“GEREKİRSE HAKEMİ DE YENECEKSİN”

“GEREKİRSE HAKEMİ DE YENECEKSİN”
Beşiktaş şampiyon gibi başladı oyuna. Daha 5 dakika dolmadan Rize kalecisi kahraman olmuştu bile. N’Koudou, Ljajic, Töre birbiri ardına denedi, kaleci Gökhan bu denemelere duvar olmayı başardı.Ama bu 16. dakikaya kadar sürdü....

Beşiktaş şampiyon gibi başladı oyuna. Daha 5 dakika dolmadan Rize kalecisi kahraman olmuştu bile. N’Koudou, Ljajic, Töre birbiri ardına denedi, kaleci Gökhan bu denemelere duvar olmayı başardı.
Ama bu 16. dakikaya kadar sürdü. Beşiktaş’ın rakip ceza sahası önündeki nefis paslaşmaları sonuç verdi. Ghezzai, Ljajic’ten aldığı topu ceza sahası içinde öyle bir asiste dönüştürdü ki, müthiş. N’Koudou skoru değiştirdi.
İki dakika geçmedi, Ljajic ikinciyi buldu. Tarihin en hızlı VAR kararı verildi. Halis Özkahya daha çizgi çizilmeden, orta hakeme golü “ofsayt” diyerek, iptal ettirdi.
Ljajic, Atiba ve N’Koudou kaçırılmazları kaçırdı ama takım moralini bozmadı. Halis Özkahya, görevine başlamışken, Beşiktaş ataklarından bunalan orta hakem Abdulkadir Bitigen durur mu? Ljajic’e evlere şenlik bir sarı kart göstererek masacıların pastasından payını aldı.
İlk yarı biterken Beşiktaş bir gol daha buldu. Ahali buna ne uyduracaklar diye beklerken VAR düşündü taşındı üç kişinin arasında “el” kararı verdi. Evet bir el vardı, haktan, adaletten uzak, masacıların maşası bir el.
Masada kazanmaya alışmış rakipleri gibi maça yarım saat kala VAR açıklaması yapmamasıydı suçu herhalde Beşiktaş’ın.
İlk yarı attığı üç golden biri verilen Beşiktaş’ın devre arasında o golünün de nasıl yok edileceğine eminim kafa yormuştur masacılar.
Çünkü öteden beri hiç akıllarından geçmiyor, futbolun masada değil sahada oynanan bir oyun olduğu. Hakkı olan kazansın, iyi oynayanın olsun maç diye düşünemiyorlar.
İkinci yarı farklı mı olacaktı? Ne münasebet?
Beşiktaş skor değişmemiş gibi ikinci yarıya başladı. Şut hem de isabetli şut rekoru kıran Beşiktaş’ta, 49’da Töre’nin Rize defansını çalımladıktan sonra yolladığı füzeye yine kaleci Gökhan izin vermedi. Ama bu bir işaretti.
10 dakika geçti geçmedi. Sağdan defans arkasına atılan topa öyle fuleli bir koşu yaptı ki Töre, ne Bitigen’in ne Özkahya’nın iptal edebileceği bir vuruşla meşin yuvarlağı filelere yolladı.
Töre golün ardından yedek kulübesine, “Beni de sakatlar arasına yazın” işareti yaptı ve sakatlıktan yeni çıkan Larin’le formayı değiştirdi.
Ghezzai 65’te denedi olmadı. 75’te oldu. Öyle bir oldu ki hem de jeneriklik bir vuruşla müthiş oyununu golle süsledi.
Ljajic farkı 4’e çıkarıyordu, yine kaleci Gökhan’dan döndü. Sakatlıktan dönen bir başka isim Atiba oyundan alındı, Montero girdi. Atiba’nın çıkmasından sonra Beşiktaş orta sahada dağınıklık yaşamaya başladı. Rize’nin iki dakika içinde üst üste iki golü, sahada bir heyecan yarattı.
Bu heyecan Larin’e yapılan net penaltı çalınabilse ve VAR’a yerleştirilen masacı görebilse çabuk bitecekti.
Ama nerede?
Kaldı 4 maç. Algı oyunlarıyla, hakemleriyle, federasyonlarıyla üzerine gittikleri Beşiktaş bir tuzağı daha bozup kenara fırlattı. Maç sonrasında Souza’nın da dikkat çektiği rakibe uzatılan “hatır primi” de boşa gitti.
Ghezzai, Töre, Atiba, Josef de Souza, Vida, Dorukhan, Ljajic ve Rize kalecisi Gökhan Akkan özel bir alkışı hak etti dün gece.
Tabii en büyük alkış, sınırlı kadroyla futbolu masa oyunu sananlara karşı bir zafer daha alan Sergen Yalçın’a.