GALATASARAY OYNADI BAŞAKŞEHİR İSTEDİĞİNİ ALDI

Son Güncellenme Tarihi: Haziran 29, 2020 / 07:28

Maçın özeti, aynen başlıktaki cümle gibiydi.
Galatasaray’ın şampiyonluk yolundaki bu en kritik maça çıkarken, eksiği de çoktu üstelik… Bir takımın olmazsa olmazı, yani atanla tutanı ki, o atan dünyaca ünlü golcüsü Radamel Falcao ve süper ligin tartışmasız en iyi tutanı, yani kalecisi Fernando Muslera gibi iki önemli yıldızı sakatlıkları nedeniyle sahada yoktu. Marcao ve Mariano gibi savunmadaki iki önemli ismin yanısıra , cezalı olan Adem Büyük ve Ahmet Çalık’ı da eklersek, eldeki kadronun kalan en iyisi zaten sahadaydı.


İlk ve ikinci devrenin ilk 10’ar dakikasını saymazsak, Galatasaray 70 dakika boyunca hem rakibine karşı bariz bir üstünlükle oynadı hem de bir çok gol pozisyonu yakaladı. Üstelik 1-0 yenik duruma düşmesine rağmen, önce skoru eşitledi sonra da bir çok net gol fırsatı üretti. Ancak son vuruşlardaki beceriksizlikler, arzulanan o galibiyet golünü getirmeye yetmedi. Kalan 5 haftaya lider Başakşehir’in yine 8 puan gerisinde giren Galatasaray, şampiyonluk umudunun artık mucizelere bıraktı. Başakşehir ise önceki gün kendi evinde Ankaragücü’ne 2 puan bırakan en yakın rakibi Trabzonspor’un da getirdiği rahatlıkla, sahadan aslında istediğini alan taraf oldu.
Maçın ilk yarısında tarışılan iki pozisyon vardı ki, bunlardan biri karşılaşmanın ikinci yarısında oyundan atılan Visca’nın Ömer Bayram’a yaptığı müdahaleydi. Hakem Ali Palabıyık’ın kart bile göstermediği pozisyon, herkese ‘kırmızı kart çıkarması için Ömer’in ayağının mı kırılması gerekir ?’ sorusunu sordurdu.
Palabıyık’ın bir başka atladığı pozisyon ise Saracchi’nin yine ilk yarıda ilk sarı kartının ardından girdiği bir pozisyonda Visca’ya müdahele ederken ayağına basmasıydı. Burada da Saracchi, ikinci sarı kartttan atılabilirdi.
Maçın bana göre Galatasaray adına tek kazancı 17 yaşındaki genç Emin Bayram oldu. Sakatlanan Lemina’nın yerine ikinci yarıda oyuna giren Emin, çok iyi bir oyun sergiledi. Eğer sakatlık sonucu değil de taktik icabı oyuna girebilseydi, belki de Donk’un son dakikalarda forvete daha rahat çokabilmesi de sağlanabilirdi. Ancak Lemina’nın sakatlığı bana göre Fatih Terim’in bu düşüncesini bozdu.
Sonuç olarak Başakşehir, haftayı karlı bir şekilde kapatarak rakipleriyle aradaki puan farkını koruyarak şampiyonluk yolundaki avantajını korudu. Genç teknik adam Okan Buruk da hem Galatasaray gibi ciddi bir rakip hem de Fatih Terim gibi tecrübeli bir teknik adam karşısındaki performansıyla, yine olumlu not aldı.

Erhan Telli

Galatasaray yazarı ve yorumcusu olan Erhan Telli, 1978 yılında İstanbul’da doğdu.

Gazeteciliğe 1996 yılında Milliyet gazetesinde Galatasaray muhabiri olarak başlayan ve spor basınının duayen isimleriyle 13 yıl boyunca aynı gazetede çalışan Telli, 2009 yılında kurulan Habertürk gazetesine transfer oldu. Gazetenin yayın hayatına son verdiği 2018 yılına kadar, burada da 9 yıl süreyle hem muhabirlik hem de yazarlık yaptı.

Mesleğe oldukça erken yaşlarda başlaması nedeniyle İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümündeki öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kalan Telli, 2004 yılında gazetecilikle birlikte aynı anda TRT’deki Stadyum programıyla televizyonculuğa da adım attı. 2009’da, TRT Türk’te yayınlanan ‘Futbol Herşeydir’ programının moderatörü oldu. Daha sonra TRT Haber’de yayınlanan ‘Spor Kritik’ programının yorumculuğunu üstlendi.

Meslek hayatı boyunca ses getiren bir çok özel haber, röportaj ve yoruma imza atan Telli, hâlen kendi ismiyle kurduğu YouTube kanalında da Galatasaray’ı yorumlamaya devam etmektedir.

Evli ve iki çocuk babası olan Erhan Telli, sürekli basın kartı sahibidir.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top