IMF’YE MUHTAÇ MI OLDUK?

Son Güncellenme Tarihi: Ağustos 27, 2021 / 12:23

Dünyanın gözü kulağı Jackson Hole toplantısından çıkacak mesajlarda. FED varlık alımlarını ne zaman azaltmaya başlayacak? Faiz artırımları ne zaman başlayacak? Piyasalar bu iki kritik sorunun cevabını aramakla meşgul. Dünyada bunlar yaşanırken bizde IMF konusu yine tartışılmaya başlandı.

IMF tarafından pandemi sürecinde üye ülkeleri desteklemek amacıyla oluşturulan toplam 650 milyar USD tutarındaki paradan Türkiye’nin payına düşen 6,3 milyar USD’lık kısım TCMB rezervlerine girdi. Bu konuda söylenmesi gereken birkaç başlık var.

  1. TCMB hesaplarına giren bu tutar TCMB’nin net rezervine bir katkısı olmayacak. TCMB’nin eksi net rezerv sorunu hâlâ devam ediyor. Son verilere göre net rezerv -40 milyar USD’den biraz fazla.
  2. IMF’den gelen bu tutar diğer taraftan TCMB’nin brüt rezervlerinde görülecek.
  3. Bu para sadece Türkiye’ye verilmedi. Oluşturulan 650 milyar USD tutarındaki fon 190 ülkeye payları oranında kullandırıldı ve ülkelere bu paraları kullanmaları konusunda serbestlik tanındı.
  4. Sonuncusu ve bence en önemlisi 6,3 milyar USD tutarındaki bu para Türkiye’ye bir stand-by anlaşması çerçevesinde verilmedi.

Şimdi gelelim gündeme. Adım kadar eminim bu konu siyasi alanda bir tartışma konusu olacak. Bunun da ilk sinyalleri gelmeye başladı. Muhalefet hani IMF’e borç verecek durumdaydık ne oldu da şimdi IMF’den para alındı diye Hükümet’e yüklenecek. Bazıları üzülecek ama bu eleştiri çok haksız hatta yanlış. Ortada IMF ile yapılmış bir stand-by anlaşması yok. Dolayısı ile “Ülkeyi IMF’e muhtaç ettiniz” yaklaşımları doğru değil. Son yıllarda IMF konusu Türkiye’de bir tabu haline dönüştü. Hükümet bu konuda elini kolunu kendi kendine bağladı.

Tabii şunu da not düşmek gerekli.

IMF hiçbir ülkenin kafasına silah dayayarak bir stand-by anlaşması yapmıyor. Ekonomi açısından işleri iyi gitmeyen ülke gidiyor IMF’ye. Bize yardımcı olun diye. İhtiyaç duyulan tutar belirleniyor.  IMF bir reçete yazıyor. Reçete ilgili ülkenin hükümeti tarafından onaylanırsa şarta bağlanıyor. Yapılması gerekenler yapıldıkça kredi belli oranda serbest bırakılıyor. Türkiye geçmişinde defalarca IMF ile stand-by anlaşması yaptı. Bunların bazıları başarılı şekilde uygulandı, bazıları ise belli aşamada bozuldu.

Ama alınan 6,3 milyar USD tutarındaki bu para böyle bir para değil. Alınmaması da büyük bir hata olurdu. Türkiye, IMF’in kurucu ortaklarından ve bu parayı kullanma hakkı var.

Neden kullanmasın?

Hele ekonomik açıdan bu denli zorlu bir süreçten geçiyorken.

Aidatını ödediğin sitenin havuzuna girmemek, asansörüne binmemek gibi bir durum bu. Hükümet de bu süreci yönetirken bu eleştirilerin geleceğini elbette hesaba katmıştır. Şimdi yapılması gereken kamuoyu ile doğru iletişim kurulması. Bu arada Türkiye bu parayı almalı dediğimde bana IMF’ci diyen arkadaşlara da buradan selam olsun.

Hayat devam ediyor, şartlar kişiler için de şirketler için de hükümetler için de değişiyor. O nedenle büyük konuşmaya, kendini bağlamaya gerek yok.

Mert Yılmaz

1973 yılında İstanbul’da doğan ve 1995 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi İstatistik Bölümü’nden mezun olduktan sonra sermaye piyasalarında çalışmaya başlayan Mert Yılmaz, çeşitli aracı kurumlarda farklı görevlerde bulunmuştur. Kariyerinin yaklaşık yarısını araştırma bölümlerinde, geri kalan yarısını ise pazarlama-satış alanında geçirmiştir. 2016 Ocak ayından beri NoorCM Menkul Değerler A.Ş.’de Yurt İçi Piyasalar Satış Müdürü olarak görev yapmaktadır. Görsel ve yazılı medyada piyasalar üzerine düzenli yorumlar yapan Mert Yılmaz, aynı zamanda şirketlere danışmanlık hizmeti de vermektedir. 2016-2017 eğitim yılında Nişantaşı Üniversitesi’nde İktisadi İdari Bilimler Fakültesi bünyesindeki Ekonomi ve Finans bölümünde öğretim görevlisi olarak da görev yapmuıştır. Şu an İnfo Yatırım Genel Müdürü olarak çalışmaktadır.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top