İhracatta sıkıntı var

Gazete Pencere’nin yazarlarından değerli hocam, dostum Prof. Dr. Emre Alkin diyor ya “Paylaşmasak Olmazdı” diye ben de dedim ki “Yazmasam olmaz”, dün 2023 yılının ilk Para Politikası Kurulu toplantısı yapıldı.

Beklentiler doğrultusunda Merkez Bankası faiz oranlarında bir değişiklik yapmadı ve %9’da sabit tuttu.

Son faiz indirimini Kasım ’22 toplantısında yapan ve metne “Faiz indirim döngüsüne ara verilmesi” ifadesini yazan Merkez Bankası art arda iki toplantıda faizlerde bir değişikliğe gitmedi.

Ancak ilginçtir…

Bu toplantı metninden politika faizinin yeterli olduğu ifadesi çıkarılmış.

Bu seçime giderken Merkez Bankası faiz indirimlerine yeniden başlayabilir diye yorumlanabilir. Bu sefer gerekçe de hazır, enflasyon düşüyor!

Gündemdir diye yazdım gerçekten. Kimsenin sonucunu merak bile etmediği bir toplantı oldu yılın ilk toplantısı ama önümüzdeki toplantı ilginç olabilir. Bekleyip yaşayıp göreceğiz.

Bu hafta Salı günü Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi değerli hocam, çok kıymetli abim Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu ve yine Gazete Pencere yazarlarından, Verimetrik’in kurucusu sevgili kardeşim Utku Ekmekçi ile birlikte Babadağlı İş Adamları Derneği’nin (BASİAD) düzenlediği “2023 Yılı Dünya ve Türkiye Ekonomisi Beklentileri Paneli”nde konuşmacı olarak Denizli’ye gittik.

Denizli’ye gitmişken Denizli Sanayi Odası Başkanlığı görevine yeni seçilen sevgili dostum Selim Kasapoğlu’nu da makamında ziyaret etme şansı bulduk.

Öncelikle BASİAD Başkanı Şeref Arpacı’ya ve yönetim kurulu üyelerine, Denizli Sanayi Odası Başkanı Selim Kasapoğlu ve yönetim kurulu üyelerine davetleri ve misafirperverlikleri için çok teşekkür ederim.

Sahada olmak, iş insanları ile bir araya gelmek, gelişmeleri, sahadan almak çok kıymetli. Denizli de bu konuda çok önemli bir şehir.

Denizli, 2008 yılından beri neredeyse yılda birkaç kez gittiğim ve sevdiğim bir şehir. Türkiye’nin en önemli sanayi şehirlerinden bir tanesi. Yıllık yaklaşık 1,5 milyar USD dış ticaret fazlası veren, Türkiye’nin dış ticaret hacmi sıralamasında 10. büyük şehri. Şehirde yaklaşık 250,000 kişi sigortalı olarak çalışıyor.

Ağırlıklı iş kolunun tekstil olduğu Denizli’de bu gidişimizde kime selam verip hal hatır sorsak ihracat tarafında işlerin hiç iyi gitmediğinden dem vuruldu. Tekstil sektöründeki bu serzenişlerin ilk sinyalini birkaç ay önce Gaziantep’te almıştık ama ihracatçı açısından belli ki sorun biraz daha büyümüş.

Resesyon beklentileri burada en önemli başlıklardan bir tanesi.

Kurun gelmiş olduğu seviyenin ihracatçıyı çok zorladığını, fiyat açısından artık rekabet edemediklerini dile getirdiler. Havlu sektöründe rakip ülkeler ile kıyaslandığında Türkiye’nin %10-15 oranında daha pahalı olduğunu ancak çeşitli gerekçelerle şirketlerin Türkiye’yi tercih ettiklerini ancak bu makasın %40’lar seviyesine kadar açılması nedeniyle ciddi bir sorun yaşandığını dile getirdiler.

Asgari ücretin gelmiş olduğu seviye, EYT ile birlikte işgücünde yaşanabilecek kayıp ve ülkede artık mavi yakalı çalıştıracak eleman bulmakta yaşanan zorluklar da cabası.

Tüm anlatılanların içinde iki başlık var ki; bence en önemlileri onlar.
• Enerji maliyeti
• Finansmana erişim.

Denizli’de de dile getirdim; ihracat performansının sadece kur üzerinden ölçülmesi ve tartışılması yanlış. İhracatçı, kurun baskı altında tutulduğunu, bunun da ihracatı zorlaştırdığını söylüyor ama işin daha makroekonomi tarafında da şöyle bir sorun var. Döviz kurlarındaki yavaş veya hızlı her yükseliş enflasyon baskısı yaratıyor.

Enerji fiyatlarında yaşanan yükseliş çok ciddi bir maliyet ve bunu fiyatlara yansıtamadıklarının altını kalın çizgilerle çiziyorlar.

Devlet bu alanda ciddi bir sübvansiyon sağlasa da sorun büyük.

Diğer başlık ise krediye erişim konusunda yaşanıyor.

İçinde bulunduğumuz günlerde ihracatçının krediye erişiminde çok sorun olmadığını ancak ihracat için mal ve hizmet üreten işletmelerin ciddi bir darboğazda olduklarını, bunun da sistemi riske ettiğini vurguladılar.

Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim için 14 Mayıs tarihini işaret etti.

Henüz net olmamakla birlikte 14 Mayıs’ta sandığa gidilecek gibi görünüyor.

Bakıldığında çok kısa bir süre gibi görünse de yaklaşık 120 gün var daha.

Seçim yaklaştıkça kredi musluklarının açılacağını düşünüyorum ancak yapılan düzenlemeler öncesinde her alanda biraz daha istişareye ve ortak akla ihtiyacımız olduğu da kesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mert Yılmaz Arşivi