İmar Barışı ve Mühendislik

Son Güncellenme Tarihi: Kasım 26, 2021 / 09:33

Ülkemizin topraklarının ciddi ölçüde deprem tehlikesi altında bulunduğunu ve yapı stokumuzun depreme karşı dayanıklı olmadığını söylüyoruz. 1992 yılında Erzincan, 1995 Dinar, 1998 Adana-Ceyhan, 1999 Doğu Marmara, 2003 Bingöl ve 2011 Van-Erciş depremleri yaşandı.

Her doğa olayı ülkemizde afete dönüşmektedir. Kaçak ve yeterli ölçüde mühendislik hizmeti almayan yapıların hasar görmesi ve yıkılması kaçınılmazdır. Üstelik “İmar Barışı” adı altında tümüyle kaçak olan yapılar bile affedilmiş, yasal hale getirilmiştir. Şimdi de bu kaçak yapıların güçlendirilmesi gibi yeni bir mekanizma yaratılmaya çalışılmaktadır.

Sorun fay hatlarında ve ortaya çıkan depremde değil yıkılan yapıların deprem karşısında güvensiz olmalarıdır. Gelen deprem kuvvetlerine dayanamamasıdır. Sorunu fay hattında ve depremde değil depreme dayanıklı yapıların üretilmemesinde aramak lazım. Sorun, fayda ve depremde olsa yerle bir olan yapıların yanında bulunan diğer yapıların da yıkılması gerekirdi.

İmar Barışı adıyla çıkarılan yasayla, tümüyle kaçak olarak yapılan yapıların deprem güvenlikleri yapı sahiplerinin beyanına bırakıldı. Yapı sahiplerinin kaçak olarak yaptıkları bu yapılar için ‘depreme karşı güvenlidir’ diye bildirimde bulundular. İstanbul Kartal’da beş katı ruhsatlı üç katı kaçak olarak yapılan Yeşilyurt Apartmanı kendi kendine yıkıldı, 21 insanımız yaşamını yitirdi.

Kaçak olarak yapılan yapıların deprem güvenlikleri yoktur. Bu yapılar, yaşanacak depremde ayakta kalamazlar. Bu yapıları deprem yıkmadan önce kamu iradesi, bu tür kaçak yapıların içinde oturanlara destek olmalı ve bu yapılar kamu tarafından boşaltılarak yıkılmalıdır.

Projeli ve ruhsatlı, üzerinde kaçak kat ilavesi olan yapı sayısı hiç de az değildir. Bu kaçak katlar yıkılmalıdır. Kaçak katların yıkılmış olması bir yanıyla bu yapıların güçlendirildiği anlamına gelir. Aksi halde Kartal Yeşilyurt Apartmanında olduğu gibi kendi kendine yıkılmasa da yaşanacak depremde yıkılmaları çok büyük bir olasılıktır.

Deprem sonrası oluşturulan kriz masaları ve kurtarma çalışmalarıyla soruna çözüm aranması çıkar bir yol değildir. Asıl sorun insanlarımızı göçük altında bırakmamaktır. Bunun için yapı stokunu depreme dayanıklı hale getirmek gerekir.
Bugüne dek çıkarılan imar aflarıyla, planlama esaslarına, kamu yararına, imar mevzuatına ve mimarlık-mühendislik sürecine uygun, afete dayanıklı, insan ve çevre sağlığını gözeten, yaşanabilir kentlere karşı; mimarlık ve mühendislik süreçlerinden bağımsız olarak üretilmiş, sosyal donatısız, yeşil alan sistemlerinden yoksun yapılaşma adeta teşvik edilmiş; kentlerden yaylalara, tarım alanlarına; kıyılardan ormanlara yayılmış, doğal, tarihi arkeolojik varlıklarımız talan edilmiştir. Son düzenlemeler ise sağlıksız ve güvenliksiz yapıların kayıt altına alınması suretiyle teşvik edilmesi, Yapı Kayıt Belgelerinin iptal edilmesi, bunun sonucunda milyonlarca kişinin mağdur olması gibi sonuçlar doğurmuştur.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hayata geçirilen İmar Barışı uygulamaları kapsamında, başvurulara ilişkin değerlendirmenin ardından bugüne kadar toplam 7,2 milyon kaçak bağımsız yapıya ruhsat verildiği belirlenmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verilerine göre, 31 Aralık 2019 tarihinde 3 milyon 141 bin 821 kaçak yapıya Yapı Kayıt Belgesi verilmiştir. Son İmar Barışı düzenlemesine istinaden yapılan 3 milyon 141 bin 821 başvurudan ise 25 milyar TL gelir elde edilmiştir.

Ülkemizde bilime, mühendisliğe ve bilgiye dayalı liyakat sistemi tümüyle ortadan kalkmıştır. Mühendislik eğitiminde, yapı denetiminde ve kaliteli mühendislik hizmetlerinde ciddi bir sorun vardır. Bu sorunlar acil olarak giderilmelidir.

Kubilay Kaptan

1970 yılında Trabzon’da doğdu. İlkokul ve ortaokul eğitimini İstanbul’da, lise eğitimini İstanbul ve Toronto’da tamamladı. Lisans eğitimini, 1993 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünde; yüksek lisans eğitimini 1995 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladı. Doktora eğitimine Boğaziçi Üniversitesi’nde başlayan Kubilay Kaptan, Princeton Üniversitesi’nde geçirdiği dönemle beraber doktora çalışmasını 2004 tarihinde tamamladı. 1995 yılında STFA’da çalışmaya başladı. 1995 yılında Pakistan’da teknik ofis mühendisi, 1997 yılında Abu Dhabi’de Şantiye Şefi olarak görev yaptı. 1999’da Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Komitesi’nde Statik Şefi olarak çalışmaya başladı ve 2000 yılında Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Komitesi’nin ilk Türk İnşaat delegesi olarak seçildi. İnşaat delegesi olarak Hindistan, Bangladeş, Afganistan, Nepal’de görevlerde bulundu. 2001 yılında Uluslararası Kızılhaç Komitesi’ne de Anlaşmazlık Delegesi olarak çalışmaya başladı ve farklı ülkelerde görev yaptı. 2002 yılında Tancon İnşaat; 2006 yılında, Ukrayna’da D&C Company, 2007 yılında Nadir Yapı’yı kuran Kubilay Kaptan farklı inşaat projelerinde görev aldı. Akademik kariyerine 2006 yılında Yeditepe Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi mimarlık bölümünde başladı. 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Anabilim dalında, 2009 yılında İstanbul Aydın Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Anabilim dalında, 2015 yılında Okan Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Anabilim dalında ve 2016 yılında Beykent Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Anabilim dalında yardımcı doçent olarak görev yaptı. 2009 ve 2014 yılları arasında Afet Araştırma Merkezi’nin kuruculuğunu ve müdürlüğünü üstlendi. Beykent Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Türkçe ve İngilizce Bölüm başkanlığına 2018 yılında atandı. 2017’de ilk kitabı Bilim İnsanlarının Tarihi, 2018’de ikinci kitabı Yansımalar ve 2021’de ilk romanı Oyuncak Bebek yayınlandı. Halen inşaat mühendisliği, yazarlık, IFRC ve ICRC danışmanlığını sürdüren Kubilay Kaptan evli ve bir çocuk babasıdır.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top