Göbeklitepe’de arkeloji tarihine geçen kabartma

Göbeklitepe’de arkeloji tarihine geçen kabartma
Göbeklitepe yakınlarında bulunan 11 bin yıllık duvar kabartması, arkeolojik kayıtlardaki bilinen en eski anlatı sanatı örneklerinden biri olarak kayda geçti.Bilimsel dergi Antiquity’s Project Gallery’de yayımlanan araştırmanın...

Göbeklitepe yakınlarında bulunan 11 bin yıllık duvar kabartması, arkeolojik kayıtlardaki bilinen en eski anlatı sanatı örneklerinden biri olarak kayda geçti.

Bilimsel dergi Antiquity’s Project Gallery’de yayımlanan araştırmanın yazarı Eylem Özdoğan, “Bu kabartmayı yapan topluluğa dair çok az bilgimiz var” ifadelerini kullandı. İstanbul Üniversitesi›nde arkeolog olan Özdoğan, Gizmodo’ya yaptığı açıklamada, “Bu bölgede yaşayan topluluklar ortak bir kültürel ortamı paylaşıyor. Birbirleriyle kesinlikle iletişim kuruyor ve yenilikleri, sosyal ideolojiyi ve ortak bir kültürü paylaşıyor” dedi.

Independent Türkçe’nin haberine göre, bölgeden alınan örneklerin radyokarbon tarihlendirme çalışmaları sürüyor. Ancak araştırmacılar bu kabartmaların milattan önce 9 bin civarında yapıldığına inanıyor. Kabartma, Şanlıurfa’daki Sayburç antik kentinde bulundu. Sayburç’un avcı-toplayıcıların tarıma ve yerleşik yaşama geçtiği
MÖ 9000’de kurulduğuna inanılıyor.



KAYITLARDAKİLERİN EN ESKİSİ
1949’da Sayburç antik kentinin büyük bölümü yerleşime açıktı. Ancak geçen yıl başlayan kazılar, kentte Neolitik dönemden kalma bir yapıyı ortaya çıkarmıştı. Kentin arkeolojik değeri anlaşıldığı için bazı modern yapıların yıkılması planlanıyor. Şimdiye dek tarihi yapının yalnızca yarısı gün yüzüne çıkarılabildi. Yeni keşfedilen kabartmanın da arkeolojik kayıtlardaki en eski anlatı eserlerinden biri olduğu ifade ediliyor.

Endonezya’da 2021’de keşfedilen 44 bin yıllık domuz resmi, bilinen en eski figüratif sanat eseri olarak kayda geçmişti. Ancak bu eserde bir sahne tasviri yoktu.
2011’de de arkeologlar, üzerinde kuş ve insan tasvirlerinin olduğu 12 bin yıllık bir kaya keşfetmişti. 2019’da yazılan bir makalede bu eser, anlatı sanatı diye tanımlanmıştı. Ancak bazı arkeologlara göre bu çıkarım tartışmaya açık.

Özdoğan›a göre Sayburç›taki figürler, iki sahneyi tasvir ediyor. İlkinde bir insan ve boğa, diğerinde ise iki leoparın çevrelediği bir insanın hikayesi anlatılıyor. İki insan da erkek ama birinin penisi varken, diğerinin yok. Yaklaşık 3,7 metrelik bir alanı kaplayan eserdeki figürlerin tehlikeli özelliklerinin de vurgulandığı göze çarpıyor. Leoparların dişleri ve boğaların da boynuzlarının öne çıkarıldığı kabartmada tam olarak ne anlatılmak istendiği ise bilinmiyor.

Özdoğan, “Göbeklitepe ve Sayburç gibi bölgelerde eril bir dünya ve bunun yansımaları var. Erkek yırtıcı hayvanlar, falluslar ve erkek tasvirleri, bir anlatı oluşturmak üzere bir araya gelmiş” dedi.