Huawei, Yeşil Kalkınma 2030 Raporu’nu açıkladı: Hedef, sıfır karbon salınımı

Son Güncellenme Tarihi: Mayıs 2, 2022 / 06:34

Pandeminin zirve yaptığı dönemde Huawei ile ilgili birçok makale yazmıştım. Dünyanın teknoloji devlerinden biri olan Huawei, diğer firmalardan farklı olarak sadece tedarik zincirlerinin kırılması sonucu ortaya çıkan dertlerle uğraşmadı. Aynı zamanda kendisine karşı yöneltilen haksız suçlamalar ve adli kısıtlamalarla da mücadele etti.


Tüm bu süreç içinde “herkes için teknoloji” demeyi elden bırakmadı ve bugün “yeşil ekonomi” için elinden geleni yapıyor.

Daha önceki makalelerde firmanın yönetim yapısının ne kadar demokratik ve hissedar yapısının çoğulculuğu hakkında ayrıntılı yazılar yazmıştım. emrealkin.com’dan hem Türkçe hem de İngilizce olarak bu makaleleri bulabilirsiniz. Bundan başka Huawei’nin Türkiye’deki merkeziyle de zaman zaman karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk ve bu sayede firmadaki gelişmelerden haberdar olduk.

Elbette, daha önce Londra, Barcelona ve Shenzhen’de Huawei’nin birçok etkinliğine katılmıştım. Bu çerçevede sağlık, akıllı şehirler, finans, eğitim, sanayi gibi alanlardaki çalışmalarından haberdarım. Ayrıca müzik ve eğlence konularında firmadan beklediklerimi de sorumlulara aktarma fırsatı buldum. “Eğlence” kavramı sadece fotoğraf çekmekten ibaret değil benim için. Bu sebeple yakından takip ettiğim bu firmanın “piyasayı duyarak” diğer taleplere de cevap vermesini önemsiyorum.

Bugünlerde Huawei’nin “yeşil ekonomi” konusundaki çalışmalarını ve stratejilerini takip etmekteyim.

Sebebi şu:
Yaptığım tüm sunumlarda çarpıcı bir slayt paylaşıyorum. Söz konusu slayt her iklim konferansından sonra karbondioksit salınımının küresel olarak nasıl arttığını gösteriyor. Özetle, “Yeşil bir dünya istiyoruz” diyenlerin dünyayı nasıl kirletmeye devam ettiklerine dair bir dramı sergiliyorum. Yaşanan tüm acılarda olduğu gibi, Batının başını çektiği her harekette olduğu gibi, ciddi bir ikiyüzlülük ve adaletsizlikle karşı karşıyayız. Silahlanmaya harcanan paranın onda birini KOAH hastaları ve hava kirliliğini önlemeye harcasak büyük ihtimalle dünya daha güzel bir hale gelirdi. Yine de kurumların ve bireylerin dünyanın daha fazla kirlenmesini önlemeye çalışan çabalarını görüyor ve seviniyorum.

YEŞİL BİR DÜNYA İÇİN
Huawei, dijital teknolojilerin daha yeşil bir dünya için gerekli olduğunu düşünüyor. Elbette, dijitallik geçtiğimiz dönemde küresel ısınmaya katkıda bulunan sonuçlar yarattı, bunu da atlamayalım.

Bu sebeple firma “Yeşil Kalkınma 2030 Raporu”nu yayınlamış durumda.

Söz konusu raporda ayrıntılı şekilde şu amaç yer alıyor:
“Düşük karbon salan konutlar, binalar, fabrikalar, yerleşkeler, köyler ve kentlerle yeşil kalkınmayı yaratmak, bunun için yeşil enerji ve yeşil ICT’yi sacayakları olarak kullanmak.”

EN BÜYÜK YATIRIM AR-GE’YE
Bu arada Huawei’nin Dönüşümlü Başkanı ve Başkan Vekili olan Dr. Ken Hu’nun “daha yeşil-akıllı dünya için non-stop inovasyon” adlı konuşmasının metnini inceledim. Dr. Hu 30 yıldan fazladır inovasyon ile değer yarattıklarını söylerken, Ar-Ge faaliyetlerinin firma yatırımlarının özünü oluşturduğunun altını çizmiş.
Huawei’nin bugün Ar-Ge yatırımları yıllık gelirin %22’sine ulaşmış durumda. Oran olarak yüksek olduğu gibi, mutlak rakam olarak da etkileyici.

BİLİMİN SINIRINI ZORLAMAK
Ken Hu “Dünya çapında zorlukları dünya çapında yeteneklerle aşıyoruz ve bilim ile teknolojinin sınırlarını zorluyoruz” diyerek connectivity yani IoT’nin en önemli konusunda hızlı ilerlediklerini söylemiş. Özellikle “5G’den 5.5 G’ye geçişe hazırlanıyoruz” demesi beni heyecanlandırdı. Açıkçası 5 G ile neler kazanabileceğimizi düşünürken, bir adım daha ileri gitmek acaba bize neler getirecek diye düşünmeye başladım.

UÇTAN UCA YENİ MODEL
Tabii tüm bunlar bilgisayar, yazılım, donanım, altyapı ve iletişim mimarisinde yeni tasarımlar gerektirecek. Özellikle şu anki mimarinin işlemcileri ve işlemleri
zorladığını söyleyen Hu, “uçtan uca yepyeni bir model” ile performansın iyileştirileceğinin altını çizmiş.

Okuyucularımın tamamı mühendis ve yazılımcı olmadığı için teknik detayları basitleştirerek anlatmaya çalışıyorum.

EĞLENCEDE DEVRİM…
Bu arada Huawei bulut teknolojilerinin üzerinde yükselen ve dijital içerik geliştirilmesine olanak sağlayan MetaStudio’yu da dünya sahnesine çıkarıyor. Ken Hu, yazının başında belirttiğim “eğlence” tarafında güçlü olduklarını, bugün 6 ayda tamamlanan 90 dakikalık bir 3D filmin, bu platformla 2 haftada tamamlanacağını söylüyor. Muazzam bir gelişme, meraklısına duyurulur.

Tabii çip krizi sebebiyle hem firmaların hem de müşterilerin mağdur olduğu ortada. Ken Hu “Artık cihaz enflasyonu istemiyor kimse, herkes daha akıllı tecrübeler istiyor” demiş.

Sonuna kadar katılıyorum.

Evde ya da işyerinde birbirine bağlanan bazen de bağlanamayan çok sayıda cihazdan sıkıldım ben. İşleri hızlandıracağına yavaşlatan ve Türkiye gibi ülkelerdeki indirme hızının düşüklüğü sebebiyle insanları delirten bir esaret yaşıyoruz.

Huawei “kullanıcı merkezli akışkan bir yapay zeka hayat tecrübesi” vadediyor bu sebeple (user-centic Seamless AI Life Experience)… Bunun içinde sağlık verilerinden, yepyeni ekosistemlere, ofis uygulamalarından, spor, seyahat ve eğlenceye kadar tam teşekküllü bir akıllı yaşam bulunuyor.

BULUT TEMELLİ BİR DÜNYA
Bu arada tüm bunlar “yeşil kalkınma” çerçevesinde yapılıyor. Kömür madenlerinden tarlalara, fabrikalardan binalara, hastanelerden okullara, gümrük alanlarından lojistiğe, enerji üretiminden tüketimine, spor merkezlerinden her türlü araca kadar uzanan ve ciddi yatırım isteyen bir “bulut temelli” dünyadan bahsediyor Ken Hu.
İnsanın başı dönüyor bunları okuyunca. Huawei bunları dünya çapında yeteneklerle başarıyor.

Açıkçası 5G’nin formülünü yazarak dünyaya kazandıran Prof. Dr. Erdal Arıkan’ın da bu çalışmalara katılmış olması bir Türk olarak beni gururlandırıyor.

DÜNYAYI HIZLA KİRLETİYORUZ
Şunu artık kabul etmemiz lazım. Enerji pahalı ve tedariki zorlaştı. Yani enerjiyi paramız olsa bile tedarik edemeyecek noktaya gelebiliriz. Bu arada karbon emisyonlarının % 40’ının enerji sistemlerinden kaynaklandığını biliyoruz.

Enerji üretip depolarken, mevcut teknolojilerle dünyayı hızla kirletiyoruz, havayı zehirliyoruz.

Huawei bu sorunu sadece daha az karbon salan enerji üniteleriyle değil, uçtan uca tüm unsurları karbon sıfır hale getirerek yapılabileceğini söylüyor.

Ayrıca “Ben şu kadarını yaparım gerisi size kalmış” da demiyor.

Tüm unsurlar için çözümü olduğunu söylüyor.

Bazı ülkelerde bu çözümleri uyguladıklarını ve başarılı olduklarını da ifade ediyorlar.

Yerinizde olsam Huawei’nin bültenlerini takip ederim.

Sadece şirketin yaptıklarını değil, dünyanın nereye doğru gittiğini rakamlarla açıklıyorlar.

ANAHTAR TESLİM KOLAYLIK SAĞLAMA
İşte böyle, özellikle ihracatının %50’sini gerçekleştiren Türkiye’nin ve “yeşil mutabakat” çerçevesinde mal satmak zorunda olanların yapması gerekenleri Huawei ayrıntısıyla anlatmış.

Bu arada sürecin tamamına etkili çözümler sunacağının da altını çizmiş.

Sanıyorum farklı kaynaklardan çözüm sağlamaya çalışanlar için “anahtar teslim kolaylık sağlama” adına önemli bir mesaj veriyor. Bu serüvenden kaçamayacağımıza göre, en güçlü ve sadık yoldaş ile devam etmek gerekiyor.

YEŞİL KALKINMA NELER GETİRİR?
Raporda hangi anahtar endüstrilerin “yeşil dönüşüm” süreçlerini hangi şekillerde tamamlayacakları da açıklanıyor.

Özellikle dijital altyapının enerji verimliliği üzerinde durulurken, yeşil endüstrilerin rolünün artması ile yenilenen enerjinin payının büyümesi konusuna detaylı şekilde girilmiş.

KÜRESEL ÖNGÖRÜLER
Hatta bir model önerisi de yapılmış. “Yeşil Kalkınma 2030 Raporu”nun sayfalarını çevirirken karşımıza şu küresel öngörüler çıkıyor:

2030 yılında elektrik enerjisinin %50’si yenilenebilir enerjiden üretilecek.

Elektrik kullanımı toplam nihai enerji tüketiminde %30’a yükselecek ve enerji depolama kapasitesi bugünden 20 kat fazla olacak.

Sanayi “yeşil” olacak ve her 10.000 işçiye 390 robot düşecek.

Yeni binaların tamamı 2030’da sıfır karbon üretirken, 2050’de tüm binalar bu hale gelecek.

Dijital altyapı 2030’da bugünden 100 kat daha enerji verimli hale gelecek.

Uzaktan tıp ve sağlık faaliyeti 10 kat artacak, elbette uzaktan eğitim 20 kattan fazla artarken, sanal turlara katılanlar milyarları bulacak.

MERAK ETMEYİN ÇÖZÜM VAR
Peki bunlar nasıl olacak ?

Bir kısmı imzalanan uluslararası anlaşmalar ve getirilen yeni “yeşil şartlar” sebebiyle firmaların kendilerini “decarbonisation” yani “karbonsuzlaşma” sürecine hızla hazırlamalarıyla gerçekleşecek.

Diğer taraftan rekabette geri kalmamak için dijitalleşmeye ağırlık verecekler. Bu süreçte fabrikalar, binalar, konutlar ve bugün itibariyle tüm karbon salınımı yapan unsurlar sıfır karbon salacak bir sürece girecek.

Açıkçası hem dünyayı kurtaracak hem de rekabette geri kalmamak için yapılacak bu atılımlar için Huawei bir yol haritası ve felsefe sunarken, “Çözüm bende var, merak etmeyin” diyor.

Dünyanın en büyük kentleri ve en ileri sanayilerinde yaptıkları işleri bildiğimiz için bu sözü inandırıcı bulduğumu söyleyebilirim.

Emre Alkin

Prof. Dr. Emre Alkin; Saint Michel Fransız Lisesi’ni 1987 ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni de 1991’de bitirdikten sonra, 1993 yılında İstanbul Üniversitesi’nde lisansüstü eğitimini tamamladı. 1996 yılında Doktorasını yine aynı Üniversite’de tamamlayarak ve 1997’de “doçent”; 2002 yılında ise “profesör” unvanını aldı.

1999-2003 yılları arasında İMKB Başkan Danışmanlığı, 2000 yılında TİM Genel Sekreterliği, Vergi Konseyi Üyeliği görevini yürüten Prof. Dr. Emre Alkin; Çukurova Holding, Doğan Holding, Anadolu Holding ve Altınbaş Holding’de görev yaptı. Çeşitli gazetelerde ekonomi köşe yazarlığı, TV8, SKYTÜRK, A HABER, CNNTURK, TRTHABER gibi televizyon kanallarında ekonomi yorumculuğu yapan Prof. Dr. Emre Alkin, Dünya Gazetesi’nde “Paylaşmasak Olmazdı” isimli sayfasıyla içimizdeki kahramanlara yer vermektedir.

Şu an Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı olan Alkin, İzmir’in spor kulüplerinden Göztepe Sportif A.Ş.’de Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye Futbol Federasyonu Genel Sekreterliği de yapmıştır. Temmuz 2017’den beri de Galatasaray Sportif A.Ş. Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktadır. Alkin, “Uzlaşmazlık Çözümü” konusunda şirketler ve kamu arasında ulusal ve uluslararası çalışmalara katılmaktadır. Ödeme Sistemleri, Mobil Teknolojiler, Finans ve Mali Konular ile ilgili uluslararası şirketlerde görev yapmaktadır.

Prof. Dr. Emre Alkin’in; “Risk Management”,“Finansal Aracılığın Evrimi”, “Bankalarda Risk Yönetimine Giriş”, Yalın Alpay’la birlikte kaleme aldığı “Dünden Bugüne Gaziantep”, “Her Şey Ekonomi Değil” , “Paylaşmasak Olmazdı”, “Fikret Mualla’nın Sanatı” ve 2017 yılının en iyi iş kitabı seçilen “Olaylarla Türkiye Ekonomisi” isimli, biri İngilizce olmak üzere sekiz kitabı bulunmaktadır. Ayrıca insan ilişkilerinin dünden bugüne evrimi üzerine yazdığı “Seve Seve Aldattım” isimli kitabı da bu yıl çok satan kitaplar arasında yer almıştır.

Prof. Dr. Emre Alkin, iki çocuk babası olup, Türkçe, İngilizce ve Fransızca konferanslar vermektedir.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top