İKİ KALPLİ ADAM; FERİT FERHANGİL

Bazı insanlar sessiz sedasız başarılara imza atarlar, hayatlarının her adımında “Şu ölümlü dünyada kime ne faydam olur?” diye düşünüp dururlar. Öykümüzün kahramanı böyle bir şahsiyet ve on parmağında on marifet. Artık yaşı kemale ermiş bir mühendis, işletmeci, denizci, turizmci, yatırım danışmanı olan Ferit Ferhangil…
Bu coğrafyanın iki kalpli adamıdır Ferit Ferhangil. Hayatı roman olan Ferit beyin, bir kalbi Türkiye’de diğeri İran’da.
Öykü şöyle başlıyor; 78 yaşında uzun boylu bu ihtiyar devin ebeveynleri İran’ın ünlü doktorları. İstanbul’da ihtisas yapıp çalışıyorlar. Küçük Ferit’te 10 yaşında Türkçeyi öğreniyor, Vefa Lisesi’nden başarıyla mezun olup; İTÜ’den İnşaat Mühendisliği diploması alıyor.
Türkiye’de kısa süreli bir devlet kuruluşunda (eskiden YSE diye köy yolu yapan kuruluş vardı!) mühendis olarak çalışmışlığı bile var. Ancak Ferit bey Kimya Mühendisi olan Sevgi hanımla hayatını birleştiriyor ve İran’a göçüyorlar. İran’da inşaat şirketi kurup gül gibi geçiniyorlar. Ta ki, İslam Devrimi’nin başlangıcı 1979 yılına kadar. İşte acılar denizinde yüzmenin ne olduğu da o zaman anlıyor Ferhangil çifti.

BABASI İDAM EDİLİYOR
Ferit Ferhangil’in babası İran’da ünlü bir doktor olduğu kadar Bahai Cemaatinin önde gelenlerinden. Siyasetin içinde olmamasına rağmen baba Ferhangil tutuklanıyor ve inancından dönmediği için idam ediliyor.
Sevgi hanım Türk vatandaşı olduğu için kolayca İran’dan ayrılıyor ama Ferit bey İran’ı ancak kaçak yollarla terk ediyor. Bir kaçakçıyla sınırı geçiyor ve Türkiye’ye kapağı atıyor. Ferhangil’in neredeyse tüm akrabaları, eşi dostu İran’ı terk etmiş. Bu konulardan söz etmeyi pek sevmiyor ama satır arasında söylediği şu söz çok anlamlı: “Dünyanın en kötü şeyi ne biliyor musun? Ayrımcılık ve kutuplaşma. Azınlıkta kalan bir düşünceye veya inanca yapılan eziyet.”
Ferit Ferhangil, ata toprağı İran’ı neredeyse 44 yıldır göremedi ancak dünyaya yayılan İranlılarla sıkı bağları bulunuyor. İran’da başını açan genç kızların, kadınların direniş haberlerinin de sıkı takipçisi. İran’da demokrasiye dayalı bir Cumhuriyet’in hayalini kuruyor.

GELELİM TÜRKİYE YILLARINA
Eşi Türk, okulları burada okumuş mühendis bir insana hemen vatandaşlık verilir değil mi? Hayır tam beş yıl sahte bir pasaportla yaşıyor, sonunda Türk vatandaşı oluyor. “Bu kimliği gururla taşıyorum. Ben hem Türkiyeliyim, hem de İranlıyım. Nasıl olur derseniz. Beni gösterin” diyerek acı dolu yılları içine atacak kadar hayata bağlı. Ferit beye göre, acılar da çalışarak ve sevginin gücüyle aşılıyor.
Ferhangil, Türkiye’de iş dünyasındaki başarısını Özallı yıllara borçlu. Dış ticaretin ve bankacılığın her türlü girdisini çıktısını iş yapa yapa, bata çıka öğreniyor. Yurtdışındaki bağlantıları sayesinde ülke ihracatına önemli katkılarda bulunuyor. İki oğlunun en iyi şekilde eğitim almasını sağlıyor.
Her zaman öğrenmenin ve öğretmenin gayreti içinde olan Ferhangil, Farca bilgisinden dolayı 70 yaşından sonra Osmanlıcaya kafayı takmış ve korona salgını günlerinde evde kalmanın avantajıyla online bir kursu tamamlamış. Şimdi Osmanlı arşivlerini okuyup anlama konusunda sertifika sahibi.
Sıkı bir yelkenci olan Ferhangil, yakın zamana kadar teknesiyle Ege ve Akdeniz’de turluyordu. Yorgunu olduğundan değil, Göcek’teki astronomik bağlama ücretleri yüzünden teknesini sattı.
Ferit Ferhangil, anılarını yazma hazırlığı içinde. Anılar elbette Türkiye ve İran’ın yakın dönem tarihine ışık tutacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi