İyi Parti 3. yaşını kutluyor

Son Güncellenme Tarihi: Ekim 28, 2020 / 09:50

İYİ Parti geçtiğimiz pazar günü İzmir Gündoğdu Meydanında büyük bir coşku ile kuruluşunun üçüncü yılını kutladı. İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’in MHP genel başkanlığına aday olup, MHP’nin parti içi oyunları, siyasi oyunlar ve yargıdaki oyunlar ile kazandığı Kongrenin iptalinden sonra, ‘Bu düzen artık böyle gitmez, bu millet bu yükü daha fazla kaldıramaz’ diyerek, büyük bir cesaret ve kararlılıkla kurduğu İYİ Parti’nin kuruluşunun üzerinden üç sene geçmiş.
Kuruluşu ile, AK Parti’nin Türkiye’yi, MHP ortaklığı ile soktuğu çıkmaz sokaktan çıkışın yolu için millete ümit olan İYİ Parti, işin başından beri bir dolu saldırıya ve iftiraya maruz kaldı. Ancak bu iftiraların ve saldırıların hiç birisi Meral Başkanı ve onunla yola çıkan cesurlar ve iyiler hareketini yolundan çeviremedi.
İYİ Parti, AK Parti’nin ve MHP’nin diliyle en önce ‘FETÖ’cü’ oldu, ‘terörist’ oldu, ‘zillet’ oldu ‘illet’ oldu ama bu kararlı ve onurlu siyasi parti üç yılın içinde gene aynı iktidarın genel başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle ‘yerli ve milli’ olarak ilan edildi. Ortağı MHP’nin Genel Başkanı sayın Bahçeli de sayın Meral Akşener’e ‘eve dönme’ çağrısında bulundu.
Ancak hatırlamak gerekir ki hala bu ülkenin savcıları üç yılın içinde %15 oy bandına oturan İYİ Parti’nin sayın genel başkanı hakkında edepsiz bir iftira ile ileri sürülen FETÖ’cü yakıştırmasını soruşturabiliyorlar.
İYİ Parti 3.yaşını kutlarken yeni bir iftira ile karşı karşıya. Partinin milletvekili Ümit Özdağ, CNN ekranlarında Ahmet Hakan’ın programında, Partisinin İstanbul İl Başkanı hakkında FETÖ’cü iddiasında bulundu. Araştırılmalı dedi.
Ancak anlaşıldı ki bu iddia kendisi tarafından Meral Hanıma zaten çok önceden ileri sürülmüş. Kaynak olarak da istihbarati bilgi demiş. Sayın Akşener de sıcağı sıcağına işi hiç uzatmadan sorulabilecek en yetkili makama sormuş. MİT Başkanı sayın Hakan Fidan’a. Ayrıca yetinmemiş bir de Savunma Bakanı sayın Hulusi Akar’a sormuş ve devletin elinde İYİ Parti İstanbul İl Başkanı hakkında FETÖ ile ilişkisi olduğuna dair hiçbir bilgi olmadığı cevabını almış.
Şimdi bu cevabı alan sayın Ümit Özdağ’ın, İYİ Parti’nin Kongresi sonrası kamuoyuna yaptığı bu açıklamanın amacının ne olabileceğinin takdirini millete bırakıyorum.
Bir milletvekili partisinin il başkanı hakkında eğer kamuoyu önünde böylesine ağır bir suçlamada bulunuyorsa, tabiri caizse elinde kapı gibi delillerinin olması gerekir. Sadece dayısı FETÖ’den yargılanan eski MİT’ci, CIA’ci demek yetmez. Zira suçun şahsiliği ilkesi çok şükür ki bunca bozulan hukuk düzenine rağmen henüz ayakta duruyor. Ne zamandan beri yargılanmakta olan bir sanığın, velev ki suçlu bulunup hükümlü olsun, oğlunu, babasını, yeğenini de aynı suçtan suçlar olduk.
Diğer incir çekirdeğini doldurmayacak iddia ise sayın Buğra Kavuncu’nun Kazakistan’da çalıştığı yıllarda 2007-2010 yılları arasında Kazak Türk İş Adamları Derneği üyesi olması. İyi de o yıllarda bu Dernek FETÖ’cü falan değil. Anadolu Ajansı, Ziraat Bankası, Türk Hava Yolları dahil irili ufaklı 150 dernek üye. Üstelik Türk Konsolosluğu, Türk iş insanlarını bu Derneğe üye olmaya teşvik ediyor. Dönemin cumhurbaşkanı, başbakanı gelip konuşmalar yapıyor. Kavuncu Türkiye’ye dönerken zaten Dernekten ayrılmış.
Yahu bu ülkenin mahkemeleri 17-25 Aralığı, FETÖ’nün terör örgütü olarak kabul edilmesi ve o tarihten sonra ilişkili olanların FETÖ’cü olduğuna hükmetmiyor mu. Zaten aksi taktirde, esas yıllarca Pensilvanya’yı su yoluna çeviren, terörist başı ile birlikte resimler çektiren, el etek öpen iktidar partisinin bir çok milletvekili, bakanı, belediye başkanı, üyesi FETÖ’cü olmayacak mı?
Özetle, sayın Özdağ’ın aslında İYİ Parti’ye ve sayın Başkanı’na karşı açtığı bu savaşta, Buğra Kavuncu hakkındaki bu iddialar sadece bir araç. Ama böyle önemli bir suçlama için hukuken bomboş bir araç. Nitekim Buğra Kavuncu, mahkemeye başvurarak, Özdağ hakkında suç duyurunda bulunurken, kendisinin de FETÖ’cü olup olmadığının soruşturulmasını talep etti.
Kavuncu diyor ki, benim 5 dayım 4 halam var. Muhtemelen Ümit Özdağ, bu dayımı benim ömrümde gördüğümden çok daha fazla görmüştür. Nitekim sayın Özdağ da açıklamasında, Enver Altaylı’nın kendisine daha parti kurulmadan, parti kurmak yerine sokağa çıkın diye tavsiye ettiğini söylüyor.
Şimdi adama sormazlar mı, madem Enver Altaylı’nın FETÖ’cü olduğunu biliyordunuz, devlete düşman olan bir adam olduğunu biliyordunuz, bir milletvekili olarak bu adamla işiniz ne, ne diye onunla oturup konuşursunuz diye.
Her şerde bir hayır vardır denir ya, İYİ Parti’ye yapılan bu saldırı da aslında Türkiye’ye, İYİ Parti’nin en gencinden en deneyimlisine bütün fertleri ve mensupları ile partilerine bir saldırı yapıldığında nasıl tek vücut haline gelerek ortak sesle tepki verdiğini gösterdi.
CNN ekranlarındaki program biter bitmez İstanbul’un 39 ilçe başkanı il başkanlığına koşarak haklı tepkilerini ve öfkelerini göstermeye başlamıştı. Ortak imzaladıkları dilekçe ile sayın Özdağ’ın partiden ihracını talep ettiler. Dün 81 ilin bütün başkanları Merkeze gelerek gene Özdağ’ın ihraç edilmesi talebiyle dilekçeler verdiler.
Kanımca burada sayın Özdağ’ın esas düşünmesi gereken, kurucuları arasında olduğu İYİ Partide yarattığı bu infialdir. Yaptığı bu suçlamanın kimlerin ekmeğine yağ sürdüğüdür.
Aslında İYİ Parti tam da Türkiye’de bütün bu haksızlıklar, usulsüzlükler, adaletsizlikler, delilsiz şekilde insanların birbirini, terörist, olarak suçlayarak hayatlarını karartması, ekonomideki çarpıklıklar, ülkenin varlıklarının yandaş müteahhitlere peşkeş çekilmesi bitsin diye kurulan bir parti.
İYİ Parti, artık Türkiye’de 18 yılı aşkındır süren bu çarpık düzenin bitmesi gerektiğine inananların partisi. İYİ Parti, çoluğu çocuğu bu ülkeden kaçıp gitmesin diyenlerin, helalinden kazandığını ailesiyle oturup huzur içinde sofrasında yemek isteyenlerin partisi. Doların 8.15 TL olduğu bir ekonomide ülkenin maliye bakanının dolara bakmamasını anlayamayanların partisi. Velhasıl İYİ Parti, Türkiye’de iktidarı ilk seçimde düşürecek olan sessiz ve haklı çoğunluğun partisi.
İYİ Parti’den ne kadar çok isterler ise istesinler terörist, FETÖ’cü ya da PKK’cı çıkaramazlar.
Zira İYİ Parti, ülkesinin, milletinin, gençliğin iyiliğini, hayrını isteyen Atatürkçülerin Partisi.

Bahadır Erdem

Bahadır Erdem, 1964 yılında doğmuştur. Babası Sami Erdem, annesi Bingül Erdem’dir. Aslen Darende, Malatyalıdır. Ailesinin tek çocuğu olarak doğmuştur. Ted Ankara Kolejinden 1983 yılında mezun olduktan sonra 1987 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 1992 yılında yayınladığı teziyle İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Bölümü’nden Yüksek Lisans Derecesini, 1998 yılında yazdığı doktora teziyle İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Bölümü’nden Doktora unvanını aldı.

Bahadır Erdem, 2000 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devlm Dalı’na Yardımcı Doçent, 2004 yılında da aynı Anabilim Dalına Doçent ve 2009 yılında da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalına Profesör kadrosuyla atandı. Prof. Dr. Erdem, ayrıca, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde milletlerarası özel hukuk, kanunlar ihtilafı, uluslar arası bireysel davalar, uluslar arası fikri mülkiyet hukuku, Türk Vatandaşlık hukuku ve yabancılar hukuku dersleri vermektedir.

27 Kasım 2007 tarihli ve 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un, tüm hazırlık çalışmalarında bulunmuş ve Adalet Bakanlığı Komisyonu Üyesi olarak Kanun’un kabul edilmesine kadar aktif görev yapmıştır.

Prof. Dr. B. Bahadır Erdem 2004-2010 yıllarında Türkiye’deki üniversiteleri temsilen Türk Patent Enstitüsü Yönetim Kurulu üyeliği görevini yürütmüştür. Profesör Bahadır Erdem, Özel Hukukun Uyumlaştırılmasına İlişkin Uluslararası Enstitü’nün (UNIDROIT) Yönetim Konseyine seçilen Türkiye’nin ilk resmi üyesidir.

Prof. Bahadır Erdem, hâlihazırda Aile Hukuku Derneği’nin başkanlık görevini yürütmektedir. Bahadır Erdem, aynı zamanda Türk Eğitim Vakfı mütevelli heyeti üyesi olup, Melek Yatırımcılar Derneği yönetim kurulu üyeliğini de sürdürmektedir. Prof. Bahadır Erdem aynı zamanda uzmanlık alanına giren konularda avukatlık, milli ve milletlerarası tahkim alanında hakemlik, arabuluculuk, danışmanlık ve bilirkişilik de yapmaktadır. Prof. Bahadır Erdem, birçok ICC tahkim mahkemesinde hakemlik yapmış ve yapmaktadır.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top