İktidar panikte; korona boyasını döktü!

Aslında boyası çok önce dökülmüştü ama geniş kitleler görmemişti veya farkında değildi. Koronavirüs farkındalık yarattı.
Eskiden yap/işlet/devret deniliyordu, şimdilerde kamu özel işbirliği (KÖİ) deniliyor. İfade havalı ama içi boş, boş olmanın ötesinde yıpratıcı, kemirici.
İktidar bu modelle havaalanları yaptı, köprüler yaptı, tüneller açtı, hastaneler yaptı. Her açılışta bize dedi ki; ‘cebimizden beş kuruş çıkmayacak, üstüne para alacağız.’
Doğru değildi, yalandı!
Dünyanın en büyük keşfini yapmışlar gibi sundular.. Boyadılar, yağladılar, cilaladılar milletin önüne koydular.
O boyalar, o cilalar döküldü. Verdikleri garantilerin belirledikleri ücretlerin akılla mantıkla ilgisi olmadığı ortaya çıktı.
Son örnek Avrasya Tüneli. Yılda 25 milyon araç garantisi vermişlerdi geçen yıl 12 milyon araç geçti. Geçiş ücreti 46 lira. İki yaka arasında git gel, neredeyse 100 lira.
Kimin bütçesi dayanır ki!
Kütahya/Uşak/Afyon için yapılan Zafer Havaalanı ise tam bir facia. Verilen yolcu garanti sayısında yüzde 95 yanılma var. Bu hesabı kim yapmış bilmiyorum ama bu hesabı yaparken cebi dolmuş mu diye sormadan da geçemeyeceğim.
Dün öğle saatlerinde iktidara yakın haber kanallarının birinde gördüm. İktidarın/AKP’nin propaganda kaseti, reklam kaseti zannettim.
Değilmiş ‘Vizör’ adını verdikleri haber analizmiş! Köprülerin, otoyolların, tünellerin faydalarını uzun uzun anlattılar, bol bol da CHP’ye Kılıçdaroğlu’na çaktılar. Sonuna kadar izledim o an anladım ki; iktidar zorda. Haber analizin tek satırında ne geçiş ücreti söylendi ne de geçiş garantisi.
Sık sık, dünyanın en uzun, dünyanın en geniş, dünyanın üçüncü en yükseği gibi vurgular yapıldı.
Bu ‘ en’ takısı iktidar için çok önemli. Yaptığı her şeyin dünyanın/Avrupa’nın/ Balkanların/ Avrasya’nın/ Ortadoğu’nun veya bir yerlerin en büyüğü olmasını istiyor.
Yapıyor yapmasına da aynı zamanda dünyanın/Avrupa’nın ‘en pahalısı’ da oluyor.
Hemen örnek verelim.
Süleyman Demirel’in köprüsünde ( birinci köprü/15 Temmuz şehitler köprüsü) geçiş ücreti 13 lira 25 kuruş.
Turgut Özal Köprüsünde ( ikinci köprü/ Fatih Sultan Mehmet Köprüsü) geçiş ücreti 13 lira 25 kuruş.
Tayyip Erdoğan köprüsünde (üçüncü köprü / Yavuz Sultan Selim Köprüsü) geçiş ücreti 27 lira 50 kuruş.
Neden?
Biri çıkıp bu sorunun yanıtı vermeli. Üç köprünün de işlevi aynı . Avrupa’dan Asya’ya veya Asya’dan Avrupa’ya geçiyorsun. İlk ikisinde fiyat aynı üçüncüsünde iki katı. Neden?
‘Vizör’ logosu altında onlarca program yapsalar da milleti kandıramazlar. AKP’nin köprülerinden geçen ‘yandım Allah’ diyor.
İşin kötüsü sadece geçen değil, geçmeyen de bedel ödüyor. Örnek Osmangazi köprüsü geçiş ücreti 147 lira 50 kuruş. Aslında 38/39 dolar artı KDV. Şu andaki kurla KDV hariç 285 lira. Biz geçerken 147 lira veriyoruz üstünü hazine ödüyor.
Kurdukları düzen nasıl ama! Cebimizi soyma düzeni diyeceğim ama dilim varmıyor. Bu sistemi allayıp pullayıp anlattılar foyaları üç yılda çıktı.
Hepsinin 25 yıl garantisi var. Mesela çalışmayan Zafer Havaalanı için verilen garanti 2044 yılına kadar.
Çüş demeyin, ayıp olur. Hesap kitap uzmanı son Başbakan’ın son marifetidir orası.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi