iTTiFAK SAVAŞLARI
Bu kadar erken başlayacağını tahmin etmiyorduk. Olağan seçimler 2023 yılında, üç yıldan biraz az zaman var. Ama kavga ve bölüşüm erken başladı.
Başkanlık sisteminin getirdiği yüzde 51’i bularak iktidar olma kuralı ittifaksız iktidara imkan vermiyor. İttifak Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçtirmeyi başardı, yerel seçimdeyse muhalefetin ittifakı galip geldi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, Millet İttifakı’nın güçlü ortağı İYİParti Genel Başkanı Meral Akşener’e yaptığı beklenmedik “Evine dön” çağrısı ittifak savaşlarının bir cephesi.
Kurultay’da sessizce oturan Muharrem İnce’nin CHP’den ayrılıp parti kurmaya heves etmesi savaşların bir başka cephesi.
Kuruldukları andan itibaren AK Parti’nin yüzünü çevirdiği, iletişimi reddettiği Ali Babacan’ın Deva Partisi ve Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi de bir cephe.
En önemli cephelerden biri de HDP ve Selahattin Demirtaş’ın tutumu hiç kuşku yok.
Saadet Partisi, Millet İttifakı’nın yanında yer aldı, yeni dönemde de yer alacak mı, bu da bir başka cephe.
Recep Tayyip Erdoğan ile girdiği yarışta yüzde 30 oy aldığını her fırsatta gururla anlatan, yeniden seçim olması halinde doğal olarak CHP’nin adayının kendisi olması gerektiğini savunan İnce, yeni plan yapıyor.
Baştan söyleyeyim, parti resmen kuruluna kadar, yani o dilekçe İçişleri Bakanlığı’na verilen dek Muharrem İnce’nin CHP’den ayrılacağına inanmayanlardanım.
Hepimizin gördüğünü Muharrem İnce de görüyordur. Millet İttifakı’nın son yerel seçimlerde kazandığı moralle iktidara bu kadar yakınken ‘bir bölen’ olması riskini.
Belki bölen bile olamamayı…
Kurultay’da sessiz kalıp, liste dahi çıkarmayan İnce’nin dışlanma hikayesi inandırıcı gelmiyor. İncinme yakınması da Muharrem İnce gibi tecrübeli bir siyasetçiyi nasıl parti kurmaya taşıyabiliyor anlamış değilim.
İktidarın tümüyle kontrol ettiği yazılı ve özellikle görsel basının İnce’nin kıymetini birdenbire keşfetmesi, ekranlarını ona ayırması dikkat çekici değil mi?
Gaza gelmek diye bir tabir var. Elbette gaza getirilmek de var. Ahalinin bu gaza gelmesi zor. Bu kez de Muharrem Bey, gaza getiriliyor anlayacağınız.
İnce’nin Millet İttifakı’ndan pay almak istediğini yazmıştım, yineleyeyim ama pay böyle alınmaz onu hatırlatayım.
Nasıl Erdoğan ile Bahçeli arasında sarsılması çok güç bir birliktelik varsa, Kılıçdaroğlu ve Akşener arasında da o iş birliği kararlılığı var.
Parlamenter sisteme dönüş konusunda tam bir mutabakat içindeki bu iki ismi bekleyen tek tehlike, Erdoğan’ın karşısına çıkarılacak isimde yaşanabilir.
Akşener, aday olacağının işaretlerini veriyor, gizlemiyor tutumunu. Kemal Bey ise olmayacağını her fırsatta dile getiriyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimini ikinci tura taşımak Millet İttifakı’nın en temel stratejisi olacak. Dolasıyla iki isim ilk turda kavga etmezlerse ikinci tura kalan ismin etrafında yer almaya razı kalacak.
Kılıçdaroğlu’nun kurultayda yaptığı konuşmada amaçlarının Millet İttifakı’nı daha genişletmek olduğunu söylemişti. “Dostlarımızla iktidara geleceğiz” sözleri yankı uyandırmıştı. Yeni parti yönetiminin ardından CHP’nin, Babacan ve Davutoğlu ile daha sık görüşmesi beklenirken, HDP de geride bırakılmayacak.
İttifak savaşlarında gedik vermeyen seçimi kazanacak. O yüzden uzun ve ince bir yol bekliyor tarafları.