HAKEM ROMAN OKUMAZ MI?

HAKEM ROMAN OKUMAZ MI?
Yaşar Kemal, bu coğrafyanın yetiştirdiği en büyük kalem üstatlarından biriydi. Dünyanın en önemli romancılarından idi.Rahmet olsun.Haksızlığa isyan eden kaleminin ucu hep keskindi. Güçlünün, egemenin yanında olmayı reddeden,...

Yaşar Kemal, bu coğrafyanın yetiştirdiği en büyük kalem üstatlarından biriydi. Dünyanın en önemli romancılarından idi.
Rahmet olsun.
Haksızlığa isyan eden kaleminin ucu hep keskindi. Güçlünün, egemenin yanında olmayı reddeden, tarafını güçsüzden yana seçen zordakinin sesiydi.
Vicdan idi, vicdanlıydı. İsyancıydı, isyanının büyüklüğü adaletsizliğe idi. Bize misal, Toroslar’ı, sarı sıcakları, ırgatları, kaçakçıları, her satırı bir dize gibi belletti.
Dün geceki müsabakanın hakemi, adını aldığı bu büyük yazarın romanlarından sadece birini okusaydı, böyle bir operasyon adamı olmazdı, olamazdı.
İnce Memed’i tavsiye ederim naçizane. Bu saatten sonra, bu yaştan sonra bile faydası olabilir.
Hakemlikten önce Ankaragücü’nde top oynamış bu adamın hayat hikayesini pek bilmem ama hakemliğe televizyonda izlediği bir müsabakadaki adaletsizliğe isyan ederek başladığını okudum. Yani isyankâr bir ruhu var imiş bir zamanlar.
Vay be hayat ne acayip akıyor.
Dün gece düdüğüyle yönettiği maçı bir kez daha izlemeli mutlaka.
Peşin söyleyeyim, Beşiktaş’ın iki net penaltısını vermedi.
Beşiktaş’ın yediği gol öncesi faulü çalmadı, VAR’a gitmedi.
Sivas’ın VAR yüzünden iptal edilen penaltısı öncesi iki net ofsaytı görmezden geldi.
Sergen Yalçın’ı önce kararlarıyla çıldırttı, sonra oyundan attı.
Aslında yaşanacakları Sergen Yalçın, “Görürsünüz beni üç-beş hafta içinde oyundan atarlar” diyerek özetlemişti.
Beşiktaş Başkanı da hakemleri, “Daha yakından takip edeceğiz” sözleriyle uyarmıştı.
Federasyon’un eğitmeni Jaap Uilenberg denen tuhaf futbol adamı dün gece yaşananların zeminini küstahça hazırlamıştı.
Sahaya çıkacak 11 esas adamı tribünde olan Beşiktaş için zor bir maçtı. Son 2 maçını gol yemeden kazanan Sivas ve eylül ayını kötü geçirmiş bir Beşiktaş…
Altay, Ajax ve Dortmund yenilgileri, Demirspor beraberliği, moralsizlik, sakatlar ordusu…
Sergen Yalçın, teknik adamlık kariyerinde en çok eski kaptanına, Rıza Çalımbay’a yenilmiş. Bir de böyle bir durum var. Maçın havası değişik yani.
Sivas da akıllı top oynayan, ne oynayacağını bilen bir ekip. Beşiktaş’ın yaratıcı ayaklarının sahada olmadığını gören Rıza Çalımbay, topu Beşiktaş’a bıraktı. Gradel ve Henrique gibi iki hızlı ayağının, ani çıkışlarla topu Kayode ile buluşturmasını planlamıştı. Felix de Beşiktaş defansını şaşırtmakla görevlendirilmişti.
Beşiktaş biraz dağınık başlasa da Oğuzhan takımın aklı olmayı başardı.
Tabela 31. dakikayı gösterdiğinde, Rosier’in şahane ortasına Güven Yalçın iki ayağı havada yanıt verdi. Muhteşem bu gol, Cenk Tosun’un Benfica’ya attığı golü gözümüzün önüne getirdi ve bir başka büyük golcü rahmetli Gerd Müller’i anmamızı sağladı.
Helal olsun sana çocuk.
Beşiktaş’ın kendine “Güven”i tekrar geldi.
Kenan Karaman bugün de gününde değildi. Daha gününe gelemedik. İkinci yarı değiştirilir beklentisi de boşa çıktı.
Son 45 dakikaya Sivas biraz daha istekli çıktı. Maçı bırakmaya niyeti yoktu. Yoktu ama pozisyon bulma sıkıntısı yaşadı.
Bu gidişe, maçın kaderini değiştirecek adam, Rıdvan 54. dakikada son verdi. Gradel’in ortasında, ters bir kafa vuruşuyla topu ağlarla buluşturan Rıdvan, maçı yeniden başlattı.
Gol moralleri bozdu, takımı bozmadı. 59’da önce Batshuayi, ardından Rosier, Beşiktaş’ı yeniden öne geçirme fırsatını değerlendiremedi.
Fakat, Beşiktaş’ı zora sokan Rıdvan, 69’da soldan öyle bir orta yaptı ki Güven Yalçın bu kez skoru tayin eden golü attı.
Sivas yeniden beraberliği yakalayacak pozisyonlar buldu, hele uzatmalar da içinde olmak üzere son 10 dakikayı Beşiktaş kendine kâbus etti.
Ancak, eksikliklerine, şansızlıklarına rağmen, en önemlisi Yaşar Kemal Uğurlu denen figüre rağmen altın değerinde bir 3 puanı cebine koydu.
Beşiktaş rakiplerini birbirinin kardeşi yapmakta pek mahirdir.
Maçın ardından baktığımda yine bu kardeşliği gülümseyerek gördüm.
Şimdi bellediler bir Sergen Yalçın. Devam edin. Haksızlıkları görmeyip inatlaşın. Kazandı, yine kazanacak.
Stattaki az sayıdaki taraftar, maç sonunda üçlüyü Serdar’a çektirdi.
Çünkü çok hak etmişti.
Güven, Can, Oğuzhan, Serdar, Rosier ve Josef sahanın en iyilerindendi.
Böyleyken böyle.
Yaşar Kemal Bey, lütfen Yaşar Kemal okuyunuz.”