Güvenlik mi Özgürlük mü?

Son Güncellenme Tarihi: Ağustos 14, 2020 / 06:31

Geçtiğimiz haftalarda kanunlaşan sosyal medya yasa tasarısı üzerinden çok tartışma yaşandı. Bana kalırsa bu iş biraz aceleye geldi. Yurt dışı örneklere baktığımızda burada esas tartışma alanının kişisel itibarın korunması ile toplumun özgür haber alma hakkı arasında olduğu anlaşılıyor. Biz bu konuyu tarışmadık.


TurkiyeRaporu.com olarak son zamanlarda iki tane araştırma yaptık. Birincisi bireylerin sosyal medyada sansüre ve düzenlemeye karşı bakış açılarını ölçerken diğeri ise toplumun temel hak ve özgürlükler algısına baktı. Toplumun %55’i sosyal medyaya sansür getirilmesinden endişe duyduğunu söylerken, %61’i sosyal medya platformlarına T.C. kimlik numarası ile kayıt yapılması gerektiğini düşünüyor. Yani özgür ama sorumlu/güvenli bir sosyal medya ortamını tercih ediyoruz. Güvenlik ve özgürlük arasında bir tercih anındayız.
Güvenlik sebebiyle özgürlüklere kısıtlama getirilmesi ise toplum olarak çok yabancı olmadığımız bir durum. Zaten bu durumu da yaptığımız temel hak ve özgürlükler algı araştırmasında sizler için sormuş ve TurkiyeRaporu.com adresinde yayınlamıştık. Toplumun %40’lık bir kesimi devletin gerekli gördüğü koşullarda temel haklarının ve özgürlüklerinin kısıtlanabileceğini düşünüyor. Dolayısıyla toplumun neleri temel hakları olarak algıladığını da hesaba katmak lazım.


Yaptığımız araştırma sonucunda Türkiye’den elde ettiğimiz verileri Pew Research Center’ın küresel çapta yaptığı araştırma ile karşılaştırdığımızda Türkiye toplumunun dünyaya göre temel halk algısının daha zayıf olduğunu görüyoruz. Toplumun %65’i adil yargılanmayı temel hak olarak görürken %47 ile barışçıl protesto ve gösteri yapabilmeyi temel hak olarak değerlendiriyor.


Bu sonuçlardan yola çıkarak, temel hak ve özgürlükler algısının ne olduğu konusunda görüşün farklılaştığını söylemek mümkün. Dolayısıyla bir tarafın sansür dediğine diğer taraf aynı gözle bakmıyor anlaşılan. Öte yandan ümit verici bir sonuç da var. Katılımcılara farklı konularda barışçıl protesto yapılmasının 5 üzerinden ne kadar doğru olduğunu sorduk. Konular arasında kadın haklarından asgari ücreti protestoya kadar 9 farklı konu vardı. Farklı seviyelerde de olsa, her barışçıl protesto için destek 5 üzerinden 3’ün üzerindeydi. Görünen o ki toplum barışçıl protestolar konusunda siyasetin iki veya üç adım ötesinde.

Can Selçuki

Kamuoyu araştırma ve büyük veri analizi alanlında hizmet veren İstanbul Ekonomi Araştırma şirkenin Genel Müdürdür.

4 sene boyunca Dünya Bankası Ankara Ofisinde ekonomistlik görevi yürütmüştür. Bu görevi sırasında Türkiye ve Azerbaycan’da kamu ve özel sektör ile rekabetçiliğin arttırılması alanında çalışmalarda bulunmuştur.

Dünya Bankasına katılmadan önce 3 sene boyunca Büksel merkezli Avrupa Politikaları Çalışmaları Merkezinde (CEPS) ekonomist olarak çalışmıştır. Türkiye’de ticaretin rekabetçiliği, bölgesel rekabet ve inovasyon politikaları üzerine makale ve raporları bulunmaktadır. Halen Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) yönetim kurulu üyeliği yürütmektedir.Yüksek lisans derecesini, ekonomi alanında Bocconi Üniversitesi’nden almıştır.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top