GOL BEKLENMEDİK YERDEN GELDİ

GOL BEKLENMEDİK YERDEN GELDİ
Gol gelecekti bu belliydi ama oradan geleceğini bilmiyordum.Bir süredir ayrı kaldık.Vücuduma saplanmış bir habisle meşguldüm.Ciddiye almadığınız, ‘pek yakında geçer, şu pandemi döneminde doktora, hastaneye mi gidilir’ diye...

Gol gelecekti bu belliydi ama oradan geleceğini bilmiyordum.
Bir süredir ayrı kaldık.
Vücuduma saplanmış bir habisle meşguldüm.
Ciddiye almadığınız, ‘pek yakında geçer, şu pandemi döneminde doktora, hastaneye mi gidilir’ diye kendinizi kandırdığınız basit bir ağrının meğer ne büyük dertlerin habercisi olabileceğini yaşayarak gördüm.
Gol gelecekti… Yıllardır mesleki olarak hor kullandığımız bedenimiz eninde sonunda müsabakaya golle karşılık verecekti.
Dilimimizin üçte birini, boynumuza yerleşmiş nodülleri, biraz da lenfleri aldı Cerrahpaşa’nın çok saygın hekimleri.
Başta sayın Prof. Dr. Harun Cansız olmak üzere bu koşullarda görevlerini yapan Cerrahpaşalı hekimlere çok teşekkür ederim. Sevenlerimizin duası, Harun Hoca’nın sihirli elleriyle hayata döndük.
Üstat Harun Hoca’nın operasyonu öncesinde çok çeşitli tetkiklerden geçtik, ilaçlısından, biyopsisine kadar. Medeniyetler Üniversitesi Hastanesi Beyin Cerrahı arkadaşım Doktor Başak Caner’e de minnetlerimi sunmalıyım.
Operasyondan kaçış yoktu, erken teşhisin benim şanslı bir adam olduğumu gösterdiğini söyledi Harun Cansız Hocamız.
Operasyon operasyondur. Sinirlerin, ses tellerinin, dil kökünün etrafında bu niyeti iyi olmayan arkadaşla yapılacak mücadele kalıcı hasarlar bırakabilirdi.
Konuşamama. İlk elden bir defter ve bir kalemi hazır etmiştim.
Ameliyattan çıkınca beni hiç yalnız bırakmayan eşim Dürdane, ben konuşamazken arayanlar listesini uzattı bana. Listenin başında yanımda olamayan kızım Zeynep vardı.
Narkozun etkisi aşama aşama geçtikçe, yani elim kalem tutmaya başlayınca soruları sormaya başladım. Kaç saat sürdü? Yaklaşık 5 saat.
İlk gece 5 saatlik narkoza ve verilen o kadar ağrı kesiciye rağmen sabaha kadar uyuyamadım. Enteresandı.
Sabah beni kontrole gelecek kıymetli doktorlarımıza yardımcı olmak, konuşamadan derdimi anlatmak için bir yazı yazdım. Adını, “İlk gün raporu” koydum. Pek eğlendiler.
Salı günü Beşiktaş PAOK maçının oynanacağı belliydi. Hastane odasında boynumdan aşağı doğru sarkan iki diren, beslenebilmem için burnumdan girip mideme kadar uzanan hortumlarla izlemek var imiş. Moral olur, diyordum. Elendik.
Harun Hoca ziyaretime geldi. Durumumun iyi olduğunu, bir haftaya kalmadan taburcu edilebileceğimi söyledi. Mutlu oldum.
Pazar gecesi saat 00.00’dan beri su içmiyordum ve suyu günlerdir çölde oruç tutan biri gibi özlemiştim. Çarşamba öğleden sonra pipetten ağzıma dökülen bir damlanın kıymetini nasıl anlatabilirim, bilmiyorum. Defterime “26 Ağustos, ağızdan alınan ilk su, Büyük Taarruz gibi, Zafer Bayramı’na giden yol gibi” diye yazmışım.
Artık daha kontrollü bir yaşam bizi bekliyor.
‘Hayat kontrol istiyor, pandemi, hükümet, vesayetçi çevreler, CİA, Trump, Yeni Gine, bakkal, ev, iş herkes kontrollü olunması derdinde. Kontrolsüz gücün güç olarak kabul edilmemesini bunun anayasal güvence altına alınmasını istiyorlar.’
Bakacağız.
Vücudunuza saplanan küçük bir habisin nelere yol açtığını yaşarken, en büyük desteği sevenlerinizden alıyorsunuz. Gözbebeklerine baktığınız sevenlerinizin duasıyla, desteğiyle yeniyorsunuz, yenilmez gibi duran güçlükleri. Hayata onlarla dönebiliyorsunuz.
Yanınızda olan, olamayan ama yüreğinizin bir parçası dostlarınız kadarsınız. Onların kıymetini daha iyi anlıyorsunuz.
Bu süreçte dostlarımın ne kadar çok ne kadar özel olduklarını öyle yakından hissettim ki. Hepsine candan, yürekten selamlar.
Kısa sürede yeniden yazacağız.
Selam ve sevgiyle.