliye sevk edilmesi konusunda ben de MİT Müsteşarı da çok ısrarcı olduk. Bunu MİT’ten gelen bir rapor üzerine söyledim. Ve son geceye kadar da Dişli’nin emekliye sevki söz konusuydu. Son gece kanaat değişti. Ama bu kanaat benim sebebimle değişmedi. Bu devlet şeyi ile… Girmek istemem detayına… Ama şu bilinsin ki ben FETÖ’ye karşı tek bir FETÖ mensubu kalmayınca kadar mücadele kararlığı gösterdim.”
Eski AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin kardeşi olan Tümgeneral Mehmet Dişli, dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın özel kalem müdürü olarak görev yapıyordu. Mehmet Dişli, 15 Temmuz darbe girişiminde Hulusi Akar’ın boğazını sıkarak ona zorla darbe bildirisini imzalamak isteyen ekip arasında yer almakla suçlanıyordu.
Darbenin ertesi günü sabah erken saatlerde Hulusi Akar’ı Çankaya Köşkü’nün bahçesine getiren helikopterde, Mehmet Dişli de vardı.Akar, o dönem Başbakanlık olarak kullanılan Çankaya Köşkü’ndeki güvenlik görevlilerine Mehmet Dişli’yi tutuklama emri vermiş; Dişli helikopterden indikten sonra gözaltına alınmıştı. Dişli, Genelkurmay ‘Çatı’ davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı.

15 Temmuz gazileri Saray’a çağrılmadı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan 15 Temmuz etkinliğine 15 Temmuz gazilerinin davet edilmediği iddia edildi. Eylem yapan gazilerden Ufuk Yegin, 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünde Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenecek etkinliğe kendilerinin davet edilmediğini söyledi. Yegin, “Bu, ‘Sesinizi yükseltirseniz biz de sizi sileriz’ manasına gelen bir tavır” ifadelerini kullandı.
“Sivil gazilere sırt dönüldüğünü” dile getiren Yegin, “Bizi çağırsalardı da gitmezdik. Bizi yok sayarak kendilerini ve 15 Temmuz davasını inkâr etmiş oluyorlar. Bizi sokağa çağırdılar ama Saray’a çağıramıyorlar” dedi. Üst düzey yetkililerin 15 Temmuz paylaşımlarında şehit vurgusu yaptıklarına ancak gazilere değinmediklerine de dikkat çeken Yegin, “Bu, gazilere yapılan büyük bir saygısızlık. Gaziler bunu asla unutmaz” ifadelerini kullandı.
“Ferman sarayınsa, meydan bizimdir”
Öte yandan bir grup 15 Temmuz gazisi, 15 Temmuz’da, “Ferman sarayınsa, meydan bizimdir” sloganı ile “Şehitler ve şahitler buluşması” düzenleyeceklerini açıkladı. Gaziler, 15 Temmuz, saat 08.30’da, Ankara’daki Karşıyaka Şehitliği’nde buluşacak. 

CHP, Meclis’teki 15 Temmuz törenine katılmayacak

15 Temmuz darbe girişiminin 4. yılı nedeniyle Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı eşgüdümünde, Türkiye genelinde, programlar hazırlandı. Başkanlıktan yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 15 Temmuz’da, Cumhurbaşkanlığı Sarayı önündeki 15 Temmuz Anıtı’na çiçek bırakacağı ve ardından TBMM’de düzenlenecek anma programına katılacağı kaydedildi. Erdoğan’ın, Meclis’teki anmadan sonra ise şehit ailelerini sarayda ağırlayacağı belirtildi.
CHP TBMM Grubu, Meclis’te yarın düzenlenecek 15 Temmuz Anma Töreni’ne katılmayacağını açıkladı. CHP lideri Kılıçdaroğlu da Meclis’teki törene katılmayacağını söyleyerek, “Meclis’te daha önce özel oturum yapılıyordu. Partiler konuşuyordu. Bunun olmaması için şimdi oturum yapmıyorlar. Bu doğru değil” dedi. CHP’den yapılan yazılı açıklamada, 15 Temmuz gazilerinin davet edilmediği ve milletvekillerine Kovid-19 testinin zorunlu kılındığı bir törenin kabul edilemeyeceği belirtildi. Açıklamada, törenin daha önce olduğu gibi TBMM Genel Kurulu’nda özel gündemle yapılması ve muhalefete söz hakkı verilmesi gerektiği belirtildi.

15 Temmuz mağdurlarının 338 milyon lirası nerede?

15 Temmuz darbe girişimi sonrası açılan kampanyada 309 milyon lira toplandı. Toplanan para faizi ile birlikte 338 milyon liraya ulaştı ancak 15 Temmuz şehit aileleri ile gazileri 4 yıldır ödeme yapılmadığını iddia ediyor.
Bir süredir taleplerini gündeme getirmek için eylem yapan gaziler son olarak AK Parti Genel Merkezi’nin önünde polisle karşı karşıya geldi. Konu TBMM’de de tartışma konusu oldu.

‘Iğdır’da yakalanan askerden ankesöre sistemine ulaştık’

FETÖ’nün başarısız darbe girişimine katılan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplarının mahrem imamlarla iletişimde kullandığı ankesör iletişim sistemini 2017’de ortaya çıkaran Emniyet Müdürü Mustafa Aydın, sisteme Iğdır’da yakalanan bir askerden ulaşıldığını açıkladı. Aydın, ankesörle iletişim sisteminin aydınlatılmasıyla FETÖ’nün hiç bilinmeyen binlerce mahrem imamına ulaşıldığını söyledi.
Darbe girişiminin ardından FETÖ mensubu kişileri yakalamak için düğmeye basan emniyet teşkilatı, bir yandan da darbe girişimini gerçekleştiren üst düzey kişilerin örgüt içerindeki konum ve mevkilerini araştırmaya başladı.

‘Hükümet birkaç polis ve savcıyı tayinle çözüm aradı’

Gülen Cemaati’nin etkin olduğu dönemde ‘Devrimci Karargah’tan tutuklanan Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünde yaptığı değerlendirmede “Hükümet 2010’dan itibaren FETÖ tehlikesini görebilirdi. Başbuğ tutuklandı, MİT krizi fırsattı. Ancak birkaç polisi, savcıyı tayin etmekle çözüm aradı” dedi. 
Hanefi Avcı şunları söyledi:
“Ülkenin başbakanı olarak FETÖ’cülerin takip edilmesiyle ilgili talimat vermemişsiniz. O kadar iddia varken. Başbakandan bakanına kadar ihmal var. Kötü niyetli değiller, hain değiller ama ihmalleri var. Olayı kötü yönetmişlerdir.”

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top