Hızlı gittik 2023’ü geçtik

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Son gelen veriler ekonomimizin büyüme patikasına girmesini destekleyecek şekilde rotasında ilerlediğini gösteriyor” dedi. Albayrak’ın açıklamasının yeni haftaya rekor seviyeden başlayan doların 8 TL’yi aşmasının ardından gelmesi dikkati çekti. Avro/TL ise tarihi seviyelerini 9,50’ye taşıdı.
Sosyal medya hesabı Twitter’dan açıklama yapan Albayrak, “Ekim ayında hizmet sektörü güven endeksi %6,4, perakende ticaret sektörü güven endeksi %1,7 arttı. Kapasite Kullanım Oranı ise %74,6’dan %74,9’a yükseldi” dedi. Albayrak paylaşımının sonuna ise alkış emojisi ekledi. Ekonomistlere göre güven endeksinde 100’ün altı kötümserliği işaret ediyor.
HEDEFLER ŞİMDİDEN TUTTU
Eylül ayı sonunda açıklanan Yeni Ekonomi Programı’nda yer alan dolar kuru hedefleri, açıklamanın üzerinden bir ay dahi geçmeden bir bir aşıldı.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın geçen hafta açıkladığı Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP), 2020-2023 arası dönemin yıllık ortalama dolar/TL kuru tahminlerine de yer verilmişti.
YEP’teki yıllık ortalama kur tahminlerinde 2020 için 6,91, 2021 için 7,68, 2022 için 7,88, 2022 için 8,02 rakamlarına yer verilmişti.
Açıklandığı gün dahi 2020 hedefinin yaklaşık 1 TL üzerinde olan dolar kuru, sırasıyla önce 2022 hedefini aştı, bugün ise 2023 hedefinin de üzerine çıktı.
‘DOLARLA BİR İŞİNİZ VAR MI?’ DEMİŞTİ
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, daha önce CNN Türk’te katıldığı programda Ahmet Hakan’ın “Dolar yükselince endişelenmeli miyiz? sorusuna, ‘’Dolarla mı maaş alıyorsunuz? Dolar borcunuz var mı? Dolarla bir işiniz var mı?” diye cevap vermişti.

BAKAN VARANK: 2020’Yİ ASGARİ HASARLA ATLATACAĞIZ

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Organize sanayi bölgelerimizdeki elektrik tüketimi, her ay düzenli bir biçimde artıyor. Hatta şunu söyleyeyim, eylül ve ekim performansı pandemi öncesi dönemin bile üzerinde. Türkiye yılın son iki çeyreğinde güçlü bir büyüme performansı gösterip 2020 yılını en asgari hasarla atlatacak” dedi.

Tarihi zirveye ekonomistler
ne diyor?

Türk Lirası dolara karşı değer kaybını 10. haftaya taşıdı. Gün içinde Türk Lirası’nın dolara karşı yüzde 1,5’e yakın değer kaybetmesi, gelişmekte olan ülkeler arasında en yüksek değer kaybı yaşayan para birimi olmasına yol açtı. Altın fiyatları ise küresel piyasalarda düşmesine rağmen Türkiye’de döviz kurlarının etkisiyle yukarı yönlü dalgalandı. TL’deki kan kaybı nedeniyle ‘güvenli liman’ olarak görülen altına talep 20 kat arttı. Gram altın 494 lirayla yeni bir rekora imza attı.
TL’nin dolara karşı yaşadığı değer kaybında geçen hafta Merkez Bankası’nın (TCMB) piyasa beklentisinin aksine politika faizini yükseltmemesinin etkisi var. Diğer yandan ABD ve Fransa ilişkilerinde son dönemde yaşanan gerilim ile Dağlık Karabağ’daki çatışmalar da kurun yükselişinde rol oynayan etmenler.
2020’DE YÜZDE 25 DEĞER KAYBETTİ
Piyasa uzmanları ve analistler kurun 8 seviyesini kritik bir eşik olarak değerlendiriyordu.
Capital Economics’ten gelişmekte olan piyasalar ekonomisti William Jackson, 8 seviyesinin psikolojik bir önemi olsa da ekonomi açısından büyük bir fark yaratmadığını söylüyor. Jackson, “TL’nin kaç haftadır değer kaybettiğine bakarsanız bu sürecin uzun olduğunu görebilirsiniz. Ancak aslında düşüşü o kadar da dramatik değil; ağustos ayının ortasından beri dolara karşı yüzde 10 değer kaybetti. 2018 krizinde çok daha fazla ve hızlı bir şekilde düşmüştü” dedi. TL, bu yılın başından beri dolara karşı yüzde 25 civarında değer kaybetti.
DÜŞEN REZERVLER VE FAİZ
Ekonomist Arda Tunca’ya göre de Türkiye’nin uzun zamandır kur ataklarına alışık olmasının temelinde yanlış yönetilen para politikası var.
Ekonomist Tunca, 26 Ekim Pazartesi yaşanan kurdaki yükselişi ise ağırlıklı olarak hafta sonu ortaya çıkan politik risklere bağlıyor. Diğer yandan ABD seçimlerine dair yapılan kamuoyu yoklamalarında Demokrat Parti adayı Joe Biden’ın önde gitmesi, ABD’nin Türkiye’ye yaptırım uygulaması ihtimalini artırması açısından da piyasalar açısından riskli bulunuyor.
ÇÖZÜM DÜŞÜK ENFLASYON VE GÜVEN
Ekonomist Uğur Gürses ise, “7.95’le 8.01 arasındaki fark, o arada yüz milyonlarca döviz rezervinin eritilmiş olmasıdır. Başkalarının bastığı parayı satarak kendi parasının değerini korumayı sağlamak dünyanın hiç ülkesinde mümkün olamadı. Ulusal paranın değeri, düşük enflasyon ve güvenle tesis edilir” değerlendirmesinde bulundu.