Halk ozanı Aşık Mahzuni Şerif'in vefatının üzerinden 20 yıl geçti

Halk ozanı Aşık Mahzuni Şerif'in vefatının üzerinden 20 yıl geçti
'Deli miyim ben', 'Çeşmi siyahım', 'Mevlam gül diyerek', 'Oy bizim eller', 'Mamudo' ve 'Dom dom kurşunu' gibi türküleriyle tanınan Aşık Mahzuni Şerif, vefatının 20. yılında anılıyor.Asıl adı Şerif Cırık olan Mahzuni Şerif,...

'Deli miyim ben', 'Çeşmi siyahım', 'Mevlam gül diyerek', 'Oy bizim eller', 'Mamudo' ve 'Dom dom kurşunu' gibi türküleriyle tanınan Aşık Mahzuni Şerif, vefatının 20. yılında anılıyor.

Asıl adı Şerif Cırık olan Mahzuni Şerif, 17 Kasım 1939'da Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinin bugünkü adıyla Tarlacık olarak bilinen Berçenek köyünde, Döndü ve Zeynel Cırık çiftinin oğulları olarak dünyaya geldi.

Afşin'in Alembey köyündeki Lütfi Mehmet Efendi Medresesi'nde eğitim hayatına başlayan halk ozanı, köylerine ilkokulun yapılmasıyla medrese eğitimini bıraktı ve buradan mezun oldu.

Aşık Mahzuni, 1959'da Mersin 3. Astsubay Hazırlama Okulu'ndan ve 1960'ta ise Ankara Ordu Donatım Teknik Okulu'ndan mezun oldu. Daha sonra Kuleli Askeri Lisesi'ne kaydolan ozan, maddi zorluklardan ötürü eğitimini yarıda bıraktı.

SAZ ÇALMAYI VE DEYİŞ SÖYLEMEYİ KÜÇÜK YAŞLARDA ÖĞRENDİ
Saz çalmayı ve deyiş söylemeyi küçük yaşlarda amcası Aşık Fezali'den (Behlül Baba) öğrenerek müzik hayatına başlayan halk ozanına mahcupluğu nedeniyle
tasavvuf dersleri aldığı Cırık Baba tarafından 'Mahzuni' mahlası verildi.

İlk plağını 1964'te çıkaran sanatçı, bir süre Gaziantep'te ikamet ettikten sonra göç ettiği Ankara'da Fikret Otyam, Feyzullah Çınar, Nesimi Çimen, Aşık Daimi, Kul Ahmet gibi isimlerle bir araya gelmeye başladı. Aşık Mahzuni, burada Aşıklar Derneğini kurdu, ressam Fikret Otyam'ın ve Gazeteciler Sendikasının desteğiyle konserler verdi.

Sanatçı, 1989-1991'de Halk Ozanları Federasyonu tarafından dünyanın en büyük 3 ozanı arasında gösterildi. Halk şiirine gönülden bağlanan Mahzuni Şerif, yaşamı boyunca 453 plak, 58 kaset çıkardı.

Aşık Mahzuni, vasiyeti üzerine Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesindeki Hacı Bektaş Veli Külliyesi'nin yakınında Çilehane adı verilen yere defnedildi.