GERÇEKTEN BİZ BÖYLE MİYİZ?

Anaakım sinema, bütün dünyada olduğu gibi bizim sinemamızın da itici motor olabilmeli. Fakat günümüz Türk sineması iki türün, genellikle kaba komedi ya da sanat sinemasının (arthouse) arasına sıkıştı kaldı. “Biz Böyleyiz”, anaakım sinema açısından umut vaat ediyor mu?

Covid-19 salgını başladığından beri yaşamımızın ezberi bozuldu ve bu aralar pandeminin dalga boylarını hesaplamaktan başka şey düşünemez hale geldik. Bu süreç şüphesiz sinema salonlarının da kapanmasına neden oldu. Geçtiğimiz günlerde “normalleşme süreci” bağlamında avm’ler, kafe ve restoranlar açılmıştı. 1 Temmuz’da da sinemaların açılması onaylandı. Uzun süre evlerine kapanıp havaların güzelleştiği bu yaz aylarında, önlemlere fazla aldırmadan sokaklara açılan halkımız sinema salonlarına yeniden döner mi?

Yaz sezonu çoğunlukla B klasmanında filmlerin vizyona girdiği bir dönemdir. Pandemi ülkemizde yükselişe geçince 16 Mart’da sinema salonları kapatıldığı için, basın gösterimleri de yapılamadı. Ayrıca dizi film setleri de haklı nedenlerle kepenk kapattıkları için, bu süreçte en popüler film ve dizi film izleme mecralarının başında, hem seyirciler hem de sinema yazarları açısından Netflix geldi. Hatta daha önce bir yazımda da vurguladığım gibi küresel ölçekteki bu büyük oyuncu, sinema ve televizyon sektörümüzde uzun süre işsiz kalan kamera arkası çalışanlarına da 4 milyon TL tutarında yardım yapacağını açıkladı!..

Biz Böyleyiz Netflix’in Popüler Listesinde

Bu günlerde görsel işitsel içerik üreticisi Netflix’in “popüler” listesinde Avşar Film yapımı bir anaakım sinema örneği film başı çekiyor: “Biz Böyleyiz”. film 10 Ocak 2020’de vizyona girdikten sonra, pandemi öncesinde vizyonda 370.000 seyirciye ulaşmıştı. Bu box office rakamları anlaşılan gişe beklentilerini

 karşılamayınca yapımcı Şükrü Avşar, Sinema Salonları Yatırımcıları Derneği’nin (SİSAY) aldığı karar çerçevesinde, vizyon tarihinden beş ay sonra filmini Netflix ekranlarında 12 Haziran’da seyirciyle buluşturdu. Şüphesiz pandemi süreci yapımcıları ve sinema salonları işletmecilerini vurduğu için, Netflix gibi platformlar filmlerin izleyiciyle buluşmasında bir alternatif yaratıyor; bu alternatifin sinema salonlarının aleyhine olmaması dileğiyle...

Geçtiğimiz yıl sektörün önemli yapımcılarından biri, ilk yönetmenlik denemesinde anaakım bir filme imza atmıştı. Haklı olarak gişede de beklentisi yüksekti; ne yazık ki istediği box office rakamlarına ulaşamadı. Kendisiyle yaptığımız bir sohbette, sektörde pek çok arkadaşının onun projesine bel bağladıklarını ve umutla beklediklerini söylemişti. Onun beklentilerini karşılamayan box office rakamları, arkadaşlarının da umutlarını söndürmüş, film yapma şevklerini kırmıştı.

Anaakım Sinemanın Ülkemizdeki Durumu

Anaakım sinema, bütün dünyada olduğu gibi bizim sinemamızın da itici motoru olabilmeli. Fakat günümüz

Türk sineması iki türün, genellikle kaba komedi ya da sanat sinemasının (art house) arasına sıkıştı kaldı. Bu sürecin şüphesiz sosyolojik bağlantıları söz konusu olmalı. “Biz Böyleyiz”, anaakım sinema açısından umut vaat ediyor mu? Bir film hakkında yazarken spoiler vermek seyirci açısından filmin büyüsünü kaybettirebilir. Diğer yandan seyirci onlarca yapım içinde bir film izlemek için kararsız kalmışsa, sizin küçük ipuçlarınız onun için yardımcı olabilir. Bu bağlamda “Biz Böyleyiz”in yeni bir vaadi pek yok. Benzer konuda filmler dünya sinemasında ve bizim sinemamızda da daha önce yapılmıştı.

Kardeş olan Gökçe (Engin Öztürk) ve Dolunay (Şebnem Bozoklu) ile çocukluk arkadaşları Emre (Berrak Tüzünataç) ile kardeşi Emrah (Boran Kuzum) ve Efsun (Özge Özpirinçci), bir telefon haberiyle çocukluk yıllarının sığınağı Neziş’in (Hümeyra), Urla’daki evine koşarlar. Onun yardımcısı Yulduz hepsini aramış ve Neziş’in hasta olduğunu söylemiştir. Çocukluk anılarında önemli bir yeri olan ve fiziksel olarak yaşlansa da ruhu genç kalmış, Gökçe ile Dolunay’ın babaannesi Neziş’i görmek, onların da yıllar sonra yeniden buluşmalarına vesile olmuştur.

Yaşamın farklı kulvarlara savurduğu çocukluk arkadaşları, yıllar sonra biraraya geldiklerinde işler önce yolunda gider ve Neziş’le sevgi yumağı oluştururlar. Zaman geçtikçe bitirilmemiş hesaplaşmalar ve kişilik çatışmaları öne çıkmaya başlar. Çocukluk ve ergenlik yılları geride kalmış, yetişkinliğin yüklediği fırtınalar   hepsinde mutsuzluklar yaratmıştır. Veteriner olan Gökçe’nin, bir kliniği vardır ve ergenlik dönemindeki aşkı Emre’yi unutamamış; aşık olmadığı Beril’le (Meriç Aral) birliktedir. Ablası Dolunay ise, evde kalmamak için sevmediği Mesut’la (Burak Altay) evlenmiş ve arkadaşlarını “zorlama modern” olmakla suçlamaktadır. Emre ise bir kafede garson olmasına karşın arkadaşlarına kafe işletmecisi olduğunu söyler. Onlar ergenken çocuk olan Emrah ise, tam bir zamane gencidir ve son derece cool takılmaktadır. Efsun ise fotoğraf sanatçısıdır ve eşi “Çağdaş”ın ismiyle müsemma bir evliliği vardır.

“Biz Böyleyiz” sinema sanatının sevdiği bir temaya, insan ilişkilerine yoğunlaşıp onun içerdiği gizemleri yansıtma açısından da aslında olanaklı bir içeriğe sahip. Ama her sanat yapıtı şüphesiz iki temel unsurdan oluşur: Öz ve biçim. Film öz açısından olanaklı diye vurguladığımız öyküsünü nasıl anlatacağı açısından yeterince umut vaat etmiyor. Düşük temposu ve teatral anlatıma kayan rejisiyle zaman zaman sarkmalara uğruyor.

Filmde Oyunculuk Öne Çıkıyor

Filmin öne çıkan artısı oyunculuk olarak vurgulanabilir. Özellikle gerçek kişiliğinden de izler taşıdığını  hissettiren Emre karakterinde Berrak Tüzünataç ve Gökçe karakterinde Engin Öztürk bir düet sergiliyorlar. Diğer yandan Özge Özpirinçci, filmlerden dizilere farklı karakterleri yaratma bağlamında, filmin öne çıkan oyuncularından biri olarak Efsun rolünde dikkati çekiyor. Yaşıyla barışık bir insan olarak Hümeyra, yılların fiziksel izlerini saklamak gereği duymayan olgunluğuyla,  canlandırdığı Nezihe karakterinde içindeki çocuğu yitirmeden yaş almış babaanneyi bize sevdiriyor ve inandırıcı kılıyor. Filmin oyunculuk açısından sürprizi ise, “Vatanım Sensin” dizisinde üzerine oturmayan bir elbise gibi duran Yunan kuvvetleri komutanının oğlu Teğmen Leon rolünden sonra, Emrah karakterini bir elbise gibi üzerine giyerek günümüz gençliğinin gerçekçi  resmini yansıtan genç oyuncu Boran Kuzum.

Filmde dramaturjik bir zaaf da dikkati çekiyor. Neden öldüğü tam anlaşılamayan Nezihe’nin orta yaşlarının başındaki yardımcısı Yulduz’un ölümü. Bu zaaf yalnız “Biz Böyleyiz”e özgü bir zaaf da değil. Genel olarak sinemamızda başka filmlerde de benzeri dramaturjik çözüm eksiklikleri göze çarpar. Bu bağlamda senaryo yazarları olarak Melikşah Altuntaş, Berrak Tüzünataç ve yönetmen Caner Özyurtlu’nun dramaturjik çözümlemeye yeterince zaman ayırmadıkları duygusunu uyandırıyor. Berrak Tüzünataç’ın muhtemelen ergenlik yılları anılarından da beslendiğini düşündürten senaryonun temel amacı, ani sürprizler yaratmak yerine ele aldığı dünyayı anaakım bir sinema ürününe dönüştürmek için bütün bağlantılarını inandırıcı kılabilmek olmalı... 

Sıcak yaz günlerinde, özellikle toplumumuzun “modern” kesiminin çocuklarının yaşadıkları ilişkileri ve travmaları, kimi abartılarına karşın gerçekçi tonlamalarla yansıtan bir film olarak “Biz Böyleyiz”, Netflix ekranlarında popüler olanlar arasında kendisine yer buluyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bülent Vardar Arşivi