İstemeye istemeye “pas”

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) şubat ayı Para Piyasası Kurulu (PPK) toplantısı dün yapıldı ve TCMB piyasa beklentileri dahilinde faizleri değiştirmedi, %14’te sabit bıraktı. Bu kararla art arda ikinci toplantıda da faiz değişmemiş oldu. Şüphesiz ki yükselen ve yükselme eğilimi devam eden enflasyon bu karardaki en önemli faktör.

Bu kararın ardından başta döviz piyasası olmak üzere piyasalarda önemli bir hareketlilik görmedik. Bir süredir 13,50 TL etrafında seyreden dolar kuru hareketini sürdürdü.

Bu arada hatırlatmakta fayda var; TÜFE %50, ÜFE %95 seviyelerinde ve önümüzdeki aylarda her iki endekste de daha yüksek seviyeleri göreceğiz. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, göreve geldiği ilk günlerde ocak ayında enflasyonda zirvenin görüleceğini söylemişti ancak geçtiğimiz günlerde zirvenin yılın ilk çeyreğinin sonrasına kalabileceği dillendirilmeye başlandı. Bu da bize TCMB’nin bir süre daha faizi sabit tutarak yoluna devam etme olasılığının arttığını gösteriyor. Aslında TCMB faizleri daha da indirmek istiyor ama şartlar içeride de dışarıda da iyice zorlaştı ve atılan adımların sonucu da görüldü. Sadece TCMB politika faizi indi, buna karşılık mevduat faizi, kredi faizi, tahvil faizi, CDS hepsi yükseldi. Düşsün diye atılan adım kredi faizlerini yükseltti.

Diğer taraftan Fed’in geçen ay yaptığı toplantı tutanakları da dün açıklandı. Özetle; varlık alım programı mart ayında sona eriyor, faiz artırımları mart ayında başlıyor ve tahminler mayıs ayında bilanço küçültme operasyonunda düğmeye basılacağına işaret ediyor. Enflasyon oranları ABD’de Fed’in de düşündüğü seviyelerin üstüne çıktı. Geçici olarak görülen enflasyonun kalıcı ve rahatsızlık verici hale geldiğini görüyoruz. Dolayısı ile bu durum Fed açısından daha sıkı bir para politikasını beraberinde getirebilir. İşte burada yeni bir tartışma konusu çıktı. Fed; mart ayı toplantısında faiz artırımlarına 25 baz puanlık bir adım ile mi başlayacak 50 baz puanlık bir adım ile mi? Piyasadaki beklentiler ilk adımın 50 puanlık bir faiz artışı olma olasılığının arttığına işaret ediyor.

Fed’in atacağı adımlar şüphesiz ki gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülke ekonomilerini etkileyecek. Klasik ifade ile anlatmaya çalışayım. Dolar anavatanına dönecek.

Peki bu süreç bize nasıl yansır?

Son zamanlarda dillere pelesenk olmuş bir ifade dolanıyor piyasada. “Bizde yabancı yatırımcı kalmadı. Bu nedenle Fed’in atacağı adımların etkisi bizde sınırlı olur…” Mantık olarak haklılık payı var bu söylemin. Ama ülkede yabancı yatırımcı bırakmamış olmamızın neyine seviniyoruz onu anlamak mümkün değil. Yıllar önce yabancı yatırımcı geliyor diye zil takıp oynayanlar bugün yabancı yatırımcı kalmadı diye zil takıp oynuyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mert Yılmaz Arşivi