‘Hayalet’ hâlâ kol geziyor: İyi ki doğdun Manifesto!

‘Hayalet’ hâlâ kol geziyor: İyi ki doğdun Manifesto!
Kaynaklar bugünü sosyalist düşünce ve onunla birlikte emek hareketini modern dünyada bilimsel bir temele oturtan Karl Marx ve Friedrich Engels’in tarihte bir dönüm noktasını işaret ettiği rahatlıkla söylenebilecek yükte hafif...

Kaynaklar bugünü sosyalist düşünce ve onunla birlikte emek hareketini modern dünyada bilimsel bir temele oturtan Karl Marx ve Friedrich Engels’in tarihte bir dönüm noktasını işaret ettiği rahatlıkla söylenebilecek yükte hafif pahada ağır mı ağır eserleri Komünist Manifesto’nun basıldığı gün olarak belirtmekte.

Manifesto’nun insanlıkla ilk buluştuğu günden bu yana 173 yıl geçti. Elbette hayat çok değişti, kapitalist işleyiş açısından da sosyalist deneyim açısından da 19’uncu yüzyıl ortasındaki dünyanın çok uzağındayız. Ancak temel tezleri, kavramsallaştırmaları ve eleştirel çözümlemeleri itibarıyla Marx ve Engels’in 23 sayfalık bir inci tanesi mahiyetindeki kitapçığı, 21’inci yüzyılın ilk çeyreğindeki dünyamızı, bu dünyanın içinde halimizi, daha doğrusu hali pürmelalimizi anlamada da yolumuzu aydınlatmada da hâlâ yabana atılmayacak derecede önemli bir pusula/fener olmaya devam ediyor.

Manifesto’ya giden yolda Marx ilk kalem tutmaya başladığında 29, Engels 27 yaşındaydı. Eser, ana hatlarıyla dünya işçilerine kapitalist boyunduruktan kurtulup proleterya ihtilaline doğru ilerleyişin yolunu göstermeyi hedefleyen bir programdı. Engels’in ifadesiyle, “Bütün sosyalist edebiyatın halk tarafından en çok bilinen, en enternasyonal eseri, Sibirya’dan Kaliforniya’ya kadar milyonlarca işçi tarafından kabul edilen ortak bir platform”du o.

Lenin ise bu “incecik” yapıtın dev değerini şöyle ifade etmiştir: “Bu eser bugüne kadar yazılmış ciltler dolusu eserin tümüne bedeldir. Bugüne kadar Manifesto’nun ruhu uygar dünyanın bütün örgütlü ve dövüşen proletaryasına ilham kaynağı olmuş ve kılavuzluk etmiştir.”

Manifesto Londra’da Komünist Lig’in ve Alman İşçileri Eğitim Derneği’nin üyesi olan J. E. Burghard adındaki bir Alman göçmeninin küçük matbaasında basıldı. Bu baskıda yazarların adları bulunmuyordu. Marx ve Engels’in isimleri ilk kez yirmi dört yıl sonra 1872’de yayımlanan Leipzig basımında yer almıştır. Eser Rusça’ya 1893 yılında Samara’da kaldığı sırada Lenin tarafından çevrilmiş ve ihtilalci çevrelerde okunmuştur.

Manifesto ortaya çıktığı tarihsel durumun ve burjuva dünyasındaki güçlerin, komünist hareketin ortaya çıkışını izlerken duydukları korku ve nefretin bir tanımıyla şöyle başlar: “Avrupa’da bir hayalet kol geziyor – komünizmin hayaleti. Köhne Avrupa’nın bütün güçleri: Papa ve Çar, Metternich ve Guizot, Fransız Radikalleri ve Alman polis ajanları bu hayaleti kovmak için kutsal bir ittifaka girmişlerdir.”

Kapitalizmin kökeni ve gelişmesini gözler önüne seren, onun iç çelişkileri ile proletarya ve burjuvazi arasında derinleşip genişleyen sınıfsal düşmanlığı açığa çıkarmayı hedefleyen Manifesto, kapitalist toplumun gerçek tabiatını, işçileri acımasızca sömürmesini, insanlık dışı ahlâkı ve paranın insan ilişkilerini alınıp satılan nesnelere, insan onurunu, bilgisini ve becerisini bir değişim değerine nasıl dönüştürdüğünü neredeyse şairane bir üslupla sergiler. Bu bakımdan Marx ve Engels’in Manifesto’da dile getirdiği düşünceler, gerçek bir insancıllık ifade eder ve çalışan insanların asırlardır süren özlemlerinin, baskıdan kurtulmak ve özgürlük, eşitlik kardeşlik, barış ve mutluluk içinde yaşamak isteklerinin gerçekleşmesi için bir yol haritası oluşturmayı hedefler.

Avrupa’da komünizm diye bir hayaletin kol gezdiği ifadesiyle açılan Manifesto şu ateşli sözlerle sona erer:

“Bırakınız hâkim sınıflar bir komünist ihtilal korkusuyla titresinler. Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri yoktur, ama kazanacakları bütün bir dünya vardır.”

“Bütün ülkelerin işçileri, birleşin!”

Sadece sol/sosyalist siyasal aktivizm ve emek hareketinin kılavuz metni olmanın ötesinde hem modern dönem dünya tarihi, hem de genel olarak insanlık halinin en özlü anlatısı olduğu da rahatlıkla ileri sürülebilecek Manifesto’ya nice nice yıllar ve sonsuz ömür dilerken, ona dair bizim son sözümüz de şu olsun:

Anlatılan, senin hikâyendir!..

(Derlemenin dayandığı kaynaklar: Celâl Üster-Nur Deriş, “Sunu”, Komünist Manifesto içinde, Can Yayınları, 2008; Karl Marx – Biyografi [Haz. P.N. Fedoseyev ve diğerleri], Türkçesi: Ertuğrul Kürkçü, Öncü Kitabevi Yayınları, 1976.)