“Güzel İzmir'e geçmiş olsun, acısı acımızdır...’’

Bugün ABD Başkanlık Seçimi için bir yorum yazacağım ama öncelikle Güzel İzmir ile iyi dileklerimi paylaşmak istiyorum. Oradaki Dostların her zaman yanında olduğumu belirtmek istiyorum. Şimdi yoruma geçiyorum.
ABD Seçimlerine az bir süre kala yorumlarımızı yavaş yavaş kalibre etmeye başladık diyebilirim.
Biden’ın seçilmesi durumunda Obama döneminin Türkiye politikaları yeniden canlanacak gibi geliyor. Bu durumda Ocak ayındaki yemin töreni sonrasında 3 ay iki ülke ilişkileri açısından çok zorlu geçecek diyebilirim.
Ayrıca, Demokrat Parti’nin Başkan Adayı Joe Biden’ın seçilmesi durumunda, Amerika ile Çin arasındaki ticaret savaşlarında yumuşama gerçekleşmesinin beklendiğine dikkat çekmek istiyorum. Böyle bir gelişme doların diğer paralara karşı kısa vadede değer kazanacağı bir süreç başlatabilir. Bununla birlikte hangi aday seçilirse seçilsin uzun vadede Euro’nun dolar karşısındaki yükselişinin süreceğini düşünüyorum.
Seçimlerin Türk-Amerikan İlişkileri üzerine etkisine geri dönersek: Biden’ın Beyaz Saray’a gelmesi durumunda Türkiye’ye yönelik Amerikan derin devletinin ajandasını uygulayacağını öngörebiliyorum. Mevcut Başkan Donald Trump, Amerikan Devletinin Türkiye karşıtı politikalarını kısmen de olsa engellemeye çalışsa da, Biden’ın seçilmesi durumunda bu engel kalkacak. Bizi ciddi bir CAATSA yani "Rusya ile savunma işbirliği yapanlar" ile ilgili Amerikan Yaptırımları bekliyor. Ayrıca başka yaptırımlar da söz konusu.
"Biden seçilirse masaya oturmak vakit alabilir.."
Obama döneminde Amerikan devletinin Türkiye'ye yönelik uyguladığı politikalar herkesin malumu. Buna karşılık çeşitli kitaplardan, Trump’ın Türkiye-ABD arasındaki gerginlikleri gidermeye, Halkbank davasıyla ilgili bir çözüm bulmaya çalıştığını biliyoruz. Biden seçildiği zaman, iki ülke arasındaki ilişkilerin nazik yürütülmesi gerektiğini anlayana kadar hatırı sayılı bir süre geçebilir. Bununla birlikte iki ülkenin tarihten gelen stratejik ittifak geleneğiyle ilerleyen aylarda bir uzlaşma sağlayacağına inanıyorum.
Yalnız şunu unutmamak lazım: Demokratlar’ın hem Senato hem Temsilciler Meclisinde çoğunluğu sağlaması en riskli senaryo olarak karşımıza çıkıyor. Bu durumda iki ülke ilişkileri 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında yaşanan silah ambargosundan bile daha soğuk bir döneme girebilir.
Bu arada Biden'ın Türkiye'ye en çok ziyaret eden Amerikan Siyasetçisi olduğu ve Sn. Cumhurbaşkanı ile Trump'dan daha samimi sohbetler yaptığını da unutmayalım. Bu ayrıntı beni rahatlatıyor desem yanlış olmaz. Her iki lider de birbirlerini iyi tanıyor.
Sonuç olarak, kim seçilirse seçilsin iki ülke arasındaki ajanda olukça yüklü. Trump seçilirse biraz rahatlasak da söz konusu meseleleri çözmek zorundayız. Biden seçilirse, masaya oturmak biraz zaman alabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emre Alkin Arşivi