HDP kapatılsın mı?

Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli’nin gündeme getirmesiyle, bu soru artık Türkiye siyasetinin günlük konusu. Sabah siyasetçiler, akşam da tartışma programlarındaki konuklar kanal kanal bu konu üzerine fikirlerini beyan ediyor. Benim de katıldığım bir iki programda gündeme geldi. Açıkçası oldukça sığ tartışmalara sahne olan programlar oldu. Derin bir tartışmanın yokluğundan daha büyük eksik programlarda HDP adına konuşacak hiçbir temsilci olmamasıydı. Şaşırtıcı değil zira Olay TV dışında HDP’nin grup konuşmalarını yayınlayan kanal yok.
Ben siyasi partilerin kapatılmasına karşıyım. Nedenle değil de sonuçla uğraşmanın hiçbir problemin kalıcı çözümü için faydalı olduğunu görmedim.
HDP’nin kapatılması meselesinin iki boyutu var. Birincisi hukuki boyutu. Bu konuda yorum yapacak ehliyete sahip değilim. Zaten AİHM’nin Demirtaş kararına uymama yönünde tavır aldığımıza bakılırsa bu konuyu hukuki boyutuyla değil de siyasi boyutuyla değerlendirmek daha anlamlı gözüküyor. Bu siyasi bir konu.
HDP’nin kapatılmasından yana tavır koyan siyasetçilerin söylemindeki temel ortaklık bunun toplumun çoğunluğunun talebi olduğu yönündeki vurgu. Gerçekten öyle mi diye merak ettik ve TürkiyeRaporu.com Aralık birinci anketinde katılımcılara “HDP kapatılmalı mı?” diye bir soru yönelttik.
Sonucun bize gösterdiği o kadar net bir tablo olmadığı. Katılımcıların %48,8’i evet yanıtını verirken %40,4’ü hayır yanıtını tercih etti. Bu tablo gösteriyor ki toplum siyasetin yine önünde gidiyor. Kürt sorununun çözümsüzlüğü Türkiye’ye çok kaybettirdi. Artık farklı bir bakış açısı var.
Siyasi eksende bir başka tartışma konusu ise eğer HDP kapatılırsa seçmenin ne yapacağı. Bu durumda seçmenin CHP, DEVA ve Gelecek Partisi arasında bir tercih yapacağını iddia edenler var. Ölünün arkasından miras dağıtır gibi, seçmenin tercihlerini dikkate almadan, ifade ediliyor. Ben buna katılmıyorum. Zira sonuçlarımız da başka bir tabloya işaret ediyor.
HDP seçmeni içerisinde bu soruya evet cevabı verenlerin oranı %0. Fikrim yok / Cevabım yok diyenlerin oranı da %0. Araştırmalarımızda, “bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz” sorusuna MHP diyen HDP seçmeninin oranı bile %0 değil. Şaşırtıcı değil bu sonuç. Diyarbakır’daki bir seçmeni düşünün. 2014 yerel seçimlerinde BDP’nin adayına oy vermiş. Daha sonra 2016’da kayyum atanmış. 2019 yerel seçimlerinde BDP’nin devamı niteliğinde olan HDP’nin adayına tekrar oy vermiş ve ona da kayyum atanmış. Sizce bu seçmen siyasi tercihini değiştirme eğiliminde olan bir seçmen mi?
Terörle mücadele Türkiye için nasıl vazgeçilmezse demokratik siyaset de öyledir. Tekrar söylemekte fayda var, nedenler yerine sonuçlarla uğraşmak, sorunlara hiçbir zaman çözüm olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Can Selçuki Arşivi