Emel Yıldırım

Emel Yıldırım

HDP ÜZERİNDEN HAMLELER

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aylardır PKK'nın siyasi uzantısı olarak gördüğü HDP’nin kapatılması çağrısını tekrarlıyor. Bahçeli, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı resen dava açmazsa, HDP hakkında kapatma davası talebinde bulunacaklarını ısrarla söylüyor, ama bir türlü başvuruda bulunmuyorlar. Dilekçe vermek için dosyalar hazırlandı, bekliyorlar.
Ortağı AKP ise, çözüm süreci sona erdiğinden bu yana HDP’ye karşı giderek sertleşen bir tutum izledi. 31 Mart seçimlerinde 65 belediye kazanan HDP’nin elinde şu an sadece 6 belediye kaldı, diğerlerine kayyum atandı. Binlerce HDP’li halen cezaevinde. Bugüne kadar HDP’yi süründürme yöntemi izleyen AKP, HDP’nin kapatılmasına mesafeli görüntü sergiliyor.
Bu tabloda iki olasılık var. Birincisi; AKP ve MHP, HDP’nin kapatılması konusunda uzlaştılar, işin bayraktarlığını MHP yapıyor, AKP pragmatik nedenlerle geride duruyor. İkinci olasılık, aralarında uzlaşmazlık, yani cumhur ittifakında çatlak var. Parti kapatmak içeride ve uluslararası arenada ciddi sonuçlar yaratacak çok önemli bir adım. Bu adımın, bir ortağın itirazına rağmen atılması çok zor.
Peki, Erdoğan istemezse MHP kapatma davası açabilir mi? Açamaz. Davayı açması, cumhur ittifakının bitmesi anlamı taşır. İttifakın bitmesi erken seçim demek. Eğer Bahçeli erken seçim istiyorsa, tabii ki davayı da açar, ittifakı da bozar.
Başka olasılıklar da var: Tüm anketler MHP’nin yüzde 10 seçim barajını aşamadığını gösteriyor. Üstelik her ankette oyları biraz daha eriyor. Bahçeli’nin hem partideki liderliğini korumak hem de partisinin oyun dışı kalmasını engellemek için büyük bir hamleye şiddetle ihtiyacı var. Bahçeli, kapatma davasını, seçim barajı ve seçim sistemi gibi kritik konuların kendi talepleri doğrultusunda şekillenmesi için ortağı AKP’yi sıkıştırmak amacıyla kullanıyor olabilir. Ayrıca konu gündemde kaldıkça milliyetçi oyların MHP’de konsolide olacağını hesaplaması kuvvetle muhtemel.
Parti kapatma tartışmaları sürerken, bir yandan da 28 HDP milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına dönük süreç işliyor. Her iki başlıktaki girişimlerin hedefi, bir şekilde HDP’yi siyaset sahnesinden çıkarmak ve HDP üzerinden millet ittifakına nifak sokup, dağıtmak. Dikkatlerden kaçmaması gereken bir hedef de, HDP’yi gündemin tam ortasına oturtarak, ülkenin can yakıcı sorunlarını ikincil plana atmak, önemsizleştirmeye çalışmak.
HDP kapatılırsa ne olur?

  1. HDP, daha önce yaşandığı gibi yedekte tuttuğu bir partiyi devreye sokar, farklı bir isimle siyasetteki yerini tekrar alır, yaklaşık 6 milyon oyun dağılmasını engellemeye çalışır. Geçmiş deneyimlere bakarak, bu tür yasaklamaların, baskıların kürt siyasi hareketini daha da güçlendirdiğini söyleyebiliriz.
  2. Diyelim ki, bu sefer oyların yeni partide toparlanması da engellendi. Bu durumda, oyların gideceği adres büyük olasılıkla CHP olacaktır. HDP baskısının ortadan kalkmasıyla millet ittifakının rahatlayacağı da çok açık. Kısacası HDP’yi kapatma CHP’ye ve millet ittifakına yarayacaktır. Bu da, iktidarın istediği bir sonuç olmasa gerek.
  3. HDP’nin kapatılmasıyla doğu ve güneydoğuda sandık güvenliğinin tam sağlanamayacağı, oyların iktidar lehine daha kolay manüpüle edileceği de varsayımlar arasında sayılabilir.
  4. PKK, mağduriyet üzerinden geniş bir hareket alanı sağlar, bölgedeki baskısını artırır. Kürt halkını, gençleri siyasi mücadele yerine, PKK’nın kucağına itmek akılcı bir yol değildir.
  5. En tehlikeli senaryo ise, bölgede kaos yaşanması olur. Terör eylemleri, vahim boyutlara ulaşabilir. İktidarın eline sıkıyönetim ilan etme ve seçimleri sınırsız süre iptal etme kozu geçer. Bu da, ülkedeki ekonomik, siyasi ve sosyal çalkantıların daha da derinleşmesine, dünyadan tümüyle kopmamıza neden olur.
    Elbette temennimiz, parti kapatmanın çözüm olmadığını en iyi yaşayan ve bilen AKP’nin, iktidar hırsına ve MHP baskısına teslim olmamasıdır. Bu yol, hepimiz için bedeli ağır tehlikeli bir yoldur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Emel Yıldırım Arşivi