Havadan bakınca tarımın durumu

Türkiye gıda yönünden kendine yeten ülkelerden biriydi diyenlere inanma… İstisnalar kaideyi bozmaz ama bizim ülkemizde tarım; bilimsel gelişmeler göz önüne alınarak yapılmamıştır. Atatürk dönemi, biraz bunun dışındadır. Çocukluğumun geçtiği Eskişehir’deki şeker fabrikası mesela. Sadece bir fabrika değil, bölge tarımını, hayvancılığını geliştiren çok büyük bir entegre tesisti. Sadece bu kadar değil… Sinema ve konser salonuyla sanat açlığını doyuran bir merkezdi. 15 günde bir Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın konseri olurdu. O zamanın genç yeteneği Suna Kan’ı ilk kez orada izlediğimde ilkokul öğrencisiydim.
Cumhuriyet Devrimlerinin unutturulan, unutturmak istenen başarılarından biri de tarımdaki kalkınma hamlesidir, ne yazık ki; devrimciliğin bir yere kadar olduğu alandan söz ediyoruz. Toprak Reformu yapılamamış, kırsaldaki ağa, bey baskısı ortadan kaldırılamamıştır.
Türkiye için İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan Marshall Yardımlı büyük kırılma ülke tarımının yönünü değiştirmiştir.
Köy Enstitülerin kapatılması, kooperatifçiliğin Komünist yöntem diyerek dışlanması, binlerce yıllık gelenek İmecenin(köy yardımlaşması) küçük görülmesi sonun başlangıcıydı.


GELECEK TARIMDA, GELECEK ANADOLU’DA
Türkiye, dışa açılma politikaları mavrası altında, tarımda eskisinden daha çok dışa bağımlı hale getirildi. Tarımda asıl kırılma 80’li yıllarda başladı, içler acısı hale düşmemiz AKP iktidarıyla oldu, birkaç fazla oy pahasına köyler mahalle oldu. Ormanlar, meralar, tarım arazileri imara açıldı, maden ve taş ocaklarına olmadık yerlerde izin verildi. Çiftçilere anasını alıp gitmesi söylendi. Artık tarım ve hayvancılıkta temel girdiler olan teknik cihazlar, gübre ve tohumu dışarıdan alıyoruz. Tarım alanlarımız ve tarımda çalışan nüfusumuz da giderek azalıyor.
İşi bilenler farkındaydı… İthalatı, betonu sevenler ise Millet parklarındaydı!
Korona salgınının gıda üretimi konusunda insanlığın başına büyük belalar getireceği ortaya çıkınca, tüm dünyayı bir telaş aldı. Ülke tarımının sorunlarını artık daha çok masaya yatırıyoruz, bu olumlu bir gelişme.


TARIM ALANLARI HAVADAN ÇOK GÜZEL GÖRÜNÜYOR!
Aklına ne gelirse her gıdayı satan çok ünlü uluslararası çapta bir şirket ‘tarıma artık önem verelim’ türünden bir kampanya başlatmış. Asla küçümsemiyorum, bu tür çabalar kim yaparsa desteklenmeli. Migros’un hazırlattığı tarıma havadan bakılan belgeseli de izledim. Drone ile çok güzel görüntülerin çekildiği belgeselde uzmanlar tarımın önemini anlatıyorlar ama kimsenin aklına yere inip de küçük üreticiye, pazarda ürününü satmaya çalışan Hatice kadına mikrofon uzatmak gelmemiş. Belgeselin ve sonrasında tv ekranlarına gelen reklamların şöyle bir spotu var. “Gelecek tarımda, gelecek Anadolu’da”…
Bir zamanlar kendi kendine yettiği söylenen Türkiye’nin geldiği duruma bakarsak, her kesimin tarım konusunda bir tuğla kadar suçu var. Sonra bu tuğlalar örülerek, modern tarımla ülke toprakları ve insanımız arasında yıkılması güç bir duvar ortaya çıkarmış.


RAKAMLAR SENİ SÖYLER!
Ülkemizde tarım alanları, 2002 yılından beri sürekli azalıyor, Devletin istatistik rakamlarına göre, 2004-2018 yılları arasında tarım alanları tüm bölgelerde azaldı. Azalmanın en düşük olduğu bölge İç Anadolu, en çok azalış ise yüzde 16 ile Akdeniz Bölgesi’nde.
2008’de 1 milyon 127 bin olan çiftçi sayısı 2019’de 600 bine kadar düştü. Bu da yüzde 48’lik düşüşe karşılık geliyor.
TÜİK verilerine göre tarım sektöründe istihdam edilen kişi sayısı ise 2002’de 7 milyon 458 bin kişiyken, 2020 Şubat ayı itibariyle 4 milyon 157 bin kişiye geriledi. Bu da son 18 yılda 3 milyon 301 bin daha az tarım çalışanı anlamına geliyor.


ÖNEMLİ OLAN EĞİTİM
VE TOPRAĞA SAYGI
Acı gerçek şu… Ülkemizde ortalama çiftçi yaşı 50’nin üzerinde. Gençler tarımdan kaçıyor, Tarım arazileri bölünüyor, artık köylü toprakla uğraşmak istemiyor. Uzmanlara göre, devletin öncelikli politikası gençlere destek verip toprakla, hayvancılıkla uğraşmalarını sağlamak olmalı. En başta Anadolu’daki üniversiteler uygulamalı programlar ortaya koymalı. Bir bilim insanının şu paylaşımını not etmişim, paylaşayım; ‘Korona salgını her şeyin seyrini değiştirdi, tarım ve bağlı sanayinin gelişmesi isteniyorsa yepyeni bir nesille ortaya çıkmalıyız. Zaman daralıyor, gençlik topraktan kaçmamalı. Gerisi sadece laf salatası’

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi