Memetcan Demiray

Memetcan Demiray

Herkesin 'küreselliği' kendine

Bir yanda sınırları ve bayrakları ortadan kaldıran "kripto para" çılgınlığı... Diğer yanda hiçbir ülkenin tek başına çözemeyeceği anlaşılan Covid-19 salgını... Derken tüm bunlara 12 zengin kulübün kurduğu "Avrupa Süper Ligi" eklenmesin mi?! Belediyeden gri pasaportu kapan (!) Avrupa'ya kaçıyor, belki de çanlar şimdi "ulus devlet" için çalıyor!

Efendim, bu satırların yazarı genellikle "bir Yunan kadar" keyfine düşkün olsa da yeri geldiğinde "bir Japon gibi" disiplinli olmasını bilir! "Almanlar misali" 7 / 24 bira içebilir ama Şili şaraplarına da hayır demez; Çin lokantalarını ve Güney Kore filmlerini pek sever! Mümkünse de tüm bunları Norveç'teki sosyal haklarla Karayipler'de, masmavi bir ada sahilinde yaşamak ister!
Elbette bu bir hayalden öteye gidemeyecektir çünkü doğum esnasında bize hiç sorulmadan verilen "kimlik"ler, imkânlarımızı büyük ölçüde belirlemektedir. Ne de olsa bir Afrikalı'dan hızlı koşması ve iyi müzik yapması beklenirken bir İngiliz'in uzmanlık alanı siyaset ve diplomasidir! Bize düşen de her Türk gibi "asker doğmak", cephede hain düşmana aman vermemektir! "Ulus"a hoş gelmişizdir!
Neyse ki "iletişim çağı"yla birlikte bu kalıplar sorgulanmaya başlayacak, insanlar internet sayesinde "öteki" kültürleri tanıdıkça önyargılar kırılacaktı. Yoksa John Lennon'ın "Imagine! / Hayal et!" dediği "ülkesiz bir dünya" giderek yaklaşmakta mıydı?


VATAN - MİLLET - KRİPTO PARA!..

İşte son günlerde yaşanan "kripto para" çılgınlığı, bize tam da bu soruyu sordurmaktaydı! İnsanlar belli bir ülkeye ait banknotlardan, merkez bankalarının kontrolünden hızla kaçıyor, varlıklarını "denetimsiz" sanal cüzdanlara aktarıyorlardı. Öyle ya, tek bir tuşla sorgusuz sualsiz "havale" yapmak varken bir de devletlere "komisyon" ödemek ne kadar anlamlıydı?
İşin en ilginci, mevduatlarını dövizde tutmasıyla ünlü milliyetçi - muhafazakâr ülkemiz, kripto para kullanımında da tüm dünyada Nijerya, Vietnam ve Filipinler'in ardından dördüncü sıradaydı! Gerçi işin ucunda dolandırılmak da vardı ama sonuçta Bitcoin dediğin Çiftlikbank'tan çok daha kârlı bir "yatırım"dı! Böylece sanal âleme açılıyor, dijitalleşiyordu "yastık altı"...

GRİ PASAPORT İLE İSTİKAMET AVRUPA!

Milletçe küreselleşmemize bir diğer örnek de yerel yönetimlerimizin turizm sektörüne atılmasıydı! Covid-19 şartlarında seyahat kısıtlamalarını fırsata çeviren bazı belediyeler, kendi imkânlarıyla yurt dışına kaçamayan vatandaşlarımıza kolaylık sağlıyor, çok uygun fiyata dağıttıkları (!) gri pasaportlarla ihtiyaç sahiplerini Avrupa'ya yolluyorlardı! Gerçi bu yapılan biraz (!) yasa dışıydı ve otobüsle geçilen her sınırda ayrıca rüşvet ödemek lazımdı! Ama "durmak yok, yola devam"dı ve 3000 kilometrenin sonunda otomatikman "dünya vatandaşı"na dönüşüyordu Öz Bingöl Seyahat'in sayın yolcuları!.. Bir belediye daha ne yapsındı?!

90 DAKİKA MAÇ MI OLUR?!

Küreselleşme rüzgârı geçen hafta sadece bizi değil, tüm dünyayı etkisi altına alacaktı. Zira bir pazar akşamı Barcelona, Liverpool ve Juventus gibi futbol devleri bir araya geliyor ve Avrupa Süper Ligi'ni kurduklarını açıklıyorlardı! Buna göre 12 zengin kulüp, Şampiyonlar Ligi'nden ayrılacak ve artık her hafta kendi aralarında maç yapacaklardı! Projenin ateşli savunucusu ve Real Madrid Başkanı Florentino Pérez'e göre amaç, futbolda rekabeti ve heyecanı üst düzeye taşımaktı. Öyle ya, Manchester City ile düzenli maç yapmak varken gariban Rumen ya da Fin takımlarıyla rakip olmak akıl kârı mıydı?! Üstelik Covid-19 salgınında büyük zarara uğrayan kulüplerin başka çaresi kalmamıştı.
Pérez'in bir diğer "çılgın öneri"si de "gençler sıkılıyor" diye maçları 90 dakika değil, daha kısa süre oynatmaktı! İyi de bundan gençlerin haberi var mıydı?    

BANKANIN GÖZYAŞLARI...

Futbol camiasında şok etkisi yaratan proje, kısa sürede büyük tepki çekecekti. Özellikle İngiltere'de taraftarlar sokağa dökülüyor ve bizzat kendi takımlarını protesto ediyorlardı! Bunun üzerine kulüpler bir bir ligden çekilecek, neredeyse tek bir destekçi bulamayan "Avrupa Süper Ligi" 48 saat içinde tarihe karışacaktı! 
Derken cuma günü Der Spiegel'in özel haberinde işin iç yüzü anlaşılacaktı. Lige sponsor olduğu bilinen ABD bankası JPMorgan, futbolseverleri üzdüğü için pişman olduğunu açıklıyordu. Haberin devamında ise projeye başlangıçta 4 milyar avroluk bir finansman sağlayacak bankanın 23 yıllık anlaşma sonunda faiziyle birlikte toplam 6 milyarı kasaya koyacağı yer alıyordu! Şu durumda "amatör ruh" para babalarına karşı zafer mi kazanmıştı?

ÇARE: ENTERNASYONALİZM!..

Futbolun romantik gençleri sağ olsun, buna şimdilik "evet" demek mümkün! Ama 90'lı yıllarda AC Milan Başkanı Silvio Berlusconi'den beri gündemde olan "zenginler ligi" fikri, oligarkların hayallerini süslemeye devam ediyor. Bu da "küreselleşme"yi paradan ibaret görmenin doğal sonucu oluyor.
Tıpkı Covid-19 salgınında yaşananlar gibi... Batı ülkeleri kendi halklarını hızla aşılarken salgın, Brezilya ve Hindistan'ı kırıp geçiriyor. Orada mutasyona uğrayan virüs de dönüp yine dünyayı enfekte ediyor! Ama seçim kampanyasında tüm insanlığa aşı müjdeleyen ABD Başkanı Joe Biden bile ilaç şirketlerinin "patent hakkı"na dokunamıyor, susmakla yetiniyor!
Tamam, alt tarafı 200 yıl kadar önce bir "ortak pazar" olarak tesis edilen "ulus devletler" artık hiçbir derde derman olamıyor. Ama onların yerini Amazon, Facebook, Pfizer ve Real Madrid "imparatorlukları" alacaksa bu da bizlere herhangi bir özgürlük vadetmiyor! Sınırlar kalkacak; nüfus cüzdanları, pasaportlar ve vizelere gerek kalmayacak derken hayatlarımıza bir de "aşı sertifikası" giriveriyor!
O halde selam olsun Celtic'in, PAOK'un, St. Pauli'nin de hakkını savunan "enternasyonal" taraftarlara!.. Bu satırların yazarı şimdi onlarla bir İrlanda pub'ında karşılaşıp eskisi gibi sohbet edebileceği günleri iple çekiyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Memetcan Demiray Arşivi