Film festivalleri tam gaz!

“Açıkhavada Sinema” Ayvalıklı sinema tutkunlarına, 9 gün sürecek ısınma turlarıyla yazlık sinema keyfi yaşatacak. Sinemaseverler 9 gün boyunca her gece 21.00’da sinema sanatının seçkin örneklerini izleme şansı bulacaklar. Oscar, BAFTA, Altın Küre gibi dünya sinemasının öne çıkan ödüllerini kazanan, Berlin, Venedik, Sundance, Toronto gibi dünyanın en saygın festivallerinde de adını duyuran filmler izlenecek, hem de denize nazır büyük perdede…

Pandemiden kaynaklanan basık ortama başta sanat ve sanatçılar da, tedbiri elden bırakmadan “yeter artık” diyor. Pandemi nedeniyle cehenneme dönen geçtiğimiz yılda, “Başka Sinema Ayvalık Film Festivali”, sadece çevrimiçi gösterimler yapmakla yetinmek zorunda kalmıştı. Festival bu yıl “Açıkhavada Sinema Başkadır” sloganıyla seyirciyi festivale ısıtıyor. Festival bu yıl Eylül ayında hem açık, hem kapalı mekânlarda izleyicilerle buluşacak. Ama belirttiğimiz gibi ısınma turları ise, 17-25 Temmuz tarihleri arasında Ayvalık İlçe Nüfus Müdürlüğü bahçesinde “Açıkhavada Sinema” ile başlıyor.
“Açıkhavada Sinema” Ayvalıklı sinema tutkunlarına, 9 gün sürecek ısınma turlarıyla yazlık sinema keyfi yaşatacak. Sinemaseverler 9 gün boyunca her gece 21.00’da sinema sanatının seçkin örneklerini izleme şansı bulacaklar. Oscar, BAFTA, Altın Küre gibi dünya sinemasının öne çıkan ödüllerini kazanan, Berlin, Venedik, Sundance, Toronto gibi dünyanın en saygın festivallerinde de adını duyuran filmler izlenecek, hem de denize nazır büyük perdede…
AYVALIK’TA YILIN
EN YENİ FİLMLERİ!
Açıkhavada Sinema şenliği, 17 Temmuz Cumartesi akşamı başlıyor. Açılış filmi ise Frances McDormand’ın performansıyla, bu yıl En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yönetmen Oscar’larını alan ve adından çokça söz ettiren, Chloé Zhao imzalı Nomadland… Bu film ülkemizde gösterime girmeyeceği için, filmi büyük perdede izlemek isteyen sinemaseverler açısından kaçırılmayacak bir fırsat.
18 Temmuz Pazar akşamı gene önemli bir film var. “Undine”, Transit’in yönetmeni Christian Petzold’un Berlin Film Festivali’nden Gümüş Ayı ve FIPRESCI Ödülü ile dönen, Franz Rogowski ile başrolü paylaşan Paula Beer’e de pek çok festivalde “En İyi Kadın Oyuncu Ödülü”nü getirmişti. Bu etkileyici filmin, aynı isimli eski bir Germen efsanesinden esinlenilerek çekildiğini de Ayvalıklı sinefillere anımsatalım.
BİR TRAJEDİ:
SURİYE SAVAŞI!
19 Temmuz akşamı ise, yakınımızda tam anlamıyla bir trajediye dönüşen Suriye’deki savaştan kaçıp Avrupa’ya gidebilmek için bedeninin, ünlü bir sanatçının eserine dönüşmesine razı gelen Sam Ali’nin hikâyesini anlatan bir film izleyicisiyle buluşacak. Kaouther Ben Hania’nın yönettiği, En İyi Uluslararası Film dalında Oscar adaylığı bulunan “Derisini Satan Adam” (The Man Who Sold His Skin)…
1975 yılında Lübnan’da iç savaşın patlamasıyla altüst olan bir aileyi, sıkıldığı İsviçre’den güneşli Lübnan’a giden büyükannesinin yaşamından aldığı ilhamla anlatan Chloé Mazlo’nun, mutlu hayatları anlatan “Lübnan Semaları” (Skies of Lebanon) ise, 20 Temmuz akşamı gösterilecek. Filmin başrolünde ünlü İtalyan oyuncu Alba Rohrwacher’ın yer aldığını da vurgulayalım.
ANTHONY HOPKINS’DEN OYUNCULUK DERSİ
Florian Zeller’ın yönettiği ve Anthony Hopkins’in hayat verdiği Alzheimer hastası karakteri canlandırdığı ve sergilediği muhteşem performansla, Oscar ve BAFTA’da En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini de kazandığı “Baba” (The Father), 21 Temmuz akşamı gösterilecek. Bu filmin aynı zamanda “En İyi Uyarlama Senaryo” kategorisinde “Oscar” ve “BAFTA Ödülü” sahibi de olduğunu anımsatalım.
NASİPSE ADAYIZ AÇIKHAVADA
Geçtiğimiz yıl katıldığı pek çok festivalden ödülle dönen ve Ercan Kesal’ın ilk yönetmenlik denemesi “Nasipse Adayız” filminin gösterimi ise 22 Temmuz’da gerçekleştirilecek. Film gösterimine yönetmen, senarist ve başrol oyuncusu Ercan Kesal ve film oyuncularından Nazan Kesal’ın da katılacağını belirtelim. “Nasipse Adayız”, Adana Film Festivali ve SİYAD’dan En İyi Film Ödülü olmak üzere pek çok ödül kazanıp, İstanbul Film Festivali’nde de “En İyi Yönetmen” ve “Kurgu” ödüllerini aldı. Film, İstanbul’da bir belediye başkan aday adayı olan Doktor Kemal Güner’in, siyasetin iç yüzünü, kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıkları ve insanın karanlık dünyasına yoğunlaşan gerçekçi ve trajikomik öyküsünü anlatıyor.
Małgorzata Szumowska ve Michał Englert’in geçtiğimiz yıl Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan için yarışan, Ukrayna’dan çıkıp Polonya sınırını yürüyerek geçen göçmen masör Zhenia’yı filmlerinin merkezine aldıkları “Bir Daha Asla Kar Yağmayacak” (Never Gonna Snow Again) isimli filmin ise 23 Temmuz akşamı izleyicilerle buluşacağını anımsatırken, bu filmin yakın dönem Polonya sinemasının en çarpıcı örneklerinden birisi olduğunu da belirtelim.
THOMAS VINTERBERG’İN BAŞYAPITI “DRUG” AÇIKHAVADA
Bu yılın sıradışı filmlerinden yaratıcı bir çalışma ise Dogma 95’in kurucularından Thomas Vinterberg’in son filmi “Körkütük” (Another Round) ise 24 Temmuz akşamı gösterilecek. “En İyi Uluslararası Film Oscar”ı ve “Yabancı Dilde En İyi Film” BAFTA Ödülü başta olmak üzere 40’ın üzerinde ödül sahibi olan bu yaratıcı film, orta yaş bunalımındaki dört öğretmen arkadaşın günde 0.05 promil alkolle daha sosyal olacaklarını ve yetişkinliğin yarattığı bütün sorunları göğüsleyebilecekleri teorisini test ederken; bu süreçte yaşadıkları olayları lirik bir dille anlatıyor. Filmin başrolünde Mads Mikkelsen’in yer aldığını ve Mikkelsen’in filmin finalindeki efsanevi dans sahnesinin ise şimdiden sinema tarihinin unutulmazları arasına girdiğini de anımsatalım.
Ayvalık Film Festivali’nin ısınma turları anlamına geldiğini daha önce vurguladığımız “Açıkhavada Sinema”nın son filmi ise 25 Temmuz’da gösterilecek Minari… 93. Oscar Ödülleri’nde Altı dalda aday olan ve “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü” ile adaylığını taçlandıran ve “Yabancı Dilde En İyi Film Altın Küre Ödülü” ile Sundance Film Festivali “Jüri Büyük Ödülü” ve “Seyirci Ödülü” sahibi” olan Lee Isaac Chung imzalı Minari’nin, 1980’ler Amerika’sında Güney Koreli göçmen Yi ailesinin yeni bir hayat kurma çabasını anlattığını da ekleyelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bülent Vardar Arşivi