Rakiplerinden Galatasaray bay, yaz üç puan, Fener evinde yenilmiş yaz üç daha, üç de liderden aldın mı, etti mi 9 puan. Kasımpaşa maçının ardından Beşiktaş Alanyaspor’u da yenerse sezonu yeniden başlatır demiştim, olmadı. Tam 9 puan birden kaybettirdi dün geceki maç.
Lige çok iyi bir başlangıç yapan Alanyaspor süper lig tarihinde Beşiktaş’ı hiç yenememişti, 8 kere karşı karşıya gelmiş 7’sinden eli boş ayrılmıştı. Bir kere yenişememişlerdi, onda da Alanya’yı Sergen Yalçın yönetmişti.
Üst üste iki maçtır yenildiğine bakmayın, Alanya hem evinde kaybetmiyor hem de gol yemiyor. Süper ligin kendi sahasında en az gol yiyen takımı Alanya.
Sergen Yalçın ile Çağdaş Atan aynı kadroda oynamış, Sergen Hoca’nın teknik direktörlük kariyerinde Çağdaş Hoca hep yanında olmuş bir isim.
Malum çevreler maç öncesi ortalığı velveleye verdiler. “Alanya Beşiktaş’ın en kolay deplasmanı” mı demediler, “Çağdaş, Sergen’e ‘Nasıl istiyorsan öyle olsun’ demiştir” mi demediler?
Öncelikle Sergen Hoca’ya da Çağdaş Atan’a da bu boş beleşçi akreplere çok güzel bir yanıt verdikleri için bir futbolsever olarak teşekkür ederim. Maç, maç gibi oynandı ve hak eden kazandı. Çağdaş Hoca da Sergen Hoca da bir dakika kenarda oturmadı, nefesleri yettiğince oyunun içinde oldu.
Güya Alanya 4-2-3-1, Beşiktaş ise 4-1-4-1 şeklinde dizildi.
Dizilişler ayrı gibi görünse de aynı oyun anlayışı, kimin hata yapacağına bıraktı oyunun kaderini. Dedim ya Çağdaş Atan’ın, Sergen Yalçın’ın şeytani planları çözmesi normaldi.
Ne yaptı Alanya? Geniş alan bırakmadı, orta sahayı kilitledi, önde bastı, şut izni vermedi. Rosier’i ileriye çıkarmama üzerine kurulu düzen işledi.
Beşiktaş, sahada bir benzerini görünce afalladı, büyülendi kendine gelemedi 45 dakika. Topçuların kendine gelememesi normaldi ama ya kenardakiler. Kimse Sergen Hoca’yı uyaramadı.
Aynı taktikte iş hata yapanın elinde kalacaktı. Hatayı sayın VAR hakemlerinin de desteğiyle Beşiktaş yaptı.
Hata haksızlık olur. Ghezzai’nin görmediği topa eli çarptı, üstelik de rakip tarafından itilirken. Oyunu devam ettiren Atilla Karaoğlan, VAR uyarısıyla bir daha izledi ve çaldı penaltıyı. Dakika 25’i gösteriyordu.
33’te Ghezzai’nin kaleciyle karşı karşıya kalıp kaçırdığı Beşiktaş’ın yakaladığı ilk pozisyondu. Bu Beşiktaş’ın beceriksizliğinden ziyade Alanya’nın sahaya daha çok iyi yayılmasıydı.
Beşiktaş’a geniş alan bırakmayan, pas yapmasına izin vermeyen Alanya ilk yarı amacına ulaştı. Gol yemediği gibi tek bir pozisyon verdiği rakibinin ceza sahasında büyük tehlikeler yarattı.
İkinci yarı Sergen Hoca riskleri aldı. Sarı kartlı Rosier’i oyundan aldı, Dorukhan’ı sağ beke kaydırdı, top yapamayan Larin’in yerine de Mensah oyundaydı.
Alınan risk Beşiktaş’ı hareketlendirdi. Kaybedilen 45 dakikanın ardından ikinci yarı sahada Beşiktaş’ın da olduğu hatırlandı.
- dakikada Babacar’ın Rıdvan’a vurduğu dirsek, genç adamın gözünü çıkaramadığı için sarı kart ile ödüllendirildi. Kaşı patlayan Rıdvan oyuna kafasında bandajla devam edebildi.
Alanya, disiplinden hiç kopmadı. Bakasetas 79’da maçın fişini çektiğinde hala oyunun devam ettiği sanılıyordu. Maç bitmişti. Beşiktaş’ın kendine geleceği yoktu.
Bakasetas maçın adamıydı, iki golü de klasına yakıştı. Maçın son dakikalarında Güven’in adeta zorlayarak yarattığı penaltıyı gole çeviren Aboubakar, süper lig kariyerine yeni bir sayfa ekledi sadece, 4 maç üst üste gol attı.
Yetmedi, yetemezdi.
Çünkü Beşiktaş bir futbol maçının 90 dakika olduğunu unuttu. İlk 45 dakikanın bu kadar hovardaca kullanılamayacağını görmedi. Rakibi okumak için 45 dakikanın çok olduğundan geri kaldığı için kaybetti.
Beşiktaş sezonu başlatabilecek bir 90 dakikayı pek güzel harcadı dersek, son noktada Alanya’ya haksızlık olur. Bu maç sabaha kadar oynansa sonuç değişmezdi. Alanya boşuna lider olmadığını dosta düşmana gösterdi.
Yazamadan edemeyeceğim, bir not da kaleci Utku’ya. Oyunu başlattığın her top sorun olarak döndü be arkadaş. Giydiğin formayı daha önce ıslatan Oscar Cordoba’yı hiç mi izlemedin? Kulüpte var eski maçlar, müzikle arana mesafe koy biraz da Cordoba’yı izle, faydasını görürsün.
