İktidarın CHP’nin içine atmayı düşündüğü el bombası

Kulis bilgilerine göre iktidar partisi önümüzdeki seçimler için bazı değişikliklere hazırlanıyormuş..
Neymiş bunlar?
BİR: Dar veya daraltılmış bölge seçim sistemine geçmek..
İKİ: İttifak içi baraj uygulamasını getirmek..
ÜÇ: Parti genel başkanlarının parti üyeleri tarafından seçilmesini yasal zorunluluk haline getirmek..
Sondan başlayayım.. Üçüncü madde tamamen CHP’nin içine yönelik.. CHP’yi karıştırabilir miyim maddesi..
İkinci maddenin hedefi açık; Gelecek ve Deva partileri..
Gelin biz, birinci maddeye bakalım..
Dar bölge bence seçim sistemleri içinde en demokratik olanı.. Bazı sakıncaları var tabii, onlara değineceğim.. Ama seçmenin vekili tanıdığı seçmenin vekilden en rahat hesap sorabildiği, yüz yüze görüşebildikleri sistem bu.. (ABD ve İngiltere’de uygulanıyor.. Biri başkanlık diğeri parlamenter sistem)
Her vekil seçmenini tanıyor, Meclis’e gidince ona göre davranıyor..
Sakıncası ne?
Yıllar önce rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e bu soruyu sormuştum.. Mealen demişti ki ‘Türkiye gibi ülkede uygulamak zor, işin içine etnik mesele girer, mezhep meselesi girer, tarikatlar girer, hemşerilik girer, maddi güç girer, girer de girer’
Gelelim daraltılmış bölgeye.. Özal zamanında bu denendi.. Ülke barajı düşürülse bile bölge barajı yükseltilerek en çok oyu alan partinin daha fazla vekil çıkarmasına yarayan bir model.. İkinci sıradaki parti de vekil çıkartır ama üçüncü, dördüncü sıraya yerleşen partilerin vekil çıkarması imkansız..
MHP bu yönteme geçmeye razı olmayacaktır..
İttifak içi baraj Babacan ve Davutoğlu’nu zorlamak için getirilebilir.. Ama ters tepebilir!. Bu onların seçmenini motive de edebilir.. Ödünç oy verilmesine yol açabilir.. Gerçi iki parti de baraj sorunumuz yok diyor ama iktidarın ittifak içi baraj uygulamasını gündeme almasındaki hedefi bu iki parti..
Üçüncü madde CHP’nin içini karıştırmaya yönelik dedim.. Şundan, AKP ve MHP lidere itaat partisi.. Delegeler veya üyeler özgür iradelerini ortaya koyamıyorlar.. Lider ne derse, neyi işaret ederse o oluyor.. CHP o partiler gibi değil.. Her ne kadar parti içi onlarda da yok denilse de var.. En azından çok seslilik var.. En azından fikir beyan etme var.. En azından genel başkana tavır alabilme imkanı var.. En azından aday çıkarma geleneği var..
Size bir örnek vereyim.. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aday gösterdiği Davutoğlu, 1388 geçerli oyun tamamını alarak AKP genel başkanı oldu..
21 ay sonra araları açıldı.. Cumhurbaşkanı bu kez Binali Yıldırım’ı aday gösterdi.. Delegelerin neredeyse tamamı (1405 oyla) genel başkan seçti..
Delege yapısı bu olan partinin üye yapısı da aynıdır.. Kim işaret edilirse ona oy verilir.. AKP’nin 11 milyon üyesi var (Son seçimde 21 milyon oy aldı. 11 milyon üyeye 2 milyon oy az. Her üye evinden sadece iki oy çıkmış.. Az!.. Sosyolojinin el atması gereken durum)
Genel başkanı (Tabii ki Erdoğan) sorunsuz seçerler..
Ama CHP öyle değil. . 1 milyon 250 bin üyesi var.. En az üç/dört genel başkan adayı çıkar.. Belki de daha fazla.. Parti içi mücadele daha da keskinleşir.. Cepheleşme artar, kaybeden küser.. CHP gibi partiler bu yöntemle genel başkanını seçerken yıpranır, daralır..
İstenen de bu galiba..
Seçimden önceye yetişir mi? Neden olmasın!.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi