Hukukun üstünlüğü ne işe yarar?

Çoklu baro, Ayasofya, İstanbul Sözleşmesi, kadın cinayetleri, internet sansürü, süregelen hayvan ve doğa katliamları, gökkuşağı renklerine açılan savaş, bitmek bilmeyen yolsuzluk hadiseleri, kapımızdaki savaş ve daha niceleri. Coronavirüs salgının yönetimini saymıyorum bile..
Lunaparktaki inip çıkan hızlı trenlere binmiş giden bir gündem içinde herhangi bir şeye yoğunlaşabilmek, herbiri devasa sorunlara ayrı ayrı dikkati verebilmek ve tüm ülkeyi sarıp sarmalayan kaotik ruh halinden çıkıp herhangi bir soruna temelli bir çözüm önerisi getirebilmenin dahi zor olduğu günlerdeyiz.
Böyle zamanlarda bir adım geri atıp, ne oluyor diye durup düşünmek iyidir. Tüm olup bitenin ortak paydası derin bir hukuksuzluk, vicdanları her gün başka bir vesileyle tekrar ve tekrar kanatan adaletsizlik, sürekli erozyona uğrayan hukuk, tüm hak arama yollarının kapatıldığı ve demokrasinin işlemez hale getirildiği bir ortam. Hukukun işlerliğine ve sisteme güvenini yitirmiş insanlar.
Türkiye, Dünya Adalet Projesi tarafından yürütülen Hukukun Üstünlüğü Endeksinde 128 ülke arasında sondan 107.dir. Dibe epey yakın yani..
Endeksteki sıralamaya beraber bir bakalım. Hemen bir alt sıramızda bizimle aynı puana sahip olan İran ve Nijerya var. Bizden daha üst sıra ve puanlara sahip ülkeler grubu ise tamamen evlere şenlik, otoriter bir rejime sahip olduğu tartışma götürmez Rusya, çetelerin kol gezdiği Liberia ve Sierra Leona ve Zambia, Niger gibi bazı Afrika ülkeleri. Demokratik herhangi bir ülkenin sıralamasına fersah fersah uzak olduğumuz bu tabloyu, incitici, üzücü ve kaygı verici bulanlar olabilir (benim gibi) ama öte yandan hiç şaşırtıcı değil.
Türkiye, Hukukun Üstünlüğü Endeksinde son 6 yılda Türkiye 99 ülke arasında 59.luktan 128 ülke arasında 107.sıraya düşmüştür. Bırakın bir hukukçuyu, sade bir vatandaşa, son 6 yılını Türkiye’de geçiren bir yabancıya sorun, size bunun yanıtını hukukun her gün biraz daha un ufak edilerek, ayaklar altında çiğnenerek yok edilişi ile verecektir.
Bunun cevabı ve çözümü yine Hukukun Üstünlüğü Endeksinde. Endeksin değerlendirme kriterlerine baktığımızda; (i) yürütme erkinin denetlenebilmesi, (ii) yolsuzluk, (iii) açık yönetim ve şeffaflık, (iv) temel haklar, (v) düzen ve güvenliğin sağlanabilmesi, (vi) kanunların uygulanması, (vii) özel hukuk ve ceza hukukunda adalet gibi temel hususların dikkate alındığını ve ülkelerin herbirin bu kriterlere göre değerlendirildiğini görüyoruz. Bizim her gün irtifa kaybettiğimiz her şey yani.
Şimdi başlıktaki soruya dönelim tekrar, Hukukun Üstünlüğü Ne işe Yarar?
Mesela İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması, kadın cinayetlerinin cezasız kalmaması. Çocuklar, kadınlar, lgbt-i bireyler, hayvanlar ve doğaya dair bitmek bilmeyen taciz ve katliamların son bulması, en temel hakların güvence altına alınması. Hukukun hükümetin elinde bir oyuncak haline gelmesinin engellenmesi, gece yarısı çıkarılan sansürcü yasaların ortadan kalkması. Kılıç artığı gibi orta çağdan kalma anlayışların, emir komuta içinde çalışan mahkeme heyetlerinin son bulması. Geçsek de geçmesek de ödediğimiz köprü sözleşmelerinin iptali, parsel parsel Katar’a verilen topraklarımızın satışının, sonra imara açılışının önlenmesidir. Savunmanın kutuplaştırmanın ve siyasetin aleti olmaması, baroların hak hukuk adalet diye yollara düşmek zorunda kalmaması demektir.
Hukukun üstünlüğü bizim her gün maruz kaldığımız ve hayatımızı cehenneme çeviren her şeyle birebir ve doğrudan ilgilidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Oya Özarslan Arşivi