Halk düşmanı olmak…

Son Güncellenme Tarihi: Aralık 15, 2020 / 07:44

Bir ülkeyi yönetenler başarısız olabilir.
Bu başarısızlıkları yüzünden o ülkede ekonomik kriz yaşanabilir.
Israrla başarısız olunması ısrarla yanlış ve iş bilmez insanların yönetici yapılmasından kaynaklanabilir.
Bu başarısızlıklar hep inkar ve tam tersini söyleme yoluyla geçiştirilebilir.
Ancak bir ülkede insanlar açken artık o insanlarla dalga geçilmeye başlanmışsa o zaman durum gerçekten çok kötü demektir.
İnsanlar iş bulamadıkları için intihar ederken Diyanet İşleri’nin “Geçinebilmek için akşam pazarından alışveriş yapın” önerisinde bulunması dalga geçmek değildir de nedir?
Veya mesela Denizli’de binlerce esnaf kan ağlarken, dükkanını açamaz, kirasını ödeyemezken 40 Milyon liraya içinde Türk Hamamı olan Diyanet binası yaptırmak o şehirdeki esnafla alay etmek değil midir?
Üç kuruş daha ucuza ekmek almak için Halk Ekmek büfeleri önünde yüzlerce metre uzunlukta kuyrukta beklerken insanlar yeni büfeler açılsın, insanlar beklemesin önerisini reddeden İBB’nin AKP’li ve MHP’li üyeleri sizce ne yapmaktadır, nereye varmak istemektedir? Bu kararı aldıktan sonra bir çember oluştup kahkaha da atmakta mıdırlar acaba?
Peki işten çıkarmak yasak olduğu için ücretsiz izine gönderilen ve ayda 1170 liraya açlık sınırının 3 Bin TL’yi geçtiği ülkede geçinmeye çalışan insanlar varken Çalışma Bakanı’nın “Türkiye’de yoksulluk sorun olmaktan kalkmıştır” açıklamasını üstelik TBMM’de yapması kafa bulmak değil midir bu milletle?
Bunların hepsi size abartı gibi geliyor olabilir.
Diyelim abartı.
Diyelim ben olaylara olumsuz tarafından bakıyorum.
Dün gece TBMM.
CHP’li Engin Altay kürsüde konuşuyor ve bakın tutanaklara göre ne oluyor;
CHP İstanbul milletvekili Engin Altay – “Millet aç deyince hoplamayın arkadaşlar, millet aç, perişan. Evet, herkesin midesine bir şeyler giriyor. Kuru ekmek giriyor”
AKP Denizli milletvekili Şahin Tin – “O zaman aç değiller”
CHP İstanbul milletvekili Engin Altay – ” Bu tutanağı alacağım. Bak göreceksin, milletten özür dileyeceksin”
AKP Denizli milletvekili Şahin Tin – “Sen dedin, kendin dedin…”
Durum bu.
Bırakın fakirliğin farkında olmamayı halktan bi haber olmayı falan.
Biliyorlar.
Hem biliyorlar hem de artık bu durumda olanlarla dalga geçiyorlar.
Türkiye bu kadar fenası gördü mü bilmiyorum.

Nihat Sırdar

İstanbul’da doğdu. Makine ressamı olmak için okudu ama radyocu oldu.
1993 yılından itibaren çeşitli radyolarda Nihat’la Muhabbet ve Nihat’la Sivrisinek programlarını hazırlayıp sundu.
Vatan, Takvim ve Akşam gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı.
2000 yılından beri “İyi Uykular Türkiye, “Sivrisinek Dedin de Aklıma Geldi” ve “Bütün Kazlar Toplandık” ismindeki gösterileriyle sahnede.
“35’i Beklerken” ve “Severek Dinliyoruz” isminde iki kitabı yayımlandı.
Kuruluşundan itibaren Kafa dergisinde yazıları yayımlanmakta.
13 Şubat 2019’da Güçlü Mete ve Candaş Tolga Işık’la birlikte Kafa Radyo’yu kurdu.
Radyo yayınlarına her sabah ve her akşam Kafa Radyo’da devam ediyor.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top