HDP’nin kaçırdığı fırsat

Siyasi iktidar devlet blokundan HDP’ye gelen baskılar Gara Operasyonu sonrasında daha da arttı.
Son olarak “Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması” talebiyle hazırlanan son 33 fezleke de Meclis’e sunuldu. Bu 33 fezlekeden 28’i HDP Milletvekillerine ait.
Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısı sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Süreç neyse bu süreç aynen işleyecektir. Bu konular Meclis’e gelir, Meclis Komisyonları müzakerelerini yapar. Genel Kurul’da da eller hemen iner kalkar” dedi.
Peki hedef ne?
Siyasi iktidarın hedefini biliyoruz. Siyasi iktidar, Cumhur İttifakı olarak iktidar olma halini sürdürmek istiyor. Ancak yine siyasi iktidar, bunun mevcut koşullarda mümkün olmadığını da görüyor.
Bu yüzden fezlekeler hızla Meclis’e yollanıyor. Seçim sistemi, siyasi partiler kanunundaki değişiklik tartışmaya açılıyor.
Bütün bu arayışların hedefi, HDP.
HDP hedef, çünkü mevcut konjonktürde bir sonraki seçim sonuçlarını etkileyecek en önemli parti o. HDP’nin yanında olduğu blok seçimi farklı kazanacak.
Bu yüzden HDP’yi önce hukuki süreçlerle işleyemez duruma getirmek istediler. Bunda büyük ölçüde başarılı da oldular.
Şimdi sırada dokunulmazlıkları kaldırarak Meclis’teki etkilerini azaltmak ve belki de ülkeyi ara seçime götürmek var. Bunu seçim barajını düşürerek, partinin oy oranını düşürmek; seçim yasası değişikliği ile hazine yardımını kesmek izleyebilir.
Son adım ise kapatma davası ile gelebilir.
PKK GÜÇLÜ
HDP İSTER Mİ?
Şunu hemen not edelim; bu, sadece siyasi iktidar ve devlet blokunun değil PKK’nın da isteyebileceği bir senaryo.
Çünkü onlar da siyaseten güçlü bir HDP’den ziyade tersini istiyorlar. Bunu 7 Haziran seçimi sonrası 20 Temmuz 2015’de başlayan süreçte gösterdiler.
Bunun için İmralı’da devletin elinde tutuklu olan Öcalan’ın da devreye sokulacağından kuşkunuz olmasın.
KULLANILAMAYAN FIRSAT
İşte sıkışma halini aşmanın tek yolu siyasi alanın genişlemesi. Bu konuda Millet İttifakı üyeleri kadar HDP’ye de sorumluluk düşmektedir.
Çünkü Edirne’de tutuklu olan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın dediği gibi; seçim, iyiler ile kötüler arasında ve karasız olmak gibi bir lüksü yok kimsenin.
Geçtiğimiz salı günü HDP siyasetin genişlemesi açısından eline geçen fırsatı kullanmadı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun partinin eş başkanı Pervin Buldan dahil olmak üzere dönemin parti yöneticilerinin çözüm sürecinde Kandil’de çekilmiş fotoğrafları göstererek HDP ile PKK arasında iltisak olduğunu iddia etti.
Oysa bu fotoğrafların hangi koşulların çekildiğini biliyoruz.
Nitekim. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “İçişleri Bakanı’nın dün akşam katıldığı programda gösterdiği resimlerin tamamı çözüm sürecinde Erdoğan’ın bilgisi ve onayı ile gittiğimiz Kandil fotoğraflarıdır. Ben Salı günü grup toplantımızda daha fazlasını açıklayacağım.” dedi.
Peki daha fazlasını açıkladı mı Buldan?
Hayır.
Buldan grup toplantısında konu ile ilgili olarak, “Çözüm sürecinde bize vaat ettiklerinizi yeri ve zamanı geldiğinde açıklayacağız.” dedi.
Bu, “daha fazlası”nı açıklayacağımdan “zamanı geldiğinde açıklayacağız”a savrulan bir siyasetsizlik açıkçası.
Ne yazık ki, BDP olarak çözüm sürecinde oynamadıkları, oynamaktan kaçtıkları “siyasi özne” olma rolünü bu kez de HDP olarak kullanmadılar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Aksoy Arşivi