İstanbul'un unutulmaz deniz kazaları ve sessiz kahramanlar

Mitolojide inanılmaz öyküler vardır. Günümüzün bilim kurgu ve fantastik edebiyatı mitoloji ile yarışamaz… Mesela ‘Boğa Geçidi’ yani ‘Bosfor’ adını verdikleri İstanbul Boğazı’na konuşan kayaları yerleştirenler, binlerce yıl önceki adı bilinemeyen yazarlar veya söz sanatı ustalarıdır.

Sisi, akıntısı ve rüzgarlarıyla tarihin her döneminde denizcilerin korkulu rüyası olmuştur İstanbul Boğazı.

Dünyanın en tehlikeli dar su yolları arasında gösterilen boğaz, yakın tarihimizde can yakıcı deniz kazalarına mekan oldu. Bu deniz kazalarının tanıkları pek çok; denizi saran petrol alevleri arasında mücadele eden sessiz kahramanları da hiçbir zaman unutmamak lazım.

Boğazın unutulmaz deniz kazası 15 Kasım 1979 yılında meydana geldi. Hem de İstanbul’un neredeyse tam orta yerinde… Haydarpaşa Limanı’nın 800 metre açığında Libya’dan yüklediği 94 bin 600 ton ham petrolü Romanya’ya taşıyan Rumen bandıralı Independenta adlı tanker, Karadeniz yönünden gelen Yunan bandıralı Evriyali adlı kuru yük gemisine çarpmıştı. Kentin dört bir yanından duyulan korkunç bir patlamayla uyandı İstanbullular. Çıkan yangın günlerce sürdü, 43 denizci öldü, bazılarının cesedi yanmış halde kıyıya vurdu. Kaza sırasında iki gemide de kılavuz kaptan olmadığı açıklandı.

Kazanın enkazı bile 10 yıl sonra kaldırılabildi.

Boğazın son büyük kazasının tarihi ise 13 Mart 1994… Kurban Bayramıydı ve sessiz bir akşam vaktiydi. Saatler 22’yi gösterdiğinde boğazın Karadeniz girişindeki Büyükliman önlerinden alevler yükseldi. Bayram sevincine büyük kazanın dehşetli gölgesi düşmüştü. Bu kaza Türk Boğazları deniz kazaları tarihine Nassia -Shipbroker deniz kazası olarak geçti.

Bu kazaya başından beri müdahale edenlerden biri de Kılavuz Kaptan Saim Oğuzülgen idi. Ömrünü denizlere veren artık 80 yaşına gelen Oğuzülgen, Kılavuz Kaptanlar Derneği’nin başkanlığını yaptı, önemli denizcilik kuruluşlarında yönetici olarak görevlerde bulundu.

HER AN PATLAYACAK TANKER ÇEKİLİYOR
Bu kazada da Nassia tankerinde ham petrol vardı, Shipbroker ise dökme yük gemisiydi. Kazada dökme yük gemisinden 28 denizci öldü, tanker mürettebatı kaza anında hemen gemiyi terk ederek kurtuldu.

Oğuzülgen o günleri şöyle anlatıyor:
“Bu kazada ilk kez denenen operasyon, yanan bir tankerin boğazdan Karadeniz’e çekilmesidir. Tankerde 96 bin ton ham petrol vardı ve kent için çok tehlikeliydi. Kurtarma ve çekici botlarla büyük patlama riskine karşı bu operasyon gerçekleştirildi. Kurtarma ekipleri, canlarını hiçe sayarak İstanbul’u faciadan kurtardılar.”
Operasyonu pilot kameraman arkadaşım rahmetli Murat Öztürk ile havadan görüntüleyip haber yapmıştık.

Bu kaza boğazın son büyük gemi çatışmasıydı ve Türkiye’nin gözünü açan kaza oldu. Sadece İstanbul Boğazı değildi söz konusu olan, Çanakkale Boğazı da vardı. Ve kurulan sistem Türk Boğazları ve Marmara gemi geçişlerini düzenliyordu.

1994, 1998 ve 2019 yıllarında yapılan düzenlemeler ve Radar Gözetim Sistemiyle boğazlarda kaza riski en aza düşürüldü.

Depremdi, seçimdi derken, bu kadar harala gürele arasında İstanbul’un son büyük kazasının yıldönümünde hatırlatmakta yarar var diye düşündüm.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Erdil Arşivi